SON DAKİKA
Hava Durumu

BİAT KÜLTÜRÜ

Yazının Giriş Tarihi: 30.07.2021 20:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.07.2021 20:39

Genellikle İslami kesim eleştirilirken söze “Biat kültürü” ile başlanır. İslami kesimin liderlerine kayıtsız, şartsız itaat ettikleri anlatılır. Biat kültürünün bir hayat tarzı olarak bu kesimde yaşadığı, bu kültürün bireyselleşmeyi, bireyin özgür iradesini ortadan kaldırdığı iddia edilir. Böylece İslami kesimin bireyleri bir aşağılama konusu yapılır.
Biat, Arapça bir kelimedir ve doğrudan sözleşme anlamında kullanılmaktadır. Hatta günümüz Türkçesinde kullanılan “bayi” kelimesi de aynı kökten türemiştir. Biat sözleşme olunca, ister istemez sözleşmenin tarafları olur. Tek taraflı bir işlemin adı sözleşme (biat) olmaz.
Biat kavramı siyasi alanda da kullanılmıştır. Lider/yönetici olarak seçilen kişi ile zımnen bir sözleşme (biatleşme) yapıldığı farz edilir. Biatleşmenin tarafı olanlar (biat edilen ve biat edenler) arasında karşılıklı sorumluluklar kabul edilir. Akait kitaplarında bununla ilgili sayfalar dolusu açıklamalar vardır.
Müslümanlar, Hz. Muhammed’in son Nebi/Resul olması ile birlikte, Allah tarafından görevlendirilmiş olan son kişinin de Hz. Muhammed olduğuna inanmıştır. Ne var ki sonradan Müslümanlar arasında bazı kesimler, Hz. Muhammed’den sonra da bazı kişilerin doğrudan ilahi irade tarafından tayin edildiklerini iddia etmişlerdir. Böylece Hz. Muhammed’in ardından gelen Dört Halifenin halk tarafından şura (seçim) ile belirlendikleri görüşüne karşılık, Hz. Ali ve oğullarının, doğrudan Allah’ın tayin etmesiyle imam oldukları görüşü de asırlardan beri bilinmektedir.
Dört halifeden sonra başlayan dönemi, pek çok İslam bilgini de “istibdat” olarak adlandırmıştır. İslam Dünyasının geri kalmasının temel nedenleri arasında işte bu istibdat idareleri görülmüştür. İstibdat idarelerinde halkın görüşünün bir kıymeti harbiyesi olmamıştır. Halk sadece itaat etmekle yükümlü sayılmış, buna karşılık itaat edilen müstebit ise hiçbir siyasi kararı ve uygulamasından sorumlu sayılmamıştır. Bütün yaptıkları, doğru ve yanlışı ile birlikte hak ve yetkileri arasında görülmüştür.
İstibdat idarelerinin ve hurafelerle malül hale gelen bir din anlayışının, İslam Dünyası için büyük kayıplara ve acılara yol açtığı önemli bir çoğunluğun ortak görüşüdür. Ne var ki İslami kesimi yerden yere vurmanın bir bahanesi olarak kullanılan biat kültürü söylemi ile aslında doğrudan İslam, olup bitenlerin sorumlusu sayılmaktadır. İslam’ın hiçbir şekilde siyasete hatta dünyalık işlere karıştırılmaması icap ettiği önyargısının bir sonucu olarak din ile devletin ayrılığı yani laiklik dedikleri icat bir çare olarak ileri sürülmektedir.
Biat kültürü ile İslami kesimin liderlerine kayıtsız şartsız itaat ettiğini iddia edenler, kendilerinin Kemal Paşa’nın askerleri olduğunu da tekrarlamaktadırlar. Bu asker topluluk, Kemal Paşa’nın görüşlerine ve işlerine karşı görüş açıklayabilir mi? Asla açıklayamaz. Paşanın yetkilerinde bir sınır ya da yapıp ettiklerinden dolayı sorumlu olduğunu kabul ederler mi? Asla etmezler. Buna karşılık görüş açıklayanları da hain olmakla, hatta anası babası belli olmamak gibi kendi seviyelerine uygun şekilde suçlamaktan geri kalmazlar.
Kemal Paşa’nın görüşleri/yaptıkları anayasa maddesi halinde yazılmış, o maddelerin değiştirilmesi dahi teklif edilemez diye hüküm haline getirilmiştir. Seksen yıl önce ölen Kemal Paşa’nın askeri olduklarını nakarat halinde sabah akşam konuşup yazanların başka kesimleri, “biat kültürü ile liderlerine kayıtsız şartsız itaat ediyorlar” suçlamaları büyük bir çelişkidir.
Seksen yıl önce ölen CHP Genel Başkanı Kemal Paşa’ya hala askerlik yapanların, hayal aleminde geliştirdikleri biat kültüründen kendilerini istisna tutarak başkalarını suçlama ve aşağılama konusu yapmaları bir cehalet ve mantıksızlık örneğidir.
Oğuzhan Asiltürk’ün SP’lilere “bana biat etmiştiniz” diye hatırlatması yeniden biat kültürünü tartışma konusu haline getirdi. Asiltürk’ün “madem beni lider olarak seçtiniz, aldığım kararlara uyacaksınız” vurgusunun İslami bir karşılığı yoktur. Asiltürk’ün aldığı kararların isabetine inananlar ona uyar, isabetsiz görenler ise o kararlara uymazlar. Biat bir açık çek gibi değildir. Madem beni seçtiniz aldığım kararlara da uymak zorundasınız gibi bir anlayış yersiz ve mesnetsizdir.
Asiltürk, SP’nin CHP’nin yanında Ak Parti’ye karşı mevzilenmesine yardım ederken ses çıkarmayanların, şimdi aynı Asiltürk’ün CHP ile ittifakı bırakalım Ak Parti ile ittifak edelim diye çıkışını biat kültürü söylemi ile mahkum etmeye çalışmak, SP Cumhur İttifakına yama yapılıyor diye ah vah etmek büyük bir tutarsızlık örneğidir. CHP ile ittifak bir Katolik nikahı gibi ömür boyu vazgeçilemez bir şey değildir. CHP ile ittifak için gerekli olan nedenlerin ortadan kalkması ile birlikte o ittifak da kendiliğinden geçersiz olur.
Yoksa CHP ile ittifakın serbest ama o ittifaktan ayrılmanın yanlış ve yasak olduğu vurgusu ancak ölmüş komutana, teskere bırakarak ömür boyu hala askerlik yapanların tutarsızlığı ile kimse siyaset yapmak zorunda değildir. Hiçbir faniye kayıtsız, şartsız itaat etmenin meşru bir temeli yoktur. Böyle bir itaat anlayışına göre siyasi düzen kuranların başkalarını suçlaması da oldukça eğlencelidir.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.