Devlet fiili bir OHAL durumunda vatandaşlarını korumak için elinden gelen çabası gösteriyor.

Sağlık çalışanları başta Sağlık Bakanı Fahrettin koca olmak üzere, gecelerini gündüzlerine katıyor.

Belediyeler başta olmak üzere, resmi özel kuruluşlar ellerinden geleni yapıyor. Vatandaşlarımızın bir çoğu kurallara uyarak bunlara destek veriyor.

Ama bu ülkede öyle zıvanadan çıkmış bir kitle var ki dünya batsa umurlarında değil, insanlara ne olmuş umurlarında değil yeter ki onlar keyiflerinden geri kalmasın.

Virüsün Türkiye’ye Avrupa’dan geldiği çok açık ortada.

Aylardır çağrılar yapılmasına rağmen mabadının keyfine girip çıkan binlerce kişi var. Avrupa’ya gidince adam sayıyorlar kendilerini.

 Oturup milletiyle aynı kaderi yaşamak varken, totosunu yıkamaktan aciz insanlıktan çıkmış Avrupa onlara taç takıyor.

Ortaya çıkan vakalar da gösteriyor ki bunların büyük bir kısmı o keyfin bedelini ödeyecekler.

 Dahası onların bu kepazeliği bu ülkedeki insanları da etkileyecek. Yazık çok yazık.

Ama dahası da var tabi. Son üç gündür Bursa’da üç utanç verici gelişmeyle karşılaştık.

Önce kapalı olması gereken gece kulübüne yapılan baskında gizli gizli kulübün çalıştığı ortaya çıktı. Kadın erkek salgın salgın umurlarında değil eğleniyor beyzadeler ve hanımefendiler.

Umurlarında değil onların keyfi olsun diğerleri isteklerini karşılasın gerisi dünya yanarsa yansın.

İkinci gün kumarhane bastı polis iyi mi?

Virüs kapıp belki verecekler son nefeslerini yine itliklerinden geri kalmıyorlar. Kumara durmuş eşek kadar adamlar.

5 yaş ve üstü büyüklerimizi, gençlerimizi çocuklarımızı evlere hapsetmiş tehlikenin geçmesini bekliyor bir millet, bu it tayfası kumar derdine düşmüş.

Ve dün gazeteci bir arkadaşım aktardı. İddia odur ki masaj salonları kaçak göçek hizmet vermeye devam ediyor. Yuh ki ne yuh.

Bu kadar alçak olabilir mi insanlar? Bu kadar utanmaz ve umursamaz.

Millet can derdinde bunlar masaj keyfi peşinde diyeceğim ama neyse gerisini zaten herkes biliyor.

Anlaşılıyor ki demokratik kurallar, devlet şefkati, milletin feraseti bazı şeylere yetmiyor. Önlenemiyor.

Sosyal medyada Hindistan Polisi’nin sokağa çıkmayanları sopayla terbiye ettiği görüntüler var.

Acaba bizim polisin eline de değnek verip illa terbiyeyi bu şekilde mi vermek lazım?

Günün Bilgisi:

Sene 1918,

İspanyol Virüsü Dünyayı Kasıp Kavuruyor,

18 Ay İçerisinde

ABD'de 675.000 KİŞİ,

FRANSA'da 400.000 KİŞİ,

İNGİLİTERE'de 250.000 kişi ölüyor.

Osmanlı İmparatorluğunda ise ölüm sayısı sadece 10.000.

Baştan yapmanız gerekeni sondan yaptınız ama olsun!

Nilüfer Kadın Korosu’nun koronavirüs tehdidine rağmen Prag ve Viyana konserlerini iptal etmeyerek bu ülkelere gittiğini, dönüşte ise karantina uygulanmadığını Bursa Şehir Gazetesi olarak kamuoyu gündemine taşımıştık.

Sonrasında bu yayın üzerine koro üyeleri kendilerini evlerinde karantinaya almışlar. Başta yapılan yanlışı görmüş olacaklar ki doğruya evrilmişler.

Neyse sağlık ekiplerinin de kontrol ettiği koro üyelerinin karantina sonrası testleri de negatif çıkmış. Böylece hem onlar hem çevrelerindekiler rahat bir nefes almış oldu.

Koro üyeleri yayımladıkları bir açıklama ile 14 günlük sürecin bitmesine rağmen yine evlerinde kalmaya devam edeceklerini duyurmuşlar.

Bunu da kendi istekleri ile yapıyorlarmış. Ya arkadaş illa Nilüfer Kadın Korosu sizde ede kalın diyecek değiller. Devlet te sağlık bakanlığı da uzmanlar da evde kalın diyor. Bunu lütuf olarak sunmanız gerçekten mizahi bir durum.

Sonuç olarak her ne kadar yanlış başlamış olsa da süreç, doğruya gelmeniz herkes için hayırlı olmuş. Geçmiş olsun dileklerimizi iletmiş olalım. Tedbiri elden bırakmıyoruz.