SON DAKİKA
Hava Durumu

Bonzainin gölgesinde kaybolan mahalle

Bursa’nın tarihi mahallelerinden olan Meydancık, son günlerde “bonzai” satışı ile gündemde. Mahalle sakinlerinin sorunları ise bu kadarıy

Haber Giriş Tarihi: 07.07.2014 14:18
Haber Güncellenme Tarihi: 07.07.2014 15:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Bonzainin gölgesinde kaybolan mahalle
Bursa’nın tarihi mahallelerinden olan Meydancık, son günlerde “bonzai” satışı ile gündemde. Mahalle sakinlerinin sorunları ise bu kadarıyla sınırlı değil ve haber bültenlerine yansıyandan daha öncelerine dayanıyor. Metrekaresi 1000 liraya alıcı bulan evler şimdi 45 bin liraya dahi satılamıyor. Gasp ve kavganın günlük rutin sayıldığı mahallede esnaf çareyi kepenk indirmekte bulmuş.

 

Canan Güleç

 

Haber bültenlerinde uyuşturucudan yaşamını kaybeden gençlere dair bilgilerin yer almasındaki artış, “bonzai” olarak bilinen maddenin kolay erişilebilir ve ucuz olmasına bağlı olarak hızla yükseliyor. . Kullanıcılar, kentin her kesiminden olmakla birlikte satış noktası çoğunlukla tek merkezi gösteriyor: Meydancık… Oysa mahalle halkıyla kısa bir sohbet ve sokaklarda biraz dolaşmak, “bonzai”nin buzdağının görülen kısmı olduğunu anlamak için yeterli. İnsanların paylaştığı ortak duygu; korku ve endişe… Mahallede sürekli dolaşan 2 polis aracının ve 24 saat açık özel güvenlik merkezinin varlığı da bu korkuyu bitirmeye yetmiyor. Bu nedenle de gidebilenler sessizce mahalleyi terk etmeyi tercih etmiş, kalanlarsa susarak yaşamlarını sürdürme telaşında. Sohbet sırasında sık sık tekrarlanan, “aman adımızı yazmayın, mesleğimizden bahsetmeyin” ricaları da Meydancıklıların yaşadığı sıkıntının en büyük kanıtı. İncirli Caddesi üzerindeki dükkanların hızla kepenk indirmesi, evlerin yok pahasına satışa çıkarılması, çocukların okul kayıtlarının sildirilmesi gözlemlenebilir etkilerin başında geliyor.

MEYDANCIK ROMANLARLA NASIL TANIŞTI?

Meydancık Mahallesinin bonzai sorunuyla gündeme gelmesi, son 6 aydan daha evveline dayanıyor: Kız Yakup ya da Kamberler adıyla bilinen mahallenin kentsel dönüşüm projesi nedeniyle yıkılması, burada adeta izole edilmiş bir hayat süren  Roman vatandaşların da kent halkının arasına karışmasının ilk adımı oldu. İnsanlar göç ederken alışkanlıkları, kültürleri ile birlikte geldiler. Daha evvel aralarında sadece bir köprü olmasına rağmen karşı mahalleye hiç gitmeyen, o mahalleden Romanları da kendi sokaklarında görmeyen, uzaktan sadece seslerini duyan Meydancıklılar, bir anda Roman mahallesinde yaşamaya başladılar. Evvela balkonlarda pişirilen yemeğin kokusu, sokaklarda yüksek sesli sohbetlerin argosu farklı bir yaşam kültürünün ilk belirtileri olarak mahallelinin dikkatini çekmiş. Zamanla farklı alışkanlıkların rahatça yaşanılır olması, ev sahibi durumundaki Meydancıklıları göçmen durumuna düşürdü.

3 AYDA SEÇMEN SAYISI BİLE DÜŞTÜ

Mahallesinden gitmek zorunda kalan Meydancıklıların sayısı azımsanmayacak oranda… 7 yıl evvel 5 bin olan mahallelinin sayısı 3 bine düşmüş durumda. Bonzai satışı ile gündeme oturan mahalleden göçün hızını gözlemlemek için seçmen kütüklerini okumak yeterli. 30 Mart Yerel Seçimleri için açıklanan seçmen listesi ile kıyaslandığında, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için açıklanan listede 60 kişilik bir eksilme söz konusu. Bu da son 3 ay içerisinde de mahalleden göçün sürdüğünü gösteriyor.

DÜKKANLAR KAPATILIYOR, EVLER TERKEDİLİYOR

Bonzai ile gündeme gelen mahallede, ev ve dükkanların birer birer terk edilişi daha evvelden başladı. 7-8 yıl önce metrekaresi 1000 lira olan evler şimdi 45 bin liradan alıcı bulamıyor. Kiracılar kısa zamanda mahalleyi terk etmiş, taşınmayı tercih eden ev sahipleri ise mülklerini Roman komşularına satmış. Geride kalanların kızgınlığı da, evlerini Romanlara satan ve kiralayanlara; mahallemizi koruyamadık diyorlar. İncirlik Caddesi üzerindeki dükkanların da kepenkleri hızla indiriliyor. Mal sahipleri dükkanlarını satmanın telaşındayken, kiracılar malzemelerini sarıp taşınmış. 30 dükkandan 7’si işler durumda. Taşınamayanların piyasadan toplaması gereken alacağı çok, bu nedenle gidemediklerini söylüyor. “Senetle iş yaptım, gidersem alacağımı tahsil edemem, kalırsam malımı koruyamam” sözleri ortak yakınma halinde. Kapı önlerine çıkardıkları teşhir ürünlerinin çalınmasından dertlenen esnaf, “Nasıl olsa ardı kesilmeyecek” diye polise şikayet etmeyi de bırakmış son zamanlarda.

“ERKEK EVLAT GİBİ ELİMİZDE KALDI”

Mahallenin 35 yıllık ev sahiplerinden bir Hacı Amca ile ayak üstü konuşuyoruz; o da buraları terk edip gidenlerden. 4 katlı evini bırakıp kiraya taşınmış; “Buralarda komşuluk da kalmadı, can ve mal güvenliği de” diyerek anlatıyor gitme nedenini ve Meydancık’ı şöyle özetliyor: “Bu mahalle erkek evlat gibi elimizde kaldı. Kız evladını evlendirirsin, gider kendine başka bir yuva kurar ama erkek öyle mi. Evlendirsen de evlendirmesen de elindedir, hep ardını korur kollarsın. Sırtından yükü indirip rahat edemezsin, bu mahalle de aynı öyle: ne satıp kurtuluyoruz ne rahat gelip oturuyoruz. Boş evlerimiz yakılıp talan edilmesin diye kontrol ediyoruz.”

SINIF MEVCUDU 5-10 KİŞİYE DÜŞTÜ

Meydancık Mahallesi çocuklarının gittiği Şerif Ardıç İlkokulu da göçlerden nasibine düşeni almış; birkaç yıl evvel 1300 öğrencinin geldiği okulda mevcut 270’e düşmüş… Sınıflar 5-10 kişilik ve kalan çocukların aileleri de öğrencilerini buradan alma telaşında. Halen mahallede oturan bazı öğrencilerse güvenlik nedeniyle başka semtlerin okullarında gidiyor. Çocuklarının harçlıklarının gasp edildiğini, okul araç gereçlerine zarar verildiğini söyleyen veliler, Bonzai kullanma yaşının giderek düşmesi nedeniyle çareyi başka okulları tercih etmekte arıyor. Mahallede yaşayan Romanların sayısı ise ayrı bir muamma. İkametgah kaydı ile sokaklardaki kalabalık arasındaki tezat ilk bakışta göze çarpıyor; “Bir olay anında o kadar kalabalıklaşıyorlar ki sanki mahallede 500 aile yaşıyor, oysa resmi kayıtta 200 aile ancak görülüyor” diyen mahalleli çıkış yolunu bırakmış, artık kaçış yolu arıyor.

ROMANLAR DA DURUMDAN ŞİKAYETÇİ

Kentsel dönüşüm ardından mahalleye taşınan Romanlardan çalgıcılıkla uğraşanlar, Meydancık’tan taşınmışlar; “Diğer komşularının yaptıklarından utanıp gitti incancıklar” diyor geride kalanlar. İşine gidip gelen, mahalle esnafından alış veriş eden Romanlar, tehdit olarak gördükleri kimselere karşı da mahalleliyi uyarıyor; “Bu kişiyi dükkanına alma, hırsızdır. Şu kişiye mal satma, paranı alamazsın.” Ancak endişe ve korku onlar için de geçerli, açıkça çıkıp anlatmaktan, deşifre olmaktan yana değiller.

 

“BONZAİ”DE 3 KAT ARTIŞ DÜŞÜNDÜRÜYOR

2014 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine nazaran ele geçirilen bonzai miktarı ve işlem yapılan kişi sayısı 3 kat artarken, okullardan, sivil toplum kuruluşlarına ve cezaevlerine kadar bir çok noktada 15 bin kişiye eğitim verildi. Sentetik olduğu için alınan her fazla gramın ölüme sebep olduğu bonzai konusunda 2014 yılının ilk 6 ayında 859 içici hakkında işlem yapılırken, 10 bin 803 gram bonzai maddesi ele geçirildi. Operasyonlarda uyuşturucu satıcısı 277 kişi yakalanırken, bunların 180'i tutuklandı. Gençleri zehirleyen uyuşturucu satıcılarının ölüm evlerini nokta nokta bilen polis, her gün farklı adreslere, farklı ilçeye operasyon düzenliyor. Bursa'da da bütün uyuşturucu satış noktaları polislerin kontrolü altında. Polis ekipleri ise yasal düzenlemenin hayata geçmesini bekliyor. Torba yasada bonzai ve uyuşturucu kullananlara verilen ceza 1 yıldan 2-5 yıla, uyuşturucu satıcılarına verilen ceza da 5-15 yıldan, 10-20 yıla çıkarıldı.

POLİS GENÇLERİ UYARIYOR

Narkotik dedekifleri, birkaç dakika içinde ölüme yol açan sentetik uyuşturcuyla ilgili eğitimlerini sürdürüyor. Bu kapsamda 2014 yılında 52 okulda 10 binden fazla öğrenciye ulaşıldı, 750 veli bilgilendirildi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimlerini tamamlayan 440 aile hekimine de konuyla ilgili bilgi verildi. Sivil toplum örgütlerinden 2 bin, cezaevlerinde 245 kişi eğitimden geçirildi. Narkotik polisi, 11 bin 554 el broşürü bastırıp, 51 bilboard ile toplumun herkesine ulaşmaya çalışıyor.

BURSA'DA TOPYEKUN İŞBİRLİĞİ GEREKİYOR

Bonzai kullanan ya da uyuşturucudan ölen gençlerin çoğunluğu parçalanmış aile kurbanı. Uzmanlar, polisiye ya da adli tedbirlerin yetersiz kaldığı durumlarda sosyal durumların da göz önüne alınmasını istiyor. Aile Müdürlüğü, Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü ve Yeşilay'ın işbirliği yaparak bir eylem planı üzerinde çalışması, adli kolluk ile koordineli olarak valiliğin duruma el atması gerekiyor. Bir 112 görevlisi, "Her gün çok sayıda genç koma halinde hastaneye götürülüyor. Ancak serum bağlanarak iki satır ifadeyle bir saat sonra serbest kalıyor. Buna çare bulunmalı. Polis ve ambulans tedbirleri yetmiyor" diye konuştu.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.