SON DAKİKA
Hava Durumu

Asıl konu Türkiye ne der?

Yazının Giriş Tarihi: 06.10.2020 20:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2020 20:56

Son 150 yılda Türkiye’nin ve milletimizin ayağına vurulan prangalar teker teker sökülüp atılırken, 3
kuruşluk ülkelerin sindirmeye kalktığı Türkiye, artık onların ağababalarını sindiriyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşe sürükleyen sürecin en önemli ayaklarından biri hiç kuşkusuz
içerdeki uşakların dışardaki sahiplerinin düdüğünü öttürmesi ve vatanın içerdeki hainler tarafından
çökertilmesiyle oldu.
Sonrasında ulusal kurtuluş savaşı ve ülkenin elde kalanıyla yeni bir sistem kurarak yola devam eden
Türkiye.
Ancak hepimiz kabul edelim ki gücü olmayan ve kurulan sistemle birlikte tamamen dışa bağımlı,
güçlenmesine de fırsat verilmeyen bir ülke durumuna geldi ülkemiz.


Milletin fıtratına ters olmasına rağmen kendi sınırlarına çekilmiş, üç kuruşluk Yunanistan’dan,
Ermenistan’dan Suriye ve Bulgaristan gibi cücük kıvamındaki devletlerle muhatap duruma getirilmişti.
Oysa iki yüz yıl önce ağababaları ile aynı masada oturuyor ve hükmediyordu Türkiye…
Lafı eğik bükmeye gerek yok. O dönem şartları içinde tartışılmaya devam edecek ancak ortaya çıkan
net bir gerçek var ki eğer gücü ve silahı olsa bugün bambaşka bir ülkeden bahsediyor olacaktık.
O güçsüzlük ve sinme siyaseti o kadar çok şey kaybettirdi ki Türkiye’ye…
Öncelikle 12 ada paket halinde önümüze konmasına rağmen elimizin tersiyle ittik maalesef. Boraltan
köprüsündeki o vahşeti yaşadık güçsüzlüğümüz ve o dönemin yöneticilerinin pısırıklığı nedeniyle.
Kıbrıs’ta keza. Girmişken adanın tamamını alma imkanı varken, orduyu durdurdu bu ülkenin yönetimi.
Yüreği yetmedi tamamen Türk toprağı olan adayı ülkemize katmaya.
Ki zaten Kıbrıs’ta hak sahibi olmamızın ana nedeni de sokakta yüreği mangal gibi olan Türk
milletinden başkası değildir.
Meydanlardaki ya taksim ya ölüm sloganlarıdır Kıbrıs’ta hakkımızın en azından bir kısmını geri
almamızı sağlayan güç.
Bunca yıl kendisi sindiği gibi milleti de baskıyla, sopayla sindirdi bu devlet ya da sindirmeye kalktı da
bir türlü başaramadı.
Ve o yıllar çok da uzakta değil. Azerbaycan’ın efsane lideri Elçibey’in o yüreğimizi kanatan sözlerini
izlemişsinizdir, “Türkiye’de 5 helikopter istedim tahliye için onu bile vermediler”
28 yıl öncesinden bahsediyoruz. O Türkiye çok şükür geride kaldı. Bugün kimseye değil kendine
güvenen, kendine bakan bir Türkiye var çok şükür.
Varlığına kast edilen darbe girişiminden 45 gün sonra sınır ötesine operasyon yapan, Libya’da Doğu
Akdeniz’de Irak’ta, Ege’de oyun bozan ve bozduğu oyunun üzerine oyun kuran bir devletimiz var çok
şükür.
Öyle sine sine değil sindire sindire yürüyen bir ülkemiz var. Bugün Türkiye bu güçte ve anlayışta
olduğu için Azerbaycan çok daha güçlü ve toprağını zalimlerin elinden söke söke alıyor.
Bugün Türkiye böyle bir devlet haline geldiği için Afrika adım adım ayağa kalkıyor.

Erdoğan-Bahçeli ittifakı bir siyasi iktidar değil büyük Türk devletinin inşasını sağlamak için harekete
geçen binlerce yıllık devlet ve millet aklımızın sembolleri.
Artık tek merkezli tek konulu bir devletten bahsetmiyoruz, her alanda ince ince eleyip ince ince
dokuyan, zalime korku verip mazlumu ayağa kaldıran bir devletten bahsediyoruz.
İşte Akdeniz, Libya, Suriye, Irak, Azerbaycan konuları sıcakken Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de hamle
yapıyor Türkiye.
Türk’ün öz malı olan Maraş, Perşembe günü halkın kullanımına açılıyor. Terörist kovalarken
neredeyse izin almaya kalkan bir devletten darbe vuran bir devlete.
Türkiye çok şükür bölgesel güç ama bu yetmez. Her adımda büyük dünya devletine giden bir yolculuk
bu.
Ve sadece dün iki liderin iki cümlesi bunun en net belgesidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bir kez daha meydan okuyuşunu yüksek tondan
KKTC Başbakanı İsmail Tatar’la görüşmesinden sonra seslendirdi.''Türkiye'nin siyasi, diplomatik ve
askeri gücünün de desteğiyle Kıbrıs'ta artık eskilerin 'zor oyunu bozar'' dediği yere doğru gidiyoruz.
Ve, “Son yapılan AB zirvesinde Kıbrıs Türk halkının yine yok sayıldığını gördük. Türkiye bu
adaletsizliğin sürmesine izin vermeyecektir.
Kıbrıs için de artık eskiyi bırakıyoruz. Yeni bir dönem başlıyor. Ve o dönem Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
için parlak bir dönemi gösteriyor.
Türkmen beyi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de en yüksek oktavdan dünyaya çok net mesajları
gönderdi,''Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla
çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Dağlık Karabağ’dan çekilecekler
ya da ezileceklerdir.”
''Biz Türk milletiyiz.'' diyen Bahçeli, Ankara ile Bakü'nün, Turan ülküsünün suyu aynı havzada
toplanan, kaynağı bir olan iki çağlayanı olduğunu vurguladı.
Azerbaycan’ın bundan sonra işgal edilen topraklarının azatlığını temin etmeden durmasının
kendilerine göre imkansız olduğunu belirten Bahçeli, ''Ya azatlık ya tutsaklık, ya istiklal ya izmihlal,
gerçekten başka bir alternatif kalmamıştır. Can Azerbaycan durmayacak, zulmün kökünü heyecanla
kazıyacaktır.'' İfadeleri ile milim şaşma olmayacağını ortaya koydu.
Tüm Türk dünyasını, tüm dünyanın mazlumlarının gurur duyacağı, zalimlerin yüreklerini oynatacak bir
ülkemiz var çok şükür. Daha da güçleniyor. Güçlenecek de…

Mudanya ve tarihi bölge…
Mudanya Belediyesi’ne ait Uğur Mumcu Kültür Merkezi ve yanındaki tarihi binanın camlarının tuğla
ile kapatılmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Dünkü yazımın üzerine arayan birçok kişi aynı şeyi söyledi.

“Neden bunlara müdahale eden yok”

Oysa sit olan yerlerde çivi bile çaksanız bir binaya soruşturma açılıyor ve ağır cezada
yargılanıyorsunuz. Bunu Mudanya Belediyesi’nin bilmemesine imkân yok. O halde önemsemiyorlar.
Ama neden? Kanunlar herkes için var değil mi? Öyle olması gerekiyor.


Şimdi bu işlemi bir AK Parti ya da MHP Belediyesi yapsa (ki yapmaz) sol basın ve özellikle CHP’liler
ayağa kalkar kıyameti koparırlardı.
Ancak CHP’li Mudanya Belediyesi yapımca ses çıkmıyor. Üstelik bu yetki konusunun aşılması bir kez
olmadı. Çok kez yaşanıyor Mudanya’da…


Şimdi Giritli Mahallesi’nde bir sorun var. Orada işyerleri var ve hepsine kapatma ve ruhsat iptali
tebligatları gönderildi. Bir plan yaptığı belediye ancak bütününü almıyor içine. Belediye nereleri
lütfettiyse oralar planın içinde.
Dahası zaten alt caddede sorunu çözmeleri de o kadar kolay görünmüyor. Yapılan sadece ötelemek,
bir sonuç çıkmayacağını kendileri de biliyor. Kültür Bakanlığı, Bursa Valiliği ve anıtlar kurulunun
Büyükşehir Belediyesi’nin işin içine girmesi lazım. Aksi durum yıllarca devam edecek bir sorun.
Mudanya Belediyesi bunu yapmıyor. Oyalama sürecini devam ediyor. Bir süre sonra bölgede yine
sıkıntı yaşanacak yazın bir kenara.


Neyse uzatmayalım. Uğur Mumcu Kültür Merkezi ve yanındaki tarihi binada işlenen tarih cinayeti için
vatandaş Kaymakamlığın, Bursa Valiliği’nin savcılığın ve ilgili kurumları harekete geçmesini bekliyor.
Geçtiklerine yönelik bizde bir bilgi yok. Umarız kamuoyu bu konuda aydınlatılır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.