Bin yıllık devlet aklı, binlerce yıllık bir milletin feraseti ile kurdu kuzuya boğdurup Türk milletini Anadolu’dan atmak üzere kurulan bir oyunu bozmak için yapılan planın emri verildiği gün İstanbul’da küçük bir vapura subaylar bindi. 

Mustafa Kemal ve diğer subaylar aldıkları görevi ifa etmek için yola çıktı ve vapur 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a demir attı. Bundan sonra yine aynı plan dahilinde devlet zekasıyla uygulandı. Devlet aklının kurduğu planının sonunun zafer olması kadar doğal bir şey yoktu. Çünkü bin yıldır o devlet ne badireler atlatmış, ne ateş çemberlerinden geçmeyi başarmıştı. 

Keşke bu ülkede başından sonuna gerçek anlamda tüm gerçekliği ile Milli Mücadele ele alınsa. Yüzlerce kitap, yüzlerce film yapılacak kadar her anı Türk devlet zekası ve milletin ferasetiyle şekillenen o destan vesayetlerin baskısından, algı operasyonlarından ve yalanlardan arındırılabilse. 

19 Mayıs 1919 Milli kurtuluş savaşımızın başlangıcı sayılıyor. O günkü devletimiz Osmanlı İmparatorluğu’nun en seçkin subaylarının devlet aklı ile yönettiği ve bir devletin küllerinden nasıl doğduğunu anlatan tarihin gördüğü en muazzam işlerden biridir. 

Her ne kadar bizim Kemalistler ve tarih tacirlerinin kendi düzenlerinin ve dümenlerinin devam etmesi için bireylere indirgese de bir milletin tarihinden gelen gücü ve aklıyla elde ettiği bu muhteşem zafer bugünde siyasal saplantılar içindeki belli gurupların istismarına maruz kalıyor. 

Dün 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri vardı. Yine hamaset ve ezberletilmiş hamasetin dışına çıkmayan. O törenlerle ilgili defaten fikirlerimi aktardım ancak bir kez daha özetleyeyim. Sen tarihini evlatlarına olanca heybeti ve kudretiyle anlatmak zorundasın. Kişilere odaklamadan ama kişileri de yok saymadan. 

Bunu yapmaz ve çelişkilerle dolu hikayelerle düzen kurarsan ve sırf bir ideoloji öyle istiyor diye baskıyla ve zorlamayla tören yapmaya kalkarsan kendin çalar kendin oynarsın. Milletin dahil olmadığı bayram bayram olmaz. Milleti dahil edeceksin ve milletin asıl unsur olduğunu bileceksin. Milletin emrindeki komutanı millete baskı aracı olarak kullanmayacaksın. 
Dün yine sosyal medyada Bir daha gel Samsun’dan hikayeleri anlatılıyor, vay efendim bilmem nereden Atatürk’ün ismini silmeye kalkıyorlar diye saçma sapan işlerin peşinde koşan paylaşımları bol miktarda gördük. 

Ya arkadaş utanmıyor musunuz Allah aşkına! 

Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk, “Ey yükselen yeni nesil ! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek olan sizsiniz.” Bırakın onu NUTUK’ta ne anlatıyor? Vatanı korumak için ve yüceltmek için daha çok çalışın, daha çok mücadele edin diyor öyle mi? Yoksa bol bol nutuk atın bol bol ismini sağa sola verin, ismimi istismar ve baskı malzemesi yapın demiyor herhelde. 

Uzatmayayım. Önceki gün devlete ve devletin başkanına hakaret eden, dahası millete iftira atan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için ağıtlar yakanlar, birgün sonra Atatürk için ağıtlar yakıp, methiyeler dizdiler. 

Hatırlatmak için aşağıya Sivas Kongresi’nin ilk 5 maddesini vereyim de CHP’nin bugün oraya ne kadar uzak olduğunugörelim. 
“SİVAS KONGRESİ’NDE 
ALINAN KARARLAR
1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4. Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel esastır.
5. Manda ve himaye kabul edilemez.”

Şimdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi ülkesini emperyalistlere şikayet etmeye devam etsin. Milletvekili de çocuğunun ikbalini ABD’de aramak için orada doğum yapsın. Sonra gelsin Anadolu’nun çocuklarını istismar etmeye devam etsin. Yersen…