Son yıllarda kaos yaşayan Türk futbolu için ciddi bir ekip görev başına geldi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağanüstü Seçimli ve Olağan Mali Genel Kurulu'nda başkanlığa Mehmet Büyükekşi seçilirken, yönetimde çok etkili Bursalı bir ismin yer alması günün güzel sürprizi oldu. BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’nin en önemli spor federasyonunun yönetiminde artık. 

Aslında önceki yönetimde de bir Bursa kökenli isim vardı. Cavit Çağlar’ın oğlu Mustafa Çağlar. Hatta Nihat Özdemir’in istifasının ardından vekâleten başkan yardımcısı da olmuştu. 

Ancak Mustafa Çağlar’ın zerre faydasını görmedi Bursa. Bursaspor hakem hataları ile türlü oyunlarla küme düşürülürken, Mustafa Çağlar sadece davetlerde boy gösterdi. Ne yazık ki Bursaspor küme düştü. 

BTSO Başkanı İbrahim Burkay, bu göreve geldikten sonra hep vites yükselterek ileriye doğru hamle yapan bir isim olarak tanındı. Vizyonunu ve misyonunun çok ileriye koyduğu için Bursa’nın yerel tartışmalarında boğulmak yerine Bursa’nın daha ileriye taşınması noktasında kullandı tercihini. 

Bu vizyondan yola çıkarsak, TFF’de etkin etkili bir Bursalı yöneticinin olması hem Bursaspor hem de Bursa açısından önemli bir kazanım. Biliyoruz ki İbrahim Burkay, kendi PR’ı için bu işlere girmez. 

Bu seviyelerde boy göstermesinin tek nedeni hiç şüphesiz Bursa’yı bir ileri aşamaya geçirmenin kaygısı.  Burkay’ın futbolla ilgilendiğini açıkçası çok da bilmiyorduk. Ancak TFF’ye çok katkı koyacağına eminiz tabiki. 

İbrahim Burkay’dan bahsetmişken önemli bir çalışmadan da bahsetmeliyim. Malum Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesini hayat bulduğu şehir Bursa ve aradan geçen süreçte bir sonraki aşama için TEKNOSAB ile yüksek teknolojili üretimin de merkezi haline geliyor.  
Bursa’da tam 25 milyar dolarlık yatırımla hayat bulan TEKNOSAB’ın enerji ihtiyacının önemli bir kısmı rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilecek. 

Hem ileri teknoloji hem de çevreci ve milli kaynaklardan yararlanarak ülkenin dışa olan bağımlılığını azaltıcı tedbirleri olan bir yatırım aynı zamanda TEKNOSAB.
TEKNOSAB’da en küçüğü 15 bin metrekare olan fabrikaların gerçekleştirecekleri yüksek teknolojili üretim, kent ve ülke ekonomisinin gelişimine ciddi anlamda katkı koyacak.  Üstelik bazı fabrikaların üretime başladığını da belirtelim. 

Yani bir yandan fabrika yapılıyor bir yandan da üretim başlıyor. Bu projenin ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından şunu da belirtmeliyiz, TEKNOSAB tamamlandığında Bursa’nın ihracatını 25 milyar dolara yükseltmesi hedefleniyor. Yani tek başına yüzde 50 artıracak ihracat gelirini.  
Ve bu projeyle birlikte çok daha önemsediğimiz başka bir projede hayat bulacak aynı bölgede. TEKNOSAB, üretim ve ihracatın yanı sıra sanayi ile akademik bilginin harmanlandığı önemli bir merkez olacak. Ve TEKNOSAB’da enstitü kimliğine sahip bir de üniversite modeli yaşam bulacak. 
Sıradan bir üniversiteden bahsetmiyorum.  Ağırlıklı olarak yüksek lisans ve doktora öğrencileri sanayinin taleplerine uygun araştırmanın yanı sıra ortak teknoloji ve ürün geliştirme yapabilecekleri bir eğitim kurumu. 

Yıllardır neden BTSO bir üniversite kurmaz diye hayıflanırken, gerçekten hakkını verecek bir proje ile geliyor.  Yüksek teknolojili üretim yapan firmaların ihtiyaç duyduğu stratejik alanlarda araştırmaların yapılacağı eğitim merkezinde firmaların ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirilecek.
Ve yakın bir gelecekte eğitimle ilgili önemli bir adım daha duyuracak BTSO. O da en az burada kurulacak üniversite kadar önemli ve Bursa için kıymetli bir adım olacak. Bu var olanın da çıtasını yükseltecek bir girişim. Güzel şeyler oluyor Bursa’da…

Dönelim başa. 
Bursaspor, ne yazık ki büyük hatalarla düşürüldü. Hata diyelim yani. Sahip çıkanı yoktu ve operasyonu yedi.  Şimdi alt ligden tekrar yükselişe geçmesini beklediğimiz göz nurumuz Bursaspor’un haklarını kimseye yedirmeyecek, vaktinde ve gerektiğinde ağırlık koyabilecek bir isim var futbolun zirvesinde. 3 yıl önce keşke Burkay olsaydı yönetimde bugün belki Süper Lig’de başka hayaller kuruyor olurduk.