Mevcut ceza sistemimizle özellikle kadına ve çocuklara yönelik suçu maalesef engelleyemiyoruz. Beşeri hukuk kuralları çaresiz kalıyor.

Ancak bu sorunu çözmek durumundayız. Ve emin olun ülkenin en önemli sorunu bu konu. Kadınlarını çocuklarını bu sapıklardan katillerden koruyamayan bir devlet bir millet olamaz.

Bugün Türkiye bir kez daha ayakta. Pınar Gültekin isimli genç kadın eski sevgilisi tarafından önce dövülüyor, sonra öldürülüp yakılıyor. Yetmemiş varilin içinde beton döküyor katil genç kadının cesedinin üstüne.

İlk ifadesini okudum. Oldukça iyi çalıştırmış avukatları. Belli ki iyi avukatları var. Olabildiğince az ceza alması için ilk aşamadan itibaren sistematik bir plan devreye alınmış. Bu da utanç duyacağımız bir açık hukuk sistemimizde.

Öldürmeyeceksin! Öldürdükten sonra kimsenin af dileme hakkı olmamalı. Üstelik vahşice ortaya konulmuş bir cinayetin davası kelime oyunlarıyla falan sulandırılmamalı. Buna müsaade edilmemeli. Kanun net ve çok sert olmak zorunda.

Türk töresinde, İslam hukukunda vahşete, insan öldürmeye, kadına ve çocuğa yapılan tecavüzlere asla müsamaha gösterilmiyor. Kusura bakmayın beyler bu iş bu sistemle olmuyor artık.

Bize töremiz de inançlarımız da bu tür durumlarda affetmeyi değil şiddetle cezalandırmayı emrediyor.

Mekke’de kız çocukları diri diri toprağa gömülürken kızı hazreti Fatıma’yı omuzlarına alıp Mekke sokaklarında herkese meydan okurcasına gezen şanlı Peygamberin sözüne kulak vermek zorundayız. Bu bize emir.

“Kız çocuklarını hor görmeyin.  Zira ben kızlar babasıyım. Hz. Muhammed (SAV)”

Kanunla, cezayla olmayacağını ileri sürenler var. Eğitimle çözeceklermiş. Sanki bu ülkenin eğitilmişleri şiddet uygulamıyor. Profları, valileri benzer rezilliklerle gündeme gelmiyor. Onlarda okumuşları işte.

Eğer kanun ve kurallar, devlet erkinin dünyayı zindan edeceğini bilse elini kaldırabilir mi acaba? Yine asla affının olmadığını bilse.

Sokakta şiddeti durdurduğumuzda zaten bu tür olayları da durduracağız. Yapanın yanında kar kalmayacağını hissettirmek ve göstermek sonuç alma noktasında çok daha etkili olacaktır.

Bu tür olaylardan sonra bir güruh hemen hükümeti devleti hedef alıyor. İslam’ı örneğin hedef alıyor. Sanki bu kanunlar İslam kanunları. O kanunların büyük kısmı önünde aşağılık kompleksi duymaktan bir türlü vazgeçmediğiniz, el pençe durduğunuz, ağzınızda sakız ettiğiniz batının kanunları.

Oysa İslam kanunları uygulansa, mazluma el uzatanın eli gün batmadan kırılır. Kısasla ve misliyle karşılığını görür.

Ne diyordu üstat Necip Fazıl Kısakürek,  "Benim inandığım sistemde, sabah bir masumun öldürüldüğünü duyarsanız, akşam darağacında sallanan birini görürsünüz."

Hem lanet okuyacaksın hem de ceza şiddetlensin denilince bik bik bik. Yok öyle arkadaş. Bir mazlum katledildiğinde ki bu kadın erkek, genç yaşlı ya da çocuk olması hiçbir şeyi değiştirmez, bu medeniyetimize, kültürümüze, inancımıza, insanlık değerlerimize saldırıdır onu bileceğiz. Ona göre hareket edeceğiz.

İnsanlarımız, kadınlarımız, çocuklarımız bu caniler tarafından katledilirken, asla buna kulp bulamayız. Bunu hafifletecek, sulandıracak adımlar atamayız. Mazluma kalkan eli kırıp, dünyada cehennemi yaşatmaktan ileriye bir çare bulamayız.

Hiç olmazsa bu kez işi bir iki gün içinde sulandırmaya kalkacak asalakları ortaya sürerek, demokrasi insan hakları AB bilmem ne diyerek konuyu yeniden çıkışı olmayan bir zemine çekip soğumaya bırakmayalım.

Türkiye’ye, Anadolu’yu bu vahşetle yaşamaya mecbur etmeyelim. Hiçbir insan vahşice öldürülmeyi hak etmez. (Çocuk tecavüzcüleri, kadın tecavüzcüleri ve katilleri hariç) Hiçbir neden üretmeye kimsenin hakkı da hukuku da olamaz.

Asla kadınların ya da çocukların üzerinden ama ya da fakat diyerek bu vahşeti hafifletmeye, sıradanlaştırmaya kimse kalkmamalı.

Dahası bu noktadan itibaren din adamlarımız öne çıkarak bu alçaklıklarla ilgili gereken sertlikte açıklamalar yapmak durumunda.

İslam dininin, medeniyetimizin bu alçaklıklara karşı tutumunu anlatmalı. Töremizin ve İslam hukukunun bu konudaki uygulamalarını topluma anlatmalı.

Ve her bu tür olaydan sonra işi siyasete çeken alçaklara ve onların şakşakçılarına da iki kelamla bitirelim. Her defasında gerek dinimizi gerekse kültürümüzü hedef alarak, sanki bunların nedeni oymuş gibi göstererek, iktidarı da bu çerçevede simge yaparak saldıran alçakların aynaya bakmalarını öneririm. Vahşetin siyaseti olmaz.

Ha bu alçaklığın siyasetini arıyorsanız İslam hukukunu öneriyorum. Buyurun Türk töresi ya da İslam hukuku. Bunları uygulamaya ne dersiniz?

Beşiri hukuk üzerinden inanç sistemimize saldıran alçaklar da aynı vahşeti ortaya kokuyor. Yetmeyen beşeri hukuk. İslam hukukunun çözümü var. Üstelik Türk töresinin de çözümü var!