Son dönemde Türkiye’de özellikle Sedat Peker’in açıklamalarının başlamasının ardından akıl almaz bir algı operasyonu ve kirli bilgi akışı yaşanıyor. 
Neyin nereye kadar doğru olduğunu ya da neyin nereye kadar iftira ve yalan olduğunu kestirmek gerçekten zor. 
Birileri kaos istiyor. 
Kaos isteyenlerin başında FETÖ’nün vatan satmaya kalkan itleri baş sırada. 
Her an her dakika yalanın ipine sarılan, utanmazca arsızca hunharca yalan ve algı üreten bu tasmalılar Sedat Peker’in çektiği videolardan sonra daha da bir azdılar. 
Tam onların ortamı. Kaos, belirsizlik, algı ile insanların akıllarını sulandırma, doğruyu yanlış yanlışı doğru gösterme girişimleri…
Sedat Peker…
Devletin tanımlamasıyla organize suç örgütü lideri olabilir. Ancak Sedat Peker’in bu FETÖ itleri ile işbirliği yapma olasılığının olmadığını düşünüyorum.  
Peker’in yaptıklarını doğru ya da yanlış bulmak olabilir. 
Ama Peker’in başlattığı kaos ortamından FETÖ, bir isyan bir kaos bir karışıklık çıkarmak için var gücüyle harekete geçtiği de yadsınamaz. 
Sadece birkaç gün önce Ülkücüler üzerinden ortaya konulmak istenen oyunla ilgili görüşlerimi bu köşeden aktarmıştım. 
Ama tek hedef Ülkücüler değil tabi. 

Bunlara karşı dik duran ya da duracak olan herkes hedef. Devletin kurumlarından henüz temizlenemeyen ve varlıklarını sürdürenleri ile ülkesini satmak uğruna giriştikleri mücadelede mert gibi ülkelerinde durmak yerine yurt dışına kaçan alçakları şimdi su bulanmışken ateş etmeye devam ediyor. 
Özellikle solumsu basın ve kripto FETÖ organizasyonları hazır bir çok aslı astarı olmayan iddia ortada dolaşıp milletin aklını karıştırırken, dayanağı ispatı olmayan, belgesiz, bilgisiz yeni yeni iddiaları servis etmeye devam ediyorlar. 
Bugün devletin tüm kurumlarında, belediyelerde hala gizlenmeyi başaran ya da bir şekilde korunan bu katillerin artıklarının olduğunu herkes kabul ediyor.
Bu katil sürülerinin temizlenmesi için yeni bir plan gerektiği de ortada. Son yaşananlar da bunu teyit ediyor. 

Bunlardan biri de Hande Fırat örneğinde olduğu gibi isim vermeden hedef gösterme girişimleri. Gazeteci elinde bilgi belge varsa hepsini yazar.
 Hadi geçelim çok ciddi iddia ve duyumlar varsa onu da yazar. İsim verir ve muhatabı dışında kimseyi töhmet altında bırakmaz. 
Ancak malum çamur medyasında işler öyle gitmiyor. Madem sular bulandı, hava puslandı, ne bulursan at. Mutlaka bunlara inanacak insanlar çıkacak. Hiçbir şey olmazsa itibar suikastı ile önüne gelenin itibarını tartışılır hale getirirsin. 
Anladığımız kadarı ile devlet şu anda izliyor. Ve kısa sürede gereğini yerine getirecektir. Ancak herkesin bu süreçte oldukça dikkatli olmasında da fayda var. 
Malum FETÖ terör örgütü ve onun gözü dönmüş katilleri dünyanın en tehlikeli, en vahşi ve en ahlaksız yapısı ve istediklerini elde etmek için hiçbir inanç, hiçbir ahlak, hiçbir değer olmadan saldırmaya, yok etmeye kurgulu bir sistem. Bu alçakların oluşturduğu puslu havada, memleketin ve milletin direncini kırmak için saldırıyor.

Yemeyin…
 

Bu ayıp sana yeter Sarıbal!

İki dönemdir Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal. Dönemin birinde CHP Genel Başkan Yardımcısı, şimdi de genel başkan danışmanı. 
Bursa’da sosyalistlerin, Kemalistlerin oylarıyla, onların mevzuya demokratik bakışları nedeniyle listeye girip milletvekili olan bir isim Sarıbal. Cemaatlere tarikatlar karşı savaşan ancak mezhep siyasetinin dibini sıyıran bir isim Orhan Sarıbal. 
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili olmasına rağmen HDP’nin vekili gibi davranan Sarıbal. HDP’yi her defasında ölümüne savunan Sarıbal. Bırak başka kentleri bu kente vekilliği döneminde kaç tane şehit geldi bir tanesine taziye bile yayınlamadı. Bir tanesi için bile PKK’ya, katillere lanet okumadı. Bir tanesinin bile cenazesine katılmadı Sarıbal. 

Vatan bu tarafken hep karşı tarafta duranların yanında durdu Sarıbal. Bu şehri bir kişi temsil edemeyecekse o kişi Orhan Sarıbal’dır. CHP’nin Kemalist, sosyalist tabanına rağmen onların savunduğu fikirlerin tam tersini icraata dönüştürüyor Sarıbal.
 HDP İzmir İl Binasına bir manyağın ya da piyonun ya da kiralık katilin saldırısının ardından kendisi ve ailesinin de PKK’lı olduğu net bir şekilde ortaya çıkan Deniz Poyraz için İzmir’e gidip ağıt yaktı Sarıbal. HDP İzmir binasına yapılan saldırıyı hepimiz kınıyoruz ve asla devletin yerine başka hiçbir gücün racon kesmesini doğru bulmuyoruz. Ama Deniz Poyraz için İzmir’e bir nefeste giden Sarıbal’ın, bu vatan uğruna can veren evlatlarımıza da o kadar hassasiyet göstermesi beklenmez mi?
Ne yazık ki bu milletin bu vatanın düşmanlarına gösterdiği ilgiyi bu ülkenin evlatlarına bu millete bırakın kendi partililerine bile göstermiyor. Sonra Toprak Adam diye kendisini kutsatmaya kalkıyor. 

Bir kez daha düşünüp bir kez daha muhasebe yapmalı Sarıbal. Atatürk posterinin altında HDP’lilik dökümlü durmuyor, samimi durmuyor, iyi niyetli durmuyor çünkü. Ha bir de bakın kimlerle yürüyor Sarıbal. PKK’lıların cenazelerine katılan ve ağıt yakan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile TİP Genel Başkanı Erkan Baş’la birlikte İzmir’e gitti Sarıbal.

Yazık!