Mail on Sunday gazetesinde yayınlanan İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'ın makalesini bariz biçimde çarpıtan BBC'yi konuşuyoruz. BBC bunu The Guardian'ın yaptığı "BK Afganlar için Pakistan ve Türkiye'de Dış İltica Merkezleri Kurmayı Planlıyor" başlıklı habere dayandırıyor. 
Diyorlar ki; “BBC Türkçe zaman zaman İngiltere medyasında çıkan Türkiye ile ilgili haberleri özetleyerek okuyucularına aktarır.” Aktarır da yalan haberleri de mi aktarır? Bu sorunun cevabı yok ama kıvırma açıklaması aynen şöyle;
“Bu haberlerin aynı gün BBC Türkçe'de aktarılan ilk halinde ise bir atıf hatası yapılmış ve hem haberde, hem de başlıkta İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'a atfen "hükümetin Afgan mülteciler için Türkiye ve Pakistan'da işlem merkezleri kurulmasını" değerlendirdiği ifadelerine yer verilmiştir.
Bunun aslında İngiltere Savunma Bakanı'na ait ifadeler olmadığını, İngiltere Savunma Bakanlığına atfen, Türkiye ve Pakistan'ın da düşünüldüğüne ilişkin bir niyet beyanı olarak Guardian ve Mail on Sunday gazetelerinde yer almış bir bilgi olduğunu, haberde ise sehven bakana atfen aktarıldığını belirtiriz.
Sorun bir atıf hatasından kaynaklanmıştır fakat BBC Türkçe'nin böyle hatalar yapmaması gerekir. Bu nedenle okuyucularımızdan/izleyicilerimizden özür dileriz.”
Yani, “Özür diler, düzeltiriz.” BBC bunu hep yapıyor. Defalarca yazdım, içerideki yönetim sürekli algı yönetimine yönelik yayınlar yapıyor. Tepki gelmez veya az tepki gelirse susmakla yetiniyorlar, tepki gelirse özür diliyorlar ama bu arada iş işten geçmiş istedikleri algı üretilmiş oluyor. Bir yarışma programında resmen Hatay'ı Suriye ili olarak göstermişler, kendi adamları dahi itiraz edince o bölümü kesmişlerdi. 
Aradım, itiraz ettim... Klasik İngiliz politikasına başvurdular ve geçiştirdiler. Konuşacak yetkili bulamadım. Bulduklarım da nedense o programı izlememişlerdi, haberleri yoktu!
Ben bu konuyu yazdım ama bizden BBC’yi arayan olmadı, Hiç kimse itiraz etmedi (Kültür bakanlığı dâhil) yanlarına kaldı. Bu sadece bir örnek. Birçok kez yaşadım bu gibi olayları. Adamlar ortaya bir yalan atıyor kimse çıkıp da itiraz etmiyor.
Bu durumun BBC’de yönetimi ele geçiren PKK yanlısı birkaç kişinin eseri olduğunu da yazdım.
Bizim ilgili ve yetkililerin gözünden kaçmış olmalı!
Nedense hep kaçıyor gözlerinden!
İstihbarat Servisimizin bu gibi durumlarla ilgili bir bölümü olduğunu biliyorum. Onların da mı gözünden kaçıyor acaba? Yoksa kaçmıyor, gerekli yerleri uyarıyorlar da onlar mı işini yapmıyor?
Liyakat önemlidir. Anlamı sözlüklerde, “layık olma, yaraşma, yaraşırlık, uygunluk.” olarak verilir. Bir başka anlamı da “yeterlilik, yetenek.” olarak çıkar karşımıza. Bu işi yapması gerekenlerde liyakat aranmıyor mu acaba? Çünkü bir değil iki değil, bunlar bu işi hep yapıyor.
Lütfen biri ilgili kurumları uyarsın da memleketimiz aleyhine ve kasten yapılan bu kurgulara tepki verilsin artık, anında, derhal, hemen…
Son olayda tepki verilmesinin nedeni bunun üst düzeyde duyulmuş olması. Aslında Kemal ve Akşener’e borçluyuz bunu. Onlar sazan gibi atlayıp bunu kullanmaya çalışmasaydı yine duyulmayacak, ilgili kurumların tamamı veya bir bölümü tepki vermediği için de yine yanlarına kalacaktı.
Şimdi soracaksınız onlar özür diledi mi diye. Yok, tabii ki hayır. Yüzsüzlüğün daniskası… Ama onlar bunu hep yapıyor. Yalana sarılıyorlar sürekli… Bunların taraftarları yiyor elbet çünkü “Tayyip karşıtı” ne olursa olsun bu zavallı beyinsiz sürü inanmaya hazır. 
Neyse, konuya dönelim. Eliniz armut mu topluyor? Lütfen görevinizi yapın ve bu yalan simsarlarının ipliğini pazara çıkartın. Ya da üst yönetim bu işi yapamayanların yerine yapabilecekleri atasın. 
Ama birileri bir şeyler yapsın, Allah rızası için.