Son birkaç gündür sosyal medyada Bakacak Çaycısı diye anılan Fikret Güven’le ilgili bir gündemdir gidiyor.

Hükümeti, devleti ve devletin yöneticilerini hedef almak için birileri mevzuyu dramatize etmek ve köpürtmek için büyük bir gayret gösteriyor.

Tiyatro öyle etkileyici oynanıyor öyle güzel sufleler veriliyor ki Büyükşehir Belediyesi bu konuyla ilgili açık lama yapmak durumunda kalıyor.

Peki, ne oluyor Bakacak’ta.Malum Uludağ’dan enfes bir Bursamanzarası izlemek için her gün yüzlerce binlerce kişi Bakacak terasına gidiyor.

2007 yılında Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ndeki bir tanıdığı vasıtasıyla Fikret Güven burada bir çay ocağı kurmak istiyor. Makul karşılanıyor ve Milli Parklar o alanı Büyükşehir’e tahsis ediyor. Büyükşehir de Fikret Güven’e.
Burada dikkat 4 metreye bir metre bir tezgah ile malzemelerini koymak için bir konteyner izni veriyor Büyükşehir Belediyesi. O tarihten itibaren Fikret Güven işletiyor burayı.

Zaman geçiyor ve burayla ilgili ihaleye bile çıkarılmadan bu vatandaşa 3 yıllığına bir kez daha kira sözleşmesi ile tahsis ediliyor. Birde kapı gibi sözleşme yapılıyor.

Büyükşehir Belediyesi vedevlet kurumları mümkün olduğunca kolaylık sağlamış Fikret Güven’e. Ancak Fikret Güven, bu iyi niyetleri istismar etmekten geri kalmamış.

4 metrekarelik seyyar tez-gah izni verilmesine rağmen 8 metre kare büfe getirip yerleştirmiş o bölgeye. Önüne de yine izinsiz tezgah kurmuş.Yayıldıkça yayılmış.Bununla da yetinmemiş.Şartnameye göre malzeme koysundiye izin verilen konteyneri yaşam alanına çevirmiş ve ev yapmış kendine iyi mi?

Dahası işletme ruhsatı vs almamış. Yani vergi yok algı yok kendi kafasına göre bölgeyi sahiplenmiş.Yetmemiş kendisine uyarıda bulunan devlet kurumlarının yetkililerini şikâyet etmiş. Yetmemiş devletin enüst makamlarına saydırmış Allahsaydırmış.

Tüm bu kanunsuz kuralsız işlerinin ardından Büyükşehir Belediyesi,vatandaşa tahliye tebligatı göndermiş. Sana verilen izin belli, şartlar belli ancak sen hiçbirine uymuyorsun demiş kısacası.

Bakın bir yerde bir rant oluşuyorsa bu toplumun her kesimine yayılmalı hiç şüphesiz.Burada bir mazlum edebiyatı, bir haksızlık hikayesi çıkarmaya çalışmalarının nedeni de o. Bir garip vatandaş, bir dilim ekmek yiyecek ve ona göz dikiliyor simülasyonu yapılıyor.Oysa kazın ayağı hiçte öyle değil.

Bu vatandaşın geçen gün bir videosunu izledim. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a dahası Bursa Valisi Yakup Canbolat’a ağırsözlerle yürüyor. Çirkin imalarda bulunuyor. Posta koyuyor. Dahası Cumhurbaşkanı Erdoğan’a posta koyuyor.

Bakın mağdur ve mazlum hiçbir insan bu tavırda olamaz. Fikret Güven bir şeye güveniyor. Peki neye güveniyor?

Hikayenin burası çok önemli.

Öyle ya Devletin en üstteki yöneticilerine karşı bu küstahça sözleri nasıl söyleyebilir mazlum biri? Valinin önüne çıkıp milletin arasında posta koymak nasıl bir cesaret. Dahası makama kabul edildiğinde ballandıra ballandıra Vali beye nasıl ters yaptığını anlatacak kadar nasıl bir özgüven bu?

İşte tam burada Fikret Güven İstanbul merkezli bir cemaate güveniyor. Zaten sosyal medyada açtığı sayfada 3 günde videosunun 80 bin görüntülenmesi de bunun bir göstergesi.

Yorum yapanlara, destek verenlere baktığınızda cemaati tahmin edebilir, görebilirsiniz.Neymiş 1 TL’ye çay satıyormuş.13 yıldır bölgeyi sahiplenmiş ve devlete kafa tutar hale gelmiş bu vatandaş. Bakacak’ta kendine bir konut yapmış üstüne mis. Mağdur edebi- yatı ile de 13 yıldır güzel güzel yürümüş.

Şimdi bu da yetmemiş 3 Ağustos’ta bir de organizasyon yapıyorlar.Yine hacı abi izin falan hak getire.Böyle bir organizasyon bile izne tabiyken hacı abi ve ekibi takmıyor.Çay içeceklermiş buluşup yüzlerce kişi. Ayar verecekler devlete akılla-
rıncaHakkını savunan mazlum bir vatandaş görüntüsü ne yazık ki yok burada. Arkasını cemaate dayayıp bir meydan okuma var. Ha o cemaat bu vatandaşın arkasında duruyor muonu da bilmiyoruz tabi.

Ya da bu iş patladıktan sonra o cemaat gereken müdahaleyi yapar mı bilmiyorum? Ancak hiçbir samimi Müslüman üç kuruşluk rant için dev letini, o devleti yöneten devlet büyüklerini hedef almaz.

Vali beye, büyükşehir belediye başkanına, AK Parti’ye ve AK Parti iktidarına saldırmak için bekleyen 2-3 çakalın destek verdiği bu hikaye hiç inandırıcı değil. Önümüzdeki günlerde de hikayenin devamında bunu göreceğiz.

Devlet valisini bu kadar açıkça saldıran, Cumhurbaşkanı’nı açık açık hedef alan bir kişinin bağlantılarını devlet ortaya çıkaracaktır.