Ülkenin dört yanında geri zekâlı bir kitle var. Her konuyu ekonomiye getiren, her tartışmada bilmem kaç işsiz var bilmem zam filan filan…

Birileri millet derken devlet derken ikbal ve istiklal derken bunlar sadece para sadece madde peşinde olan, hiçbir manevi değeri hiçbir kutsalı anlamayacak kadar acz içinde olan zavallılar kitlesi.

Uzun yıllar boyunca hep hüsranla biten hayallerinin ve ideallerinin nedeninin bu coğrafyanın kültürüne, inançlarına, törelerine, yaşamına zerre kadar eğilmemeleri olduğunu, anlamamaları olduğunu bir türlü çözemiyorlar.

Türk tarihinin son yüzyıldaki en önemli olaylarından birine, tarihi bir adıma şahitlik ettik önceki gün. Emperyalist vesayetçilerin milletin olan Ayasofya Camii’ni müze adı altında kapatmasına, İstanbul’un Fethi’nin rövanşını almak istemesine Türk devletinin o günler geçti demesini bile hazmedemiyorlar.

Oysa ağızlarından tam bağımsız Türkiye lafı hiç eksilmeyen bu zerzevatın her adımda AB ne der ABD ne der diye titremesine şahit oluyoruz.

Ne derlerse desinler Türkiye bağımsız bir ülke ve kendi topraklarında kendi hakları konusunda milleti ne derse onu yapar diyemiyorlar.

Neymiş efendim dolar yükselirmiş, ekonomik yaptırımlar gelirmiş. Dolar yükselmesin diye İstanbul’u ver deseler onu da mı vereceğiz.

Türkiye kararlarını kendisi alır, sonuçlarını da kendisi yönetir. Başka ülkeler ne diyecek diye düşünmez. Onlara göre hareket etmez.

Türkiye’nin vesayet odaklarından teker teker kurtulması, varlıklarını bu vesayet odaklarına bağlayanlara zor geliyor acı geliyor, kahroluyorlar.

İpleri milletin değil dışardaki kuklacıların elinde olan alçaklar, Türk devletini hedef alıp kuklacıların sopalarını göstermeye kalkıyor.

İstediğiniz kadar bağırın. Büyük Türk milleti ne derse o olacak. Öyle vesayetle falan artık bu milleti kimse tutamaz. Ağababalarınız bile artık bu devletin önüne çıkamıyor.

Dün sosyal medyada gezerken bir kısım gerzek Atatürk’ün aldığı bakanlar kurulu kararını iptal ettiler diye yazmış. Karar hatalıysa kimin aldığının ne önemi var.

Her alanda Atatürk’ü istismar eden bu zihniyet Ayasofya konusunda da istismar etmekten geri kalmıyor. Oysa, Atatürk devlet başkanıydı ve çevresini saran mason tayfa bu yanlış adımın atılmasının birinci nedenidir.

Türk devletinin İngiliz kurgusuyla kurulması için büyük mücadele eden bu kesimin mücadelesi, sadece caminin müzeye çevrilmesiyle sınırlı kalmamış ve Ayasofya’nın tarihi yapısına büyük zarar vermiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yaptığı konuşmada detaylarıyla anlattığı olayda, bu çarpık zihniyetin minareleri bile yıkmaya kalkması vesayetin ne kadar etkili olduğunun da bir göstergesi.

Türkler tarihleri boyunca tarihi eserlere anıtlara gözleri gibi bakmış, asla onları yok etme yoluna gitmemiştir. Keza Gönüllerin efendisi sevgiyi peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV) gayri Müslimlere ve onların ibadethanelerine müdahale ettirmemiştir.

Bugün Türk milleti ve İslam ümmetinin gözbebeklerinden biri Ayasofya Camii’nin aslına rücu etmesi milletimizi ziyadesiyle mutlu etmiştir. Türk yurtlarında ve İslam coğrafyasında büyük bir mutluluk yaşanmaktadır.

Gözümüz ve yüreğimiz artık Kudüs’e Mescidi Aksa’ya dönmüş durumdadır. Mabetlerimiz, inançlarımız hiçbir zaman olduğu gibi bugün de yarın da madde ile hesaplanıp değerlendirilmedi değerlendirilemez.

Ayasofya’nın yeniden camiye dönüşmesi için 1977 yılında Ülkücülerin yaptığı teklif, milli görüşe gönül vermiş milyonların desteği ve yıllar süren mücadelenin ardından yine milli görüş ve ülkücülerin ittifakıyla Ayasofya hayalinin gerçek olması olağanüstü bir durumdur.

Bugün itibariyle bir kez daha haykırıyoruz ki hedefimiz ve ülkümüz tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ve büyük ülkümüz ’ilayi kelimetullah’ın dünyaya hakim olmasıdır. Ayasofya dev bir adım büyük bir moraldir. Kim ne derse dersin kervan yola çıkmış, yeni dünya düzenine Türk damgası vurulmuştur.

Milletin hasretini dindiren herkese sonsuz şükranlarımızla…