Uzmanlara göre bu olumlu tablonun arkasında eğitim politikalarındaki yenilikler, toplumsal farkındalık çalışmaları ve kadınların kariyer hedeflerinde yaşanan değişimler yatıyor. Eğitim reformlarıyla birlikte birçok üniversite daha kapsayıcı bir anlayış benimserken, kız çocuklarının eğitimine yönelik destek kampanyaları da ailelerin bu konudaki tutumlarını dönüştürdü. Özellikle Anadolu’daki birçok bölgede geçmişte yükseköğretim hayali kuramayan pek çok genç kız, günümüzde kendine bu alanda yer bulabiliyor.
Her ne kadar kadın öğrencilerin sayısında artış gözlemlense de araştırmalar, bazı sorunların hâlâ çözülmeyi beklediğini gösteriyor. Bunlar arasında kadının eğitim sonrası iş gücüne katılımı, erkek öğrencilerle eşit kariyer fırsatlarına erişim ve belirli bölümlerde toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının devam etmesi yer alıyor. Örneğin, mühendislik ve teknoloji alanlarında kadın öğrencilerin oranı hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. TÜİK’in 2022 yılı raporuna göre, bu tür bölümlerdeki kadın öğrenci oranı yalnızca yüzde 27 civarında.
Bu veriler ışığında, yükseköğretimde kadınların sayısal üstünlüğü kadar niteliği artıracak adımların da önemi ortaya çıkıyor. Kadın öğrencilerin farklı disiplinlerde cesaretlendirilmesi, staj ve istihdam olanaklarının artırılması gibi politikalar gelecekteki eşitliği güçlendirecek kritik unsurlar olarak öne çıkıyor.
(Özkan Güngörmez)