AK Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman’ın üzerine çullanmak için ne kadar çok insan bekliyormuş… 
Bir hata yapsın da parçalayalım diye. Aman Allah’ım. 
Bir tweet paylaştı bir kaç gün önce İl Başkanı Salman… 
Bir kez daha okuyalım…
“Bir davaya inanmak ve sevmek illaki sıradışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil, sıradan şeyleri de hassasiyetle ve samimiyetle yapabilmektir. 
Bu yolda herkesi hatta istersen rakiplerini bile sev ama bence kara listeni de hep güncel tut.”
Bu paylaşımdan bir süre sonra başkan yanlış anlaşılacağını düşünerek ya da bir dost uyarısıyla mesajını değiştirdi. Değiştirmese de olurdu. 
Kara liste hazırladım hepinize göstereceğim demiyor, adam vurmuyor, hırsızlık yapmıyor…
Ama daha o dakika, kara listesinin başına Ayhan Salman’ı yazan ne kadar isim varsa hücuma geçti. 
İl Başkanı en nihayetinde siyasetçidir ve eleştirilecek bunda bir sıkıntı yok. 
Dahası bu tür hücumlara uğrayacak bunda da sıkıntı yok. 
Ancak topyekün bir savaş açılması çok ilginç değil mi? 
Bugüne kadar Ayhan Salman’ı yönetim olarak tartışabilirsiniz. Zaten genel olarak bugüne kadar bir tek oradan eleştirildi.
Bakın yolsuzluk, uğursuzluk, hırsızlık vs ile asla gündeme gelmedi. Haksızlık hukuksuzlukla gündeme gelmedi.  
Bugünde hedefe alındığında iyi niyetle yazılmış bir mesajı ile yerden yere vuruluyor. 
Oysa siyasette eleştiriler yerini bulmalı. Siyaseten, uygulamalarla eleştirilmeli siyasetçi. 
Bir anda ortalık toz duman oldu. 

Ayhan Salman’ın kara listesi var mı bilmiyorum. Ama bayağı bir kişinin listesinde ilk sırada yer alıyormuş onu da gördük. 
Siyasette ya da çekilmiş isimler, diğer partilerde gündeme gelmek isteyenler, istekleri belki yerine gelmeyenler vs vs…
Makul bir savaş değil. Mantıklı bir başkaldırı değil. Bir siyasi partinin il başkanı sadece böyle bir mesajla yıkılmaz. 
Eğer böyle bir mesajla il başkanlığı değişecek olsa bu ülkede hiçbir koltuğa tek kişi oturtmanın imkanı olmaz. 
Hele rant kovalayan bir fitne fücur takımı var ki, üç kuruşluk tezgahları bozuldu diye ağır yürümeye kalkıyorlar. Çakma gazetecisinden çakma otoritesine kim varsa vur Allah vur. 
Eskiden solcular devrim yapmaya kalkardı. 
Maşallah şimdi sağdakiler de heves etmiş ama acemiler biraz. Bir tweetle olmayacağını, böyle il başkanı değiştirilemeyeceğini tecrübe ederek görecekler. 
Ayhan Salman devam eder etmez.
 O mu devam eder yerine başka birimi gelir bilemeyiz. 
Ancak en azından sade vicdanla böyle bir mesajı alıp üzerine çullanmanın da çok bir manası yok. 
AK Parti, böyle bir tweetle il başkanı değiştirmez. Sadece bu tweetle il başkanı değişirse artık o koltukta kimse il başkanlığı yapamaz. 
Tekrar edelim. Atılan bir tweet var ortada. İşinize geldiği gibi algılayıp, adam asmak doğru olmaz. 
Doğru davranış, siyaseten iddianızı sahada göstermektir, öyle boş beleş işlerle rakip eksiltmeye kalkmak değil. 

Gezi kalkışmadır o kadar!
Gezi olaylarıyla ilgili yargılananlardan 7’si hariç diğerleri beraat etti. Gezi’nin arkasında duranlarda bir bayram havası. Sanırsın çiçek dağıttılar Gezi’de… Mahkeme ne karar verirse versin bir de vicdanlardaki mahkeme var. 
Mahkemenin kararını saygıyla karşılıyoruz. 
Demek ki yeterli delil ve belge ulaşmamış. Dahası sabah akşam bu ülkede hukuk yok diyenlerin bu karar üzerine bayram etmeleri de oldukça enteresan. Hukuk verilen karara göre var ya da yok oluyor. İşine geliyorsa hukuk gelmiyorsa yok. 
Gezi’de bu ülkeyi yıkmaya kalktılar arkadaş. İhtilal yapmaya çalıştılar. Milletin seçtiğini indirip vesayetin ve SOROS’un istediklerini başa getirmeye kalktılar. Terör yaptılar. Araçları yakıp, dükkanları yağmaladılar. 
Sadece biz değil tüm dünya olanları gördü izledi. 
600 aracı, 309 binayı yakıp yıktılar. 20 gün boyunca sokakları ateşe verdiler. Türkiye'ye 100 milyar doların üzerinde zarar verdiler.  
Sonra Gezi güzellemeleri. 
Tiyatroları da izledik terörü de. 

Gezi terör bağlantılı bir kalkışmadır net. 
Gezi, ipi dışarıda olan bir kalkışmanın devletimizi teslim almaya kalkmasının ispatıdır net. 
Gezi ihanetin zirvesidir net…
Yapanların sevinmelerine sözüm yok da Davutoğlu’nun davasını geri çekmesine, Abdullah Gül’ün Gezi güzellemeleri yapmasına bakınca ne büyük bir felaketten dönmüşüz bir kez daha net anlıyorum. 

Ve bir şeyi daha çok iyi anlıyoruz ki Ahmet Davutoğlu’nun görevden alınması o kadar isabetli bir kararmış ki, ya 15 Temmuz’da Binali bey yerine Davutoğlu başbakan olaymış? Düşünmesi bile irkilmesine yetiyor insanın.