SON DAKİKA
Hava Durumu

Asımın nesli

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2020 23:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2020 23:24

Asımın Nesli deyimi Mehmet Akif Ersoy’a aittir. Akif 1915’de Çanakkale Savaşları esnasında yazıp “Çanakkale Şehitlerine” başlığı ile yayınladığı şiirinde;

Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Yer verdiği bu övgü, umut dolu tarifini daha sonraki bazı yazılarında ve şiirlerinde de kullanmıştır. Babasının arkadaşı Köse İmam lakaplı Ali Şükrü Beyin temiz, faziletli, ahlaklı, çalışkan, vatansever oğlu Asım’ı, Türk gençlerine örnek, sembol bir isim olarak seçip anlatmıştır. Asım adının anlamı da önemlidir ve sembolleştirilecek bir içeriğe sahiptir. Asım Arapça bir kelimedir ve koruyan demektir. Abbasiler döneminde, Bizans sınırında düşman saldırılarını önlemek ve Müslümanları korumak için oluşturulan sınır şehirlerine, askeri garnizonlarına da Asım’ın çoğul hali olan Avasım adı verilmiştir. Tarsus’tan Diyarbakır’a kadar uzanan Abbasi-Bizans sınır çizgisinde ama Abbasilere ait olan pek çok şehir, kasaba, garnizon ve bir dizi kale bu adla bilinmiştir.

Akif, Asımın Nesli diye adlandırdığı bu kuşakta bir takım özellikler arar: Çalışkan, girişken, becerikli, korkusuz, faziletli, ahlaklı, vatansever, sorumluluk sahibi, doğunun batının ilimleri ile donanmış olarak tarif eder. Çünkü Akif’in büyüdüğü toplumsal şartlarda bu özelliklerin hepsi bir kişide, bir kuşakta olmazdı, olması pek mümkün görülmezdi.

Tanzimat sonrasında Batı tarzında açılan yeni okullar, Nizami Mektep diye anılırken, geleneksel okul olan medreseler ise müfredatında önemli bir değişiklik olmaksızın varlığını sürdürmüştü. Zamanla Nizami Mektepli olanlar (Mektepliler) ile Medreseli olanlar arasında kıya sıya bir kuşak çatışması yaşandı. Abdülhamit döneminde Nizami Mekteplerin sayı ve çeşidi çoğalıp bütün yurda yayıldı. Medreseler kendi kaderine terk edildi. İlginçtir ki Mektepliler arasında pozitivist akımlar yaygınlaştı. Abdülhamit’e karşı muhalefetin odağı haline geldiler.

Mehmet Akif, önce babasından sonra mahalle medresesinden İslami ilimleri öğrenmişti. Ardından Halkalı Baytar Mektebini bitirmişti. Baytar Mektebi ise Nizami mektep statüsündeydi, meslek okuluydu ve Fen ilimleri ağırlıktaydı. İşte bu okuldan mezun olan Akif, doğu ve batı ilimlerine sahip birisiydi. Her ne kadar şiirlerinde yazılarında Ali Şükrü Bey’in oğlu Asım’ı örnek bir genç olarak takdim etse de aslında aldığı eğitim itibarı ile Asımın Nesli’nin ilk örneği Mehmet Akif’in kendisidir.

Çünkü Nizami Mektepliler ile Mederseliler arasında aldıkları eğitime bağlı olarak genel bir uyumsuzluk vardı. Fen ilimlerine vakıf olanların pozitivist bir etkiyle İslam’a karşı bazen şüpheci bazen sorgulayıcı, inkar edici tutumlarına karşılık, Medreseliler ise fen ilimlerinin verilerini küçümseyen, sorgulayıp önemsiz görürlerdi.

Akif bu iki anlayışın dışında ve iki anlayışı birleştiren bir görüşü benimsemişti. Çünkü fen ilimleri denilenler hakikati halde Allah’ın evrende egemen kıldığı bir takım kurallardan (sünnetüllah) oluşmuştu. Dolayısı ile Evrendeki kurallar ile İslami ilimlerde yer alan kuralların uyuşmazlığı söz konusu edilemezdi. İkisi arasında bir uyumun olması kaçınılmazdı. Her kim bir uyumsuzluktan söz ediyor ise cehaletinden veya kötü niyetinden olmalıydı.

Mehmet Akif bu görüşü nedeniyle hem medreselilerden hem de mekteplilerden farklıydı. Her iki akımında doğru saydığı görüşlerini sentezlemiş bir durumdaydı:

“Alınız ilmini garbın, alınız san’atını;

Veriniz hem de mesaimize son süratini,

Çünkü kabil değil yaşamak bunlarsız;

Çünkü milliyeti yok san’atın ilmin, yalnız…”

Görüldüğü gibi Mehmet Akif, Garbın ilim ve sanatına karşı ilgisiz kalınamayacağını savunmuştur. Bu görüşleri nedeniyledir ki günümüzde bile çok yakışıksız bir şekilde “modernist” olmakla eleştirilmektedir. (Bedri Gencer, İslam’da Modernleşme, İstanbul 2014)

Çünkü Akif’e göre, ilim (Fen ilimleri) ve sanat’ın milliyeti yoktur. Bu ilimlerle yollar, trenler, hastaneler, telefon, telgraf, savaş araç-gereçleri vs yapılmaktadır. Batı sömürgeciliğini yaygınlaştıran da bu tür bilgilerdir. Bu bilgilere sahip olmak Batıya karşı korunaklı ve güven içinde olmak anlamına da gelir.

Buna karşılık, irfan veya kültür adı verilen konular, edebiyat, tarih ve genel olarak İslami ilimler ise titizlikle korunması ve geliştirilmesi gereken bir alanın bölümleridir. Doğunun ilmini, irfanını öğrenmiş olan bir genç, Akif’in adlandırması ile Batı ilmine yani Fen ilimlerine karşı da ilgisiz kayıtsız kalamaz. Onları da behemehal öğrenmelidir.

İmam Hatip liseleri ve İlahiyat fakülteleri çevresinde önemli bir itibarı ve ağırlığı olan Hayrettin Karaman, İlahiyat fakültelerini, ve İmam Hatip liselerini günlük yazılarında, konferanslarında olduğu gibi Bir Varmış Bir Yokmuş (İstanbul 2015) adını verdiği hatıralarında, “Asımın Nesli” diye nitelendirmektedir.

Asımın Neslinin ilk örneği heyecanla umutla bağlandığı Birinci Dünya Savaşının sonunda İstanbul’u, Milli Mücadelenin sonunda ise önce Ankara’yı sonra Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.

Artık siyasi iktidarın neredeyse ana omurgası durumuna gelmiş olan İmam Hatip kuşağının yeni bir hüzün mevsimi ile her şeye yeniden başlama zorunluluğu ile karşılaşması tarihin tekrarı olur. Yazık olur. Yine onun kadar halkın önemli ölçüde güvendiği, destek olduğu bu kuşağın gerçekten tek taraflı, yüzeysel bazı şartlanmışlıkları aşarak, Batının sanat ve ilmine en azından aşina, buna karşılık Doğunun ilmine de vakıf olan bir kuşatıcılığa sahip olması Türkiye’nin geleceği için son derece önemlidir. Hurafelere saplanmış, hayatı, dünyayı kendi bildiklerinden ibaret bilen, kendi anlayışı dışında kalan bütün İslami anlayışlara hasım olan bir İmam hatip kuşağı ise Türkiye’nin geleceği için bir yüktür. Osmanlının son yüzyılında yaşanmış olan Mektepli Medreseli kavgalarının günümüzde  İmam Hatipli olan olmayan şeklinde  tekrar edilmesi ise sadece bu kuşak için değil bütün millet için yeni bir hüzün mevsimi demek olacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.