SON DAKİKA
Hava Durumu

Asıl bu RTÜK’ten kurtulmak gerek!

Yazının Giriş Tarihi: 30.09.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2020 21:47

Radyo Televizyon Üst Kurulu…
RTÜK diye bir kuruluş var. Bu arkadaşlar vatandaşlardan gelen şikayetlerin yanı sıra kendi
incelemeleri doğrultusunda sözüm ona televizyonları denetliyorlar.
Yaptırım uyguluyorlar.
Ancak son yıllarda her türlü rezilliğin adeta zirve yaptığı, televizyonların rezilliği daha ileriye taşımak
için birbiriyle yarıştığı bir dönemi ibretle izliyoruz.
Öncelikle bir kez daha buradan aktarmakta yarar var. Türkiye bir hukuk devleti ve devlet vatandaşının
hukukunu korumakla görevli.
Hukuk sokağa kalır ve sokağın hukuku uygulanırsa bunun sonu büyük acılara yol açar.
Bugün sokakta şiddet hızla yükseliyor. Şehir eşkıyalarına bir türlü çözüm bulunamıyor. Dahası
hukukun vermediği cezaları bu kez sokak vermeye kalkıyor ki gerçekten büyük bir tehlike içindeyiz.
Gelelim tekrar RTÜK’e…
Bu ülkede erkek erkeğe yatak odası sahnesi yayımlandı. Bu ülkede, televizyonlarda mahkeme kurulup
insanlar yargılandı. Dahası o televizyon programlarında adalet sağlanmaya çalışıldı.
Programlardan davalar ortaya çıktı. Gizemli dosyalar aydınlandı.
Türlü rezillikler sahne alıyor. Yıllardıf örneğin Acun Ilıcalı’nın televizyonu kavga kültürünü, var olan
nezaket ve zarafetini yok etmek için bu milletin elinden geleni ardına koymuyor. Ne sofra kültürü ne
aile terbiyesi hepsini yerle yeksan ediyor. RTÜK’ten çıt yok.
Televizyonlar illegal ilişkileri kutsayan diziler programlarla dolu ancak RTÜK’ten tık yok. Bu ülkenin
kültürüne inançlarına her gün saldırılarla dolu filmler programlar birbiri ardına yayına giriyor
RTÜK’ten tık yok.
Bir filmde birkaç saniye geçen sigara görüntüsüne tepki veren RTÜK, ahlaksızlığın zirve yaptığı
program ve dizileri ise görmüyor. Kim bilir belki de RTÜK üyeleri de seviyordur o program ve dizileri.
O nedenle ses çıkarmıyordur.
Ancak son yaşanan vaka, insanların artık sabrını iyice tükendiğini göstermesi açısından önemli. Bir
kadın ile kocası televizyon programına katılıyor.
İlerleyen süreçte çiftin çocuklarının DNA örneği sonucu açıklanıyor.

Çocuğun resmi babadan değil kadından 28 yaş büyük olan komşudan olduğu ortaya çıkıyor. Kadın
elhamdülillah diyerek sevinçle karşılıyor. Şov devam ediyor.
İşin televizyon aracılığıyla alenileştirilmesi büyük skandal. İnsan yaşamlarını böyle paçavraya
çevrilmesi büyük rezillik.
Kimin ne yaptığı kendisini ilgilendirir hiç şüphe yok.
Ancak bu işler alenileşerek kamuoyunun genel kitlelerine ulaşması ve normalleştirilmesi asla kabul
edilemez.

Çarpık ilişkiler içindeki insanların ne yaptıkları kendilerini ilgilendirir. Ama bir televizyon kanalının bu
rezilliği toplumun gözünün içine soka soka üstelik tüm değerleri yerle yeksan ederek gündeme
taşıması asla kabul edilemez.
Burada hiç şüphesiz tek sorumlu o televizyon kanalı.
Bu kadar ağır bir ihlalin para cezası ile geçiştirilmesi asla doğru değil. RTÜK bu kepaze programların
hepsini yayından kaldırmalı. Dahası bu yapılmıyorsa hepsi artı 18 işaretiyle gece yarısından sonra
ancak yayınlanabilmeli.
Televizyonların ticari kaygıyla rezilleştikçe devletin duruma el koyması ve milleti koruma altına alması
gerekir.
Ancak RTÜK para cezası vermekle yetiniyor iyi mi?
Bakın konuyla ilgili haberde neler yer alıyor;
Haftalık olağan toplantısını gerçekleştiren RTÜK, gündemindeki izleme raporlarını inceleyerek, karar
verdi.
ATV'de yayınlanan ''Esra Erol'da'' programı ile ilgili raporu görüşen Üst Kurul, şüpheli aile ilişkilerinin
aydınlatılması amacıyla DNA testi açıklanan yayında, 6 aylık bebeğin biyolojik babasının belirlendiğini
ve yargının yapabileceği işlemlerin ticari meta gibi sunulduğunu tespit etti.
Müzakereler sonucu Üst Kurul, programın 6112 sayılı kanunun 8'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (f)
bendinde yer alan 'toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine
aykırı olamaz' hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle ATV'ye idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
Bu kadar toplumun sinir uçlarıyla oynayan programları para cezasıyla geçiştiriliyor. Oysa o
programların maliyetine zaten ceza da ekleniyor.
Yani basıyorlar parayı yayınlıyorlar. Para cezası ile bu işlerin önüne geçilmesinin imkanı yok.
Tekrar edelim genel yayında olan yani şifreli olmayan televizyonlarda bu programların derhal
kaldırılması gerekir.
Böyle bir duruma dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmez. Bu rezillikleri sürdürmek isteyenler şifreli
yayında istediklerin yapsınlar. Ama açık kanallarda toplumu olumsuz etkileyecek bu rezillikler
olmasın.
İşin en tehlikeli tarafı ise konunun kahramanlarından birinin sokakta linç edilmeye kalkılması. Şimdi o
televizyonun yaptığı bu linç girişimine zemin hazırlamak değil mi?
Bir adamın eşi tarafından aldatıldığının bilimsel olarak ortaya çıkmasının ve bunu televizyonda tüm
ülkenin izlemesinin mantığını anlatabilecek tek bir kişi var mı?
Sonra da sokağın adaleti.
Yazık ama çok yazık!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.