AK Parti Bursa'da 'Abi fetişizmi'!

AK Parti Bursa’da son yıllarda en önemli gündem haline gelen “Bursa’nın abisi kim” tartışmalarına farklı bir açıdan yaklaşan Bursa Şehir Gazetesi yazarı Mahmut Çakmak, Bursa AK Parti’de abiye değil kardeşlik hukukuna ihtiyaç olduğunu yazdı. Çakmak, bu tartışmaların ana gündeme oturmasına tepki göstererek, “Sanki Bursa’nın başka bir sorunu kalmamış, her şey güllük gülistanlıkmış da, tek dert olarak Bursa’nın abisi kim olacak sorusu kalmış.” ifadelerini kullandı.

Bursa Şehir Gazetesi Yazarı Mahmut Çakmak’ın AK Parti Bursa üzerine çok önemli tespitlerde bulunduğu yazısı şöyle:



"SÖYLESEM TESİRİ YOK, SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL"

Bayramın 2. günü, AK Parti bayramlaşması için Merinos AKKM’deydim. Katılım güzel, nicelik iyiydi.  Peki ya nitelik? İşte o noktada gerçekten üzüldüğüm şeylere şahit oldum... Neymiş efendim, Efkan Ala MKYK üyesi olmuş, Hakan Çavuşoğlu da İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanıymış. Acaba bu durumda Bursa’nın abisi kim olacakmış? Protokol konuşmalarında son konuşmayı, acaba kim yapacakmış!  Koca koca adamlar oturmuş bunları tartışıyorlar. Sanki Bursa’nın başka bir sorunu kalmamış, her şey güllük gülistanlıkmış da, tek dert olarak Bursa’nın Abisi kim olacak sorusu kalmış. Ülke hem ekonomik, hem de siyasal anlam da fiili bir savaşın içindeymiş, Yaklaşan yerel seçimler varmış!
“VARSA YOKSA ABİ”
Kimin umurunda ki…  Varsa yoksa Abi! Gerçekten komik ve bir o kadar da sığ düşünceler! 4 seneye yakın bir süredir bu köşeden belki de onuncu kez tekrar etmiş olacağım ama inandığım doğruyu söylemekten vazgeçmeyeceğim: “AK Parti Bursa siyasetinde eksik olan abi değil, kardeşlik hukukudur!” Teşbihte hata olmasın. AK Parti Bursa siyaseti açısından 15 yılı bulan bu “Abi Fetişizmi”, gün geçtikçe cahiliye döneminde önce helvadan put yapıp, daha sonra acıkınca o putun afiyetle yenildiği ruh haline dönüştü!  Nasıl mı? 2002-2007 döneminde, Bursa’daki her türlü olumlu ya da olumsuz gelişmeyi Faruk Çelik ile özdeşleştirenler; 2007-2011 döneminde Faruk Çelik’in ayağını kaydırmak, O’nu aşağıya çekmek ve O’nu Bursa’da itibarsızlaştırmak adına her yolu denediler… Sonrası malum… Önce Manisa’dan Bülent Arınç, sonra da İstanbul’dan Mehmet Müezzinoğlu Bursa’ya “Abi” olarak ithal edildi.  Sorunlar derinleşti, ayrılık ve kırgınlıklar arttı. Bu sefer de “Benim abim, senin abini döver.” Kıvamındaki didişmeler başladı. Bu didişmelerin, kardeşlik hukukuna verdiği zararı ya kimse göremedi, ya da kimse görmek istemedi...

Bizim bu noktada yapmaya çalıştığımız ilkesel eleştirileri de kişiselleştirip içerikle uğraşmak yerine, bizi hedefe koymayı seçtiler. Canları sağ olsun…  2017 yılında Hakan Çavuşoğlu’nun Başbakan Yardımcısı olması ile uzun bir aradan sonra Bursa’nın yerel bir bakana kavuşması hepimizi çok sevindirdi. Ankara’da unutulan Bursa’mız adına, hepimize yeni bir umut ışığı oldu. Sayın Çavuşoğlu’nu şahsen tanımıyorum. Ancak gıyabında onu tanıyanlardan olumsuz bir yanını duymadım. Hele ki akçeli işler ilgili olarak, ima yoluyla bile olsa laf edildiğine şahit olmadım. Görüntü olarak da inançlı, gayretli ve mütevazi bir kişiliğinin olduğunu gözlemliyorum.  Aynı şekilde Efkan Ala’nın da aldığı devlet terbiyesi ve mütevazi yapısı ile bu türden ucuz hesapların içinde olmayacağını düşünüyorum.  Ancak bu siyaset ne menem bir şey ise, sen istemesen de bir anda kendini ego savaşlarının içinde bulabiliyorsun.

“ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR”

“Şeyh uçmaz, mürit uçurur.” diye bir söz vardır ya; işte bu söz tam olarak siyasetin bu ruh halini yansıtıyor. Maalesef ki, siyasette makama yalakalık gösterme hastalığı, toplumun her kesiminde var. Ancak asıl olan kişilik ve o kişiliğe duyulan saygı ve muhabbettir. Yalakalık, makamlar sona erince biter, ancak kişiliğe duyulan saygı ve muhabbet, bir ömür boyu devam eder.  Akıllı siyasetçi, geçici yalakalıkların sahte dünyasına değil; hasbilik ve samimiyet peşinde olandır. Kalıcı ve doğru olan da budur. O yüzden Bursa için, nasıl ki şehrin estetiği açısından, yatay mimariyi savunuyorsam; AK Parti Bursa siyaseti açısından da yatay hiyerarşiyi savunuyorum.  Kimin önde, kimin arkada olacağına kafa yormak yerine, herkesin kol kola girdiği, omuz omuza verdiği ve herkesin işin bir ucundan tuttuğu bir yapının; Bursa’mıza çok daha fazla yarar sağlayacağına inanıyorum. Özellikle 27.Dönem AK Parti Bursa Milletvekilleri, takım olmaya son derece yatkın kişilerden oluşuyor. O yüzden bu şansı iyi değerlendirmek gerekiyor. İllaki, bir isimin kaptanlığına ihtiyaç duyulacaksa, o isim bence İl Başkanı Ayhan Salman olmalıdır.  Teşkilatlar, belediyeler ve milletvekillerin uyumunu sağlayacak kişi il başkanıdır. Bu yetki, İl Başkanı Ayhan Salman’a verilmiş bir lütuf değil, genel başkanın verdiği devredilemez görevlerin başında gelmektedir…”