SON DAKİKA
Hava Durumu

Bu kez oyunun adı bölgesel faşizm!

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2020 22:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2020 22:34

Zatı muhterem İnegöl kökenli yöneticileri alt alta sıralamış ve bunun anayasal ve ahlaki olarak doğru olup olmadığını sorguluyor. Yuh…

Bir insanda utanma ve arlanma damarları kökten alınmışsa böyle oluyor maalesef. Bütün dertleri Bursa’yı talan ettirmeyen, rant tezgahlarını başlarına çalan, şantajlarını ve blöflerini yemeyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı yok etmek. 

Ne yapsalar olmuyor. Her türlü tezgâhlarına rağmen Alinur Aktaş, ranttan, akçeli işlerden uzak dururken, her geçen gün milletin kalbinde daha fazla yer tutuyor, rant çetelerinin ise her geçen gün daha fazla canlarını yakıyor. 

Bursa İnegöl’den yönetiliyormuş. Sanırsın İnegöl, Yunanistan ya da Ermenistan’ın başkenti. İnegöl kökenli 3-5 yöneticinin ismini alt alta sıralayınca kamuoyunda algı oluşacak. 

İnegöllü olduklarını vurguluyor rantın kalemi…

O kişiler o kurumları yönetemiyor diyemiyor. Dese bunu izah etmek zorunda. Zaten yönetip yönetememeleri umurunda değil. Derdi baronların istediklerin yönde yıpratma operasyonunu sürdürmek. 

İki partinin il başkanlarını kumandasına almış sürüyor piyasaya. Onlarda siyaset yapıyoruz diye türlü tiyatro kuruyor. Millet gülüyor onlar siyaset yaptık sanıyor.

Neymiş kim İnegöl’e taşınmak istermiş? 

Bu nasıl bir kafa. İnegöl’de yaşayan yüzbinlerce insana nasıl bir hakarettir? İnegöl’ün yöneticilerinin sırf bu yüzden gereken adımları atarak yargı yoluna gitmeleri gerekir. Bölgesel ırkçılığın zirvesi değil mi bu?

Örnek verdikleri Mustafa Bozbey’le ilgili bırakın ortalıkta dolaşan iddiaları yargıya ulaşan onlarca dosya ve yargılama var. Dahası Nilüfer’in dört yanında insanları sorun da duyun feryatlarını. İki tane bulvarda eller havaya kafe restoranlarla mı medeni oluyor Nilüfer? 

Yeşil alanları parsel parsel gasp edilen, Rant çetelerinin binlerce kişiyi mağdur ettiği, bir bölge Nilüfer. Sadece gidip Görükle’nin yerleşik halkını sorun bakalım neler oluyor burada. 

Devam edelim Gölyazı, Misi’de yerleşik halka sorun bakalım o öve öve bitirilemeyen Nilüfer Belediyesi’nin neler yaptığını?

Mudanya’yı 50 yıl geriye götüren ve bırakın insanları denizdeki martılarla bile kavga eden mahkemelik olan Hayri Türkyılmaz yönetime övgü dizenler, bunun bir karşılığının olduğunu da insanların bildiğinin farkındalar aslında. 

Öyle siyaseten bakmaya da gerek yok. Mudanya’daki despot yönetimin sıkıntısını yaşayanların başında CHP seçmeni geliyor. 

Demokrasiden bahsedenlerin tek adam yönetimini en güzel Mudanya’da görürler mesela. Başkan yardımcısı bile atamıyor zatı muhterem. Kolayını bulsa bütün belediyeyi eş dost akrabadan oluşturacak. 

Sonra ona övgüler dizilirken, halkın içinde, halka hizmet etmek için çırpınan bir belediye başkanı ipe çekilecek öyle mi? Yok öyle yağma…

Olayın nasıl bir siyasi oyun olduğunu görmek için uzağa gitmeye gerek yok. Yeşil alanları ranta çevirmek isteyenlerin bu istekleri yerine gelmedi. 

Milyonlarca lira yatırıp onlarca daire vererek aldıkları araziler ellerinde kaldı. Hukuksuzluğa Alinur Aktaş geçit vermediği için hakkında onlarca iftira, yalan, ahlaksızca haberler yapılarak servis edildi. 

AK Parti’nin içinde fitne oluşturmak için ellerinden geleni yapanlar, sıkıntıyı böyle çözüp Alinur Aktaş’ı yapa yalnız bırakmak için çok uğraştı. Ancak başaramayınca en ucuz yolu faşist bir söyleme sarıldılar. 

İnegöl’den 3-5 yönetici Bursa’ya gelmiş de Bursa İnegöl’den yönetiliyormuş. 

Osmangazi’de mesela kaç tane Batı Trakya kökenli yönetici ve çalışan var. (Ki bu ülkenin vatandaşı olan herkes seçme seçilme ve devlette görev alma hakkında sahiptir. Burada nerede doğduğu, ırkı, rengi vs bakılmaz. Anayasa da öyle söylüyor)

Öve öve bitiremedikleri Nilüfer Belediyesi’nde mesela Bulgaristan kökenli kaç yönetici var? Yıldırım Belediyesi’nde kaç tane doğu kökenli yönetici ve çalışan var? 

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes bu ülkenin her kurumuna vasıfları ve liyakatiyle görev alır. Hem solculuk yapacaksın hem bölgecilik bravo. 

Neyse uzatmayalım. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a yönelik ve çevresindeki birkaç yöneticisine yönelik faşist söylemler bu tiplerin yeni oyunu senaryosu. Öncekiler gibi bu da toplumda karşılık bulmayacak bir çaba. 

Millet Alinur Aktaş’ın çabasını da niyetini de yaptıklarını da görüyor. Milletin gözünde her geçen gün daha fazla kıymetlenen Aktaş’ı sevmeyenlerin büyük kısmı son seçimde aldıkları o büyük yenilgi ve yaşadıkları hayal kırıklığı ile solaklar. 

Bir başka kesim ise rahatları, sömürü düzenleri bozulan rant çeteleri. Ve belediyeyi soymaya alışmış bir kısım tetikçi. Bir kısımda AK Parti’de görev yapmış ve orada olmuş ancak istekleri yerine gelmemiş. Koltuk bulamamış isimler olabilir ama onların sayısı oldukça düşük. 

Bu arada Recep Altepe’nin gidişini antidemokratik olarak niteleyenlerin Mustafa Bozbey’in zorla Nilüfer’den alınarak Büyükşehir adayı yapılmasına bir şey demiyor.

Oysa o dönem Bozbey, Nilüfer’de devam etmek istediğini defaten dillendirmişti. Bu antidemokratik bir şekilde görevden alma olmuyor mu?

CHP Milletvekilleri mesela. Direkt atama milletvekili onlar çok mu demokratik yolla seçildi. Ve dahası bu milletvekillerinin kahır ekseriyeti mezhep siyaseti nedeniyle orada. Bunları görmezlikten geldiğiniz zaman bu kentin insanları da mı görmüyor?

Kenti yönetenleri memleketleri ile değil liyakatleri ile yaptıkları ve yapmadıklarıyla değerlendirmek gerek. Öyle uzaktan kumanda talimatla yıpratma operasyonları ile siyasetin dönemi çoktan geçti bu ülkede…

Milleti kandıracaklar akılları sıra. İplikler bin kez çıkıyor pazara ama arsızlıklarından azimle zorluyorlar delmek için taşı.

Pazar neşesi

Malum Bursa’da belli kesimler işi bitmiş ama umutlarını bağladıkları isimleri cilalayıp boyamak için büyük gayret gösteriyor. İşlerine geldiği gibi cilalayıp boyuyorlar. Milletin feryat ettiği yerde bunlar övgüler yazıyor. Tam da buna uygun bir fıkra ile bitirelim:

Adamın biri, köyden panayıra satmak için bir inek götürmüş, tellala vermiş... 

Tellal ineğin yularından tutmuş, başlamış dolanmaya, hem dolanıyor, hem bağırıyor: – Bu inek soyludur, bu inek boyludur, cinstir, altmış okka süt verir, altı aylık gebedir!...

Köylü tellalın yanına yanaşmış, kulağına eğilmiş:

– Bana bak! Dediklerin doğruysa, ben bu ineği satmaktan vazgeçtim...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.