Bursa’daki ana arter caddelerin kaldırımlarına neredeyse her gece yenisi yapıştırılan bir ‘Emeklilere Kredi’ ilanı var. Özellikle bankamatiklerin yakınlarında ve ana caddelerde her iki adımda bir gözümüze takılan ve daha çok artık bankadan kredi çekemeyecek olan ve başı öne eğik insanlara hitap eden bir ilan...
İlk zamanlarda sökmeye çalıştım. Ancak hem sökülmüyor. Hem de başa çıkılacak gibi değil.

Bu ilanı kaldırımların üzerine yapıştırmak için belediyeden izin aldıklarını sanmıyorum. Ha eğer belediye kaldırımları reklam şirketlerine kiralıyorsa buna sevinirim. En azından belediyeye bir gelir kapısı olmuş olur. Ama bunun korsan ve kötü niyetli bir ilan olduğunu zannediyorum.
Bu ilanı her sabah/ akşam ben görüyorum da belediyeden herhangi bir görevli görmüyor mu? Belki de caddelerde yayan yürümedikleri için görmüyor olabilirler.
En azından kaldırımları süpüren temizlik görevlisi de mi görmüyor? Kaldırımları süpüren görevli amirine söyleyip, amiri de telefonu sabit olan bu ’Kredicik’i arayıp, kim olduklarını tespit etmesi ve cezası varsa ceza kesmesi mümkün değil midir?

Bu insanlar kimdir? Tefeci midirler? Bunlardan kredi çekmek zorunda kalan insanların durumu ne oluyor? Bütün bunlar muamma. Belki polisiye durumlara da yol açacak şeyler dönüyor da olabilir.

Bunun dışında, yine ana arter caddelerdeki otobüs duraklarının camlarına, elektrik, telefon, kablolu tv panolarına, elektrik direklerine, bahçe duvarlarına, tüm sokaklara, … vs kısaca her yere, ikide bir ‘tırlak mütenebbi’ soytarının ‘Konferansa Davet’ afişlerinin sıkı sıkıya asıldığını görüyorum. Bu tırlağın kendisi gibi tırlak mensupları her kimlerse, yemiyor, içmiyor, her gece sabahlayarak tüm cadde ve sokaklara bu ilanı yapıştırmaktan geri durmuyorlar. Öyle ki, diğer ‘İskender’den daha fazla marka bilinilirliği olmuştur Bursa’da. Artık Bursa’yı bu ilanların her tarafını süslediği caddelerle gözümüzün önünde canlandıracak duruma geldik. Ulucami ya da Doğanbey’i gölgede bırakmak üzeredir kebabı olmayan İskender.

Bir arkadaşımız (Sezai Koz) bu tırlak herifin konferansına katılmış. Kim var kim yok, kaç kişi katılıyor diye bakmak için… 20-25 kadar kişi katılmış. 20-25 kadar kişinin katılacağı bir etkinlik için tüm apartmanların kapısına belki 100 binlerce broşür, her direğe, her köşeye belki binlerce afiş asmak, ayrıca da tepesinde hoparlör olan bir araba ile mahalle aralarında dolaşıp duyuru yapmak, olsa olsa sinir sistemimizle oynama amaçlı bir tacizle açıklanabilir.

Bu tacizi nasıl olur da yapabiliyorlar? İnternet sitelerine erişimin yasaklandığını bildiğimiz bu sapığın bu kadar rahat bir şekilde Bursa halkının beynini ve gözünü taciz edip, Bursa’nın caddelerinin doğal dekoru haline gelmesi nasıl mümkün oluyor?

Bunun tek açıklaması var. Birileri görevini yapmıyor. Kimin görevi olduğunu bilmiyorum. Misal: ‘Elektrik direğine asılana biz karışmıyoruz. Tedaşı arayın’ diyebilir belediye. Tedaş, Kablolu TV kutusuna biz karışmıyoruz diyebilir. Bunu yaşadım. Trafonun çatısında mahsur kalmış bir kediyi kurtarmak için itfaiyeyi aradım. Tedaşı ara dediler. Tedaş –itfaiye arasında ping pong topu olmuştum.

Farazi konuşuyorum. Bu ilan işi için herhangi bir yeri aradığım yok. Yüzlercesini kendi imkanlarımla her gün ayrı bir sokaktan eve giderek- sevabıma temizledim. Bunu sosyal medya hesabımdan da gündeme getirdim.

Ama bu korsanların yol açtığı görüntü kirliliğinin ve psikolojik tacizin önüne geçecek, şehrin bütüncül görüntüsünden sorumlu mercilerin bunu görmemesi büyük bir körlük, görüp te gereğini yapmaması büyük bir vurdumduymazlıktır.