Uzmanlar, son yıllarda akıllı saatlerin sağlık üzerindeki etkilerini araştırmaya büyük önem veriyor. Yapılan bir çalışmada, 10 bin kullanıcıdan toplanan biyometrik veriler incelendi ve bu cihazların stres yönetiminde önemli bir rol oynadığı ortaya kondu. Akıllı saatler, stres seviyesini algılayarak kullanıcıların nefes egzersizleri yapması için önerilerde bulunabiliyor. Aynı zamanda, erken dönem kalp ritmi anomalisi tespiti gibi özellikler sayesinde birçok ciddi sağlık sorununu önceden belirlemek mümkün hale geliyor.
Uyku izleme teknolojisi ise bu cihazların dikkat çeken bir başka özelliği. Yeni modeller, uyku evrelerini ayrıntılı bir şekilde analiz ederek uyku kalitesini artırmaya yönelik önerilerde bulunuyor. Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, düzenli uyku izleme programı kullanan kişilerin hem kronik yorgunluk seviyelerinin azaldığı hem de bağışıklık sistemlerinin güçlendiği gözlemlendi. Bu bulgular, akıllı saatlerin fiziksel sağlık kadar psikolojik sağlığı da destekleyebileceğini gösteriyor.
Akıllı saatlerdeki sağlık takibi özellikleri aynı zamanda doktorlarla hastalar arasındaki iletişimi güçlendiren bir köprü işlevi görüyor. Cihazların mobil uygulama entegrasyonu sayesinde hastalar kendi verilerini hızlıca paylaşabiliyor ve detaylı bir sağlık raporu oluşturabiliyorlar. Harvard Tıp Fakültesi’nin yaptığı araştırmaya göre, bu tür veri paylaşımı doktorların doğru teşhis oranını yüzde 30 oranında artırıyor.
Başlangıçta fitness ve spor odaklı üretilen akıllı saatlerin, bugün daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edebilmesi oldukça dikkat çekici. Aynı zamanda bu cihazlar, ebeveynler için çocuklarının aktivite seviyelerini takip etme veya yaşlı bireylerde düşme algılama gibi özel kullanım alanları da sunuyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)