Bursa kamuoyuna bomba gibi düşen Nilüfer Belediyesi’nin Misi’de halkın yerlerine çökerek, ihalesiz bir şekilde yandaşlara vermesine yön
Haber Giriş Tarihi: 20.05.2018 22:00
Haber Güncellenme Tarihi: 20.05.2018 23:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Bursa kamuoyuna bomba gibi düşen Nilüfer Belediyesi’nin Misi’de halkın yerlerine çökerek, ihalesiz bir şekilde yandaşlara vermesine yönelik tepkiler dinmek bilmiyor. Köyün yerlisi olan yazarımız Ümit Yiğit, Bozbey’in 3 aşamalı Misi’yi ele geçirme planını tüm yönleriyle deşifre etti. Misi’nin gelecekte rantı yüksek bir merkez olacağını anlayan Bozbey, önce belediye kanalıyla organizasyonlarıyla tanıtımı sağladı. Köylülere de çay gözleme yaptırarak otantik havayı tamamladı. Misi tanınınca dere kenarındaki ticari alanlar köylünün elinden ihalesiz bir şekilde yandaşlara verilmeye başlandı. “KÜFÜR İLE BELKİ AMA ZULÜM İLE PAYİDAR KALMAZ İKTİDAR” Nizamü’l Mülk meşhur eseri’ Siyasetname’sine bu veciz sözle başlar.Bugünlerde Nilüfer Belediyesi’nin gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla, bu sözün hakikati bir kez daha görülmüştür.Demokrasi, özgürlük, vicdan, eşitlik ve sosyal belediyecilik gibi değerlerin Bozbey ve ekibinin icraatlarında asla karşılığı olmayan birer maske olduğu sonunda ortaya çıkmıştır.Yargıdaki dosyalar dışında; sadece , Misi Köyü’nde yaptığı planlı katliam dahi incelendiğinde bu sözümüzün doğruluğu görülecektir.Nasıl mı?Anlatalım.Lakin önce ‘ panayır cazgırı’ yandaşlarına…Ve, Nilüfer Belediyesi’nin kamuoyu duyurularını yazan ; üslup da kadınların mahalle kavgalarında kullandığı lisanı aratmayan ’basın şeysi’ ne peşinen iddiamızı izah ederek ispatlayalım da, sonradan bir de onlara aynı lisanı münasiple cevap vermek durumunda kalmayalım.Evet , Bozbey ve ekibi Misi Köyü’nde planlı bir katliam yapmıştır.Tabiat katliamı yapmıştır !Tarih katliamı yapmıştır ! TABİAT KATLİAMI… Dere kenarlarında yapılan düzenlemeler esnasında onlarca çınar ve söğüt ağacı ‘gezici’ öğretilerine rahmet okutacak bir biçimde kesilmiş sökülmüş yok edilmiştir. Misi Köyü’nün tarım alanlarına hafriyat dökülmesine hala Nilüfer Belediyesi ses çıkarmadığından arazi döküm sahası olmuştur.Şimdi soralım: Onlarca ağacın kesilmesi ve tarım alanı arazilerinin döküm sahası haline getirilmesi ‘tabiat katliamı’ değil midir?(Bu iddiam fotoğraflarla ispatlıdır ve isteyen her ilgiliye mail atmaları takdirde bu iddiamın ispatı olan fotoğrafları gönderebilirim.) TARİH KATLİAMI… Misi Köyü’nün kuruluşu Murad Hüdavendigar Han zamanına dayandığından, köyde bir çok tarihi eser bulunmaktadır.Daha doğrusu bulunmaktaydı!Eğer gerçek Belediyeciliğin gereği olan bir duyarlılığa sahip olsa idi Bozbey ve ekibi…Çünkü; bu duyarlılığa sahip olmadıklarından , On Altıncı Asır’dan kalma üzerinde Osmanlı Türkçesi ile yazılmış kitabesi bulunan bir çeşmeyi toprağın altına gömdüler, üzerine de imar planı dahilinde yol yaptılar. Yok artık demeyin, inanın böyle! Kabristan bakımını otlarını temizlemekten ibaret bildiklerinden; bir zamanlar içinde Fatih dönemine kadar uzanan mezar taşlarını barındıran tarihi mezarlık, duyarsız ve bilinçsiz Bozbey ve ekibi elinde talan olmuştur, yok olmuştur.Yine Bozbey ve ekibi ‘Misi Koruma ve Yaşatma Projesi' çerçevesinde, 27 tescilli yapının bulunduğu Misi'de, bu yapıların korunması ve bir kısmının da restore edilerek işlevsel hale getirilmesi için çalışmalar başlatmıştır.İşlevsel hale getirecek yapıları kamulaştırarak, bu binaları direklerinden duvarlarına, çatısından pencerelerine kadar yenilemiştir.(‘Misi Konukevi’de bu yapılardan biridir.)Koruma amaçlı belirlediği binalara gelince sadece çatı ve kiremitlerini değiştirip adeta dışardan makyajlayıp tarihi yapıları kaderine terk etmiştir.Şu an Köylüye ait olan yapıların içlerine girildiğinde çökmeye başladıkları görülmektedir.Bu durumda;Tarihi mirasa kayıtsız kalmayı sadece duyarsızlık diye mi tabir edelim?Bu umursamaz tavır tarihi katletmek değil midir diye sormayalım mı ? (Bozbey ve ekibinin yandaş borazanları ve de Nilüfer Belediyesi’nin’ basın şeysi ‘ bu iddialarıma ispat olacak delilleri istedikleri zaman isteyebilirler benden.) BOZBEY VE EKİBİNİN “KIRMIZI DÜŞÜNÜP YEŞİL SÖYLEYEN” LİSANI Gelelim asıl mevzuya:Tarihi dokusuyla olduğu kadar tabiat güzellikleri ile bezenmiş ‘Misi Köyü’ turizm açısından ‘Cumalıkızık’ Köyünü aratmayacak bir turizm potansiyeline sahipti.Bozbey ve ekibi bunun farkına vardı. Köyü rantiye bir planla adeta ele geçirmek için üç perdelik bir oyun sahneye kondu.Birinci perdede ‘Yerel Gündem 21 ‘in başını çektiği ekip , köye ziyaretçi çekmek için çeşitli organizasyonlar ve şenlikler tertip ederek halka telkinde bulundu.Köy halkı ve özellikle köy meydanında bulunan kahvehaneler ziyaretçilerden memnun desteğini verdiler Nilüfer Belediyesi’ne.Kendi imkanları ile gözleme çadırları yaptılar, mangal tezgahları kurdular, kahvaltılıklar hazırladılar…Alt yapı böylece tamamlanmıştı.Artık Misi Köyü’nü tanımayan yoktu.Devamında oyunun ikinci perdesi sahneye kondu Bozbey ve ekibi tarafından.Dere kenarları, yani rant olarak yüksek değere kavuşmuş olan köylüye ait parseller 18.madde uygulaması ile Belediye bünyesine geçirildi.Köylünün parselleri ise rantı düşük,” kuş uçmaz kervan geçmez “yerlere taşındı. İtirazların önüne geçmek içinde önce küçük küçük işletmelerin olduğu bütün köylünün gelir pastasından pay alacağı bir proje hazırlandı. İtiraz süresi bitip proje askıdan iner inmez , içinde hiç işletmenin olmadığı park alanı olarak düzenlemesi yapılacak olan proje devreye sokuldu.Bunları yaparken aynı zamanda işlevsel değeri yüksek yapılarda cebren kamulaştırıldı.(Geçen haftalarda Semra Teke’nin köyde yaptığı programda bu şekilde kamulaştırılmış yapının sahibi durumu bütün açıklılığı ile ifade etmiştir.)Daha sonra köyde hizmet veren bir zamanlar kahvaltı ve yemek hizmetleri vermeleri için telkin edilen işletmelerin ruhsatları iptal edildi.Direnmeye kalkan köy esnafı türlü yaptırım ve zulümlere maruz kaldı. Masa ve sandalyeleri defalarca toplanıp götürüldü. Zabıtalar tarafından tartaklandılar! Bıktırıldı. Cezalar yağdırıldı. Sonunda kolluk kuvvetlerinin yardımıyla sindirildi işletmeler… Sonrasında park alanı olarak düzenlenen alanın belirli yerlerine ‘Misi Kamp Karavan ‘adı altında işletme açılıp Nilbel’e devredildi. Bazı yerlerine yine Nilbel’in konteyneri konarak işgal edildi alan. Artık rantı yüksek bütün yerler Nilüfer Belediyesi’nin uhdesine geçmişti. Bozbey ve ekibi için geriye sadece üçüncü ve son perdeyi oynamak kalıyordu. HEMEN HAREKETE GEÇİLDİ! Nilbel’in bünyesinde olan işletmelerin üçüncü bir şahsa verilmesi yönünde meclis çoğunluğunu kullanarak karar aldırıldı.Bir süre sonra,’ Misi Kamp Karavan’ alanını ve ‘Misi Konukevi’ni bu karara dayanarak ihalesiz şahıslara devredildi. Ve perde kapandı! Misi’de olanlar tam gerçekliği ile budur. Artık Nilüfer Belediyesi’nin “bilinçli karalama kampanyası“ savunmasından başka tutunacak bir dalı yoktur. Sözün sonunda şunu açıkça belirtelim: Bozbey ve ekibi Misi Köyü’nde halka öyle bir oyun oynanmıştır ki benzerine Belediyecilik tarihinde rast gelmek mümkün değildir. Bozbey ve ekibi; etap etap, senelere yayarak planlı bir biçimde Misi Köyü’nü önce rantsal bir saha haline getirmiş, daha sonra bu rant alanını dilediğine aktarmıştır. Bunu yaparken Nilüfer Belediyesi’nin kuruluşu olan ‘Nil bel’ paravan görevi görmüş ve kamuya ait alanların şahıslara devredilmesinde görevini başarı ile ifa etmiştir. Daha bariz bir ifadeyle; Minareyi çalan Bozbey ve ekibinin hazırlanmış kılıfıdır ‘Nil bel’ Misi Köyü’nde nihayetinde yaptığı usulsüz ve etik olmayan işler ayyuka çıkmıştır. Maskeler düşmüş, kumdan kaleler yıkılmıştır. “Kral Çıplaktır!”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bozbey Misi'ye 3 aşamalı planla çöktü!
Bursa kamuoyuna bomba gibi düşen Nilüfer Belediyesi’nin Misi’de halkın yerlerine çökerek, ihalesiz bir şekilde yandaşlara vermesine yön
Misi’nin gelecekte rantı yüksek bir merkez olacağını anlayan Bozbey, önce belediye kanalıyla organizasyonlarıyla tanıtımı sağladı. Köylülere de çay gözleme yaptırarak otantik havayı tamamladı. Misi tanınınca dere kenarındaki ticari alanlar köylünün elinden ihalesiz bir şekilde yandaşlara verilmeye başlandı.
“KÜFÜR İLE BELKİ AMA ZULÜM İLE PAYİDAR KALMAZ İKTİDAR”
Nizamü’l Mülk meşhur eseri’ Siyasetname’sine bu veciz sözle başlar.Bugünlerde Nilüfer Belediyesi’nin gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla, bu sözün hakikati bir kez daha görülmüştür.Demokrasi, özgürlük, vicdan, eşitlik ve sosyal belediyecilik gibi değerlerin Bozbey ve ekibinin icraatlarında asla karşılığı olmayan birer maske olduğu sonunda ortaya çıkmıştır.Yargıdaki dosyalar dışında; sadece , Misi Köyü’nde yaptığı planlı katliam dahi incelendiğinde bu sözümüzün doğruluğu görülecektir.Nasıl mı?Anlatalım.Lakin önce ‘ panayır cazgırı’ yandaşlarına…Ve, Nilüfer Belediyesi’nin kamuoyu duyurularını yazan ; üslup da kadınların mahalle kavgalarında kullandığı lisanı aratmayan ’basın şeysi’ ne peşinen iddiamızı izah ederek ispatlayalım da, sonradan bir de onlara aynı lisanı münasiple cevap vermek durumunda kalmayalım.Evet , Bozbey ve ekibi Misi Köyü’nde planlı bir katliam yapmıştır.Tabiat katliamı yapmıştır !Tarih katliamı yapmıştır !
TABİAT KATLİAMI…
Dere kenarlarında yapılan düzenlemeler esnasında onlarca çınar ve söğüt ağacı ‘gezici’ öğretilerine rahmet okutacak bir biçimde kesilmiş sökülmüş yok edilmiştir. Misi Köyü’nün tarım alanlarına hafriyat dökülmesine hala Nilüfer Belediyesi ses çıkarmadığından arazi döküm sahası olmuştur.Şimdi soralım: Onlarca ağacın kesilmesi ve tarım alanı arazilerinin döküm sahası haline getirilmesi ‘tabiat katliamı’ değil midir?(Bu iddiam fotoğraflarla ispatlıdır ve isteyen her ilgiliye mail atmaları takdirde bu iddiamın ispatı olan fotoğrafları gönderebilirim.)
TARİH KATLİAMI…
Misi Köyü’nün kuruluşu Murad Hüdavendigar Han zamanına dayandığından, köyde bir çok tarihi eser bulunmaktadır.Daha doğrusu bulunmaktaydı!Eğer gerçek Belediyeciliğin gereği olan bir duyarlılığa sahip olsa idi Bozbey ve ekibi…Çünkü; bu duyarlılığa sahip olmadıklarından , On Altıncı Asır’dan kalma üzerinde Osmanlı Türkçesi ile yazılmış kitabesi bulunan bir çeşmeyi toprağın altına gömdüler, üzerine de imar planı dahilinde yol yaptılar.
Yok artık demeyin, inanın böyle!
Kabristan bakımını otlarını temizlemekten ibaret bildiklerinden; bir zamanlar içinde Fatih dönemine kadar uzanan mezar taşlarını barındıran tarihi mezarlık, duyarsız ve bilinçsiz Bozbey ve ekibi elinde talan olmuştur, yok olmuştur.Yine Bozbey ve ekibi ‘Misi Koruma ve Yaşatma Projesi' çerçevesinde, 27 tescilli yapının bulunduğu Misi'de, bu yapıların korunması ve bir kısmının da restore edilerek işlevsel hale getirilmesi için çalışmalar başlatmıştır.İşlevsel hale getirecek yapıları kamulaştırarak, bu binaları direklerinden duvarlarına, çatısından pencerelerine kadar yenilemiştir.(‘Misi Konukevi’de bu yapılardan biridir.)Koruma amaçlı belirlediği binalara gelince sadece çatı ve kiremitlerini değiştirip adeta dışardan makyajlayıp tarihi yapıları kaderine terk etmiştir.Şu an Köylüye ait olan yapıların içlerine girildiğinde çökmeye başladıkları görülmektedir.Bu durumda;Tarihi mirasa kayıtsız kalmayı sadece duyarsızlık diye mi tabir edelim?Bu umursamaz tavır tarihi katletmek değil midir diye sormayalım mı ? (Bozbey ve ekibinin yandaş borazanları ve de Nilüfer Belediyesi’nin’ basın şeysi ‘ bu iddialarıma ispat olacak delilleri istedikleri zaman isteyebilirler benden.)
BOZBEY VE EKİBİNİN “KIRMIZI DÜŞÜNÜP YEŞİL SÖYLEYEN” LİSANI
Gelelim asıl mevzuya:Tarihi dokusuyla olduğu kadar tabiat güzellikleri ile bezenmiş ‘Misi Köyü’ turizm açısından ‘Cumalıkızık’ Köyünü aratmayacak bir turizm potansiyeline sahipti.Bozbey ve ekibi bunun farkına vardı. Köyü rantiye bir planla adeta ele geçirmek için üç perdelik bir oyun sahneye kondu.Birinci perdede ‘Yerel Gündem 21 ‘in başını çektiği ekip , köye ziyaretçi çekmek için çeşitli organizasyonlar ve şenlikler tertip ederek halka telkinde bulundu.Köy halkı ve özellikle köy meydanında bulunan kahvehaneler ziyaretçilerden memnun desteğini verdiler Nilüfer Belediyesi’ne.Kendi imkanları ile gözleme çadırları yaptılar, mangal tezgahları kurdular, kahvaltılıklar hazırladılar…Alt yapı böylece tamamlanmıştı.Artık Misi Köyü’nü tanımayan yoktu.Devamında oyunun ikinci perdesi sahneye kondu Bozbey ve ekibi tarafından.Dere kenarları, yani rant olarak yüksek değere kavuşmuş olan köylüye ait parseller 18.madde uygulaması ile Belediye bünyesine geçirildi.Köylünün parselleri ise rantı düşük,” kuş uçmaz kervan geçmez “yerlere taşındı. İtirazların önüne geçmek içinde önce küçük küçük işletmelerin olduğu bütün köylünün gelir pastasından pay alacağı bir proje hazırlandı. İtiraz süresi bitip proje askıdan iner inmez , içinde hiç işletmenin olmadığı park alanı olarak düzenlemesi yapılacak olan proje devreye sokuldu.Bunları yaparken aynı zamanda işlevsel değeri yüksek yapılarda cebren kamulaştırıldı.(Geçen haftalarda Semra Teke’nin köyde yaptığı programda bu şekilde kamulaştırılmış yapının sahibi durumu bütün açıklılığı ile ifade etmiştir.)Daha sonra köyde hizmet veren bir zamanlar kahvaltı ve yemek hizmetleri vermeleri için telkin edilen işletmelerin ruhsatları iptal edildi.Direnmeye kalkan köy esnafı türlü yaptırım ve zulümlere maruz kaldı. Masa ve sandalyeleri defalarca toplanıp götürüldü. Zabıtalar tarafından tartaklandılar! Bıktırıldı. Cezalar yağdırıldı. Sonunda kolluk kuvvetlerinin yardımıyla sindirildi işletmeler… Sonrasında park alanı olarak düzenlenen alanın belirli yerlerine ‘Misi Kamp Karavan ‘adı altında işletme açılıp Nilbel’e devredildi. Bazı yerlerine yine Nilbel’in konteyneri konarak işgal edildi alan. Artık rantı yüksek bütün yerler Nilüfer Belediyesi’nin uhdesine geçmişti. Bozbey ve ekibi için geriye sadece üçüncü ve son perdeyi oynamak kalıyordu.
HEMEN HAREKETE GEÇİLDİ!
Nilbel’in bünyesinde olan işletmelerin üçüncü bir şahsa verilmesi yönünde meclis çoğunluğunu kullanarak karar aldırıldı.Bir süre sonra,’ Misi Kamp Karavan’ alanını ve ‘Misi Konukevi’ni bu karara dayanarak ihalesiz şahıslara devredildi.
Ve perde kapandı!
Misi’de olanlar tam gerçekliği ile budur. Artık Nilüfer Belediyesi’nin “bilinçli karalama kampanyası“ savunmasından başka tutunacak bir dalı yoktur. Sözün sonunda şunu açıkça belirtelim: Bozbey ve ekibi Misi Köyü’nde halka öyle bir oyun oynanmıştır ki benzerine Belediyecilik tarihinde rast gelmek mümkün değildir. Bozbey ve ekibi; etap etap, senelere yayarak planlı bir biçimde Misi Köyü’nü önce rantsal bir saha haline getirmiş, daha sonra bu rant alanını dilediğine aktarmıştır. Bunu yaparken Nilüfer Belediyesi’nin kuruluşu olan ‘Nil bel’ paravan görevi görmüş ve kamuya ait alanların şahıslara devredilmesinde görevini başarı ile ifa etmiştir. Daha bariz bir ifadeyle; Minareyi çalan Bozbey ve ekibinin hazırlanmış kılıfıdır ‘Nil bel’ Misi Köyü’nde nihayetinde yaptığı usulsüz ve etik olmayan işler ayyuka çıkmıştır. Maskeler düşmüş, kumdan kaleler yıkılmıştır. “Kral Çıplaktır!”
En Çok Okunan Haberler