Bir tezgâh kurulduğu biliniyordu da detayları daha tam belli olmamıştı. Bunların sinsice tezgahladıkları şey birden ortaya çıkıverdi. Esas amaçları Apla’yı destekleyip seçimi ikinci tura bırakmakmış meğer. Bu sonuca nereden vardığımı merak ediyorsanız açıklayayım;

Muharrem siyasi hayatında görüp göreceği en yüksek mertebeye yani Cumhurbaşkanlığı adaylığı mertebesine ulaşınca sustu.

Daha sonra Kemal’in karşısında aday olmama garantisi bile verdi. Bunun bir anlamı olmalıydı elbet. Daha önce ortalığı yıkıp Kemal’e karşı aday olan, sert söylemlerle savaşan birinin tükürdüğünü yalaması garip gelmişti. Sonra jeton düştü. Bu jetonu düşüren de Güneri Cıvaoğlu’nun yazısı oldu. Cıvaoğlu “CHP, cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladığı ve sahneye attığı Muharrem İnce’yi yapayalnız bırakmış durumda.” Diye yazdı. Dahası var. Bakın yazısından bir bölüm aktarayım;

“Ne teşkilat ne parti yönetimi hiçbir konuda yanında değil. Miting organizasyonlarını kendi ekibiyle yapıyor. Kampanya bütçesi için kendisi dışında çalışan kimse yok. Partiden de bir yardım gelmiyor bu konuda. Sıkıntı sadece bununla da sınırlı değil. Fikri olarak da yanında değiller. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir fikri paylaşım, bir ortak söylem çalışması, milletvekili seçimi ve cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyalarını birlikte planlama konusunda bir paslaşma ve paylaşma söz konusu değil.”

Cıvaoğlu bunu “İnce’ye çok yakın biri” olarak adlandırdığı kaynağına dayandırıyor. Hatta bu kaynak “Genel merkezde partinin cumhurbaşkanı adayının asansöre binemediği görüntü aslında her şeyin özeti. Benim gördüğüm CHP, TBMM seçimlerine çalışıyor, cumhurbaşkanlığı seçimini ise Muharrem İnce’nin şahsi meselesi gibi görüyor.” Diye bir yorum da yapmış.

Güneri Cıvaoğlu yazısını “Türkiye’nin en organize partisinin ve devlet imkânlarını da kullanabilen güçlü adayının karşısında böyle bir tavır varsa bu büyük bir ayıptır.” Diye noktalamış.

Yani tezgâh o ki Kemal İnce’yi iyot gibi açıkta bıraktı. Demek ki gizliden Apla desteklenecek. Talimat öyle verilmiş olmalı.

Mevcut programa ilaveten, yani ekonomimize yapılan dış saldırılara ek olarak, CHP’li Belediyelerin su fiyatlarına çaktırmadan büyük zamlar yaptıklarını da fark ettiniz mi? Hayat pahalılığı oyununu algı yönetimi desteğiyle oynarken somut bir şeyler yapmaları gerektiğini de düşünmüş olmalılar.

Tabii arada komik şeyler de olmuyor değil. Mesela gaza getirilen baklavacılar “Fıstığın kilosu 220 lira oldu” diye bağırarak Antep fıstıklı baklava boykotu yapıyorlar. Ne gariptir ki bizim mahallede Antep fıstığını kilosu 60 liradan almayanı dövüyorlar. O bile pahalı ya neyse…

Bildiğim şudur ki Paganlar, yabancı istihbarat örgütleri, iç düşmanlar, ihanet şebekeleri her ne kadar bir araya gelip aleyhine çalışsa da seçimleri Allah’ın yardımıyla Sayın Cumhurbaşkanımız ve partisi kazanacak….

Gerisi vız gelir tırıs gider.

Ama Muharrem için üzüldüm doğrusu…