Enflasyon, genellikle ekonominin genel fiyat seviyelerindeki artış olarak tanımlanır. Ancak yüksek enflasyon, sadece fiyatları yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2024 yılında enflasyon oranı %50 civarlarında seyretmektedir. Bu oran, tüketici ve üretici fiyatları üzerinde baskı yaratırken, reel büyüme oranlarını da sınırlamaktadır.
Araştırmalara göre, yüksek enflasyon oranları, tüketicilerin harcama alışkanlıklarını değiştirmelerine neden olur. Tüketici güveni azalır, çünkü halkın gelirleri, enflasyon oranlarındaki artışı karşılamakta zorlanır. Bu durum, özel sektör yatırımlarının da gerilemesine yol açar. Dünya Bankası verilerine göre, yüksek enflasyonun uzun vadede ekonomik büyümeyi yavaşlattığı ve hatta resesyona neden olduğu görülmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranı yükseldiğinde, ekonomik büyüme genellikle zayıflar ve uzun süreli duraklamalar yaşanabilir.
Yüksek enflasyon, sadece ekonomik büyüme üzerinde değil, aynı zamanda istihdam üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilere göre, enflasyonun yükseldiği dönemlerde işsizlik oranı da artış göstermektedir. Enflasyon, üretim maliyetlerini artırarak şirketlerin kâr marjlarını daraltır. Bu durum, firmaların maliyetleri karşılayabilmek için üretimlerini kısmalarına veya işçi çıkarılmasına neden olabilir.
Birçok firma, enflasyon ortamında faaliyetlerini sürdürebilmek için iş gücünü azaltmak zorunda kalmaktadır. Örneğin, Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmeler, yüksek girdi maliyetleri ve düşük tüketici talebi ile başa çıkabilmek için daha az işçi çalıştırmayı tercih edebilir. OECD tarafından yapılan araştırmalarda, yüksek enflasyon dönemlerinde işsizlik oranlarının genellikle yükseldiği ve istihdam piyasasında daha fazla belirsizlik yaratıldığı belirtilmektedir.
Yüksek enflasyonun etkileri, sadece günlük harcamalarla sınırlı kalmaz. Enflasyon, insanların tasarruflarını değer kaybettirir ve özellikle sabit gelirli bireyler için yoksulluk riski oluşturur. Bu, uzun vadede toplumsal huzursuzluklara ve daha yüksek gelir eşitsizliğine yol açar. Türk Ekonomi Enstitüsü araştırmalarına göre, enflasyonun %30’un üzerine çıktığı dönemlerde, gelir grupları arasındaki fark daha belirgin hale gelir ve düşük gelirli aileler daha büyük bir ekonomik sıkıntı yaşar.
Yüksek enflasyon, yatırım kararlarını da olumsuz etkiler. Enflasyonun belirsizlik yaratması, işletmelerin ve yatırımcıların geleceğe yönelik öngörüde bulunmalarını zorlaştırır. Araştırmalar, yüksek enflasyon ortamında işletmelerin yatırım yapmaktan kaçındığını ve bunun da uzun vadeli ekonomik büyümeyi yavaşlattığını göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yaptığı bir çalışmada, yüksek enflasyonun yatırım ortamını olumsuz etkilediği ve yurtiçi ve yurtdışından gelen yatırım miktarlarını azalttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, Türk lirasının değer kaybetmesi, yabancı yatırımların ülkeye gelmesini engellemektedir. Yatırımcılar, yüksek enflasyon ve dalgalı döviz kuru ile karşı karşıya kaldığında, ülkeye yatırım yapma konusunda daha temkinli olurlar.
Birçok ekonomik araştırma, yüksek enflasyonun uzun vadede büyük bir ekonomik risk oluşturduğunu ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde çok daha belirgin etkiler gösterdiğini ortaya koyuyor.
(Özkan Güngörmez)