Bursa'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a edilen küfrün üzerini kimler örttü?

Yeni Marmara gazetesi köşe yazarı Mehmet Ali Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan' a küfür edildiği ve bunun üstünün kapatıldığı iddialarını gündeme taşıdı. Yılmaz yazısında, Ak parti Bursa İl Başkanı Cemalletin Torun ve ortağı  milletvekili Zekeriya Birkan hakkında iddialara da yer verdi.

İşte Mehmet Ali Yılmaz 'ın kalemin den çok tartışılacak köşe yazısı

 

Bursa’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a edilen küfrün üzerini kimler örttü?

PERDE 1
“Seçim sürecinde şoför Ali Rıza Altun sık sık Ak Parti aleyhinde, MHP lehinde eliyle bozkurt işareti yaparak siyasi konuşmalar yapıyordu, zaman zaman Cumhurbaşkanımıza “onun anasını avradını s.keyim” diye küfürler ediyordu. Bir gün şoförler odasında otururken odadaki televizyonda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan canlı yayında konuşuyordu, bu sıra ayakta olan şoför Ali Rıza Altun “hırsız, şerefsiz” diyerek sayın Cumhurbaşkanımıza bağırarak hakaret etti ve sertçe kumandayla televizyonu kapatarak sayın Cumhurbaşkanımızın canlı yayında konuşmasını dinlememizi engelledi. İBRAHİM KURU, Ali Rıza Altun’a “Cumhurbaşkanımızı dinliyorduk, niye kapattın” diye müdahale etti.
Bu yaptığı çok ağırımıza gitti, daha sonra biz olayı İl müdür yardımcılarımız Murat Karaarslan ve Mustafa Cantürk beylere anlattık. Müdür de bu olayı duymuş, biz Ali Rıza’ya soruşturma beklerken, (şikayetçi) İBRAHİM KURU’yu baş şoförlük görevinden aldı.
Cumhurbaşkanımıza küfreden Ali Rıza’yı baş şoför yaptı. Çok ağırımıza gitti.
Müfettiş, “bana bu işten vazgeç, şahidin yok, mahkemelerde sürünürsün” diye ifademi yönlendirdi.
Bu adam sürekli “MHP propagandası yapıyordu” dedim.
Başmüfettiş, “o seni ilgilendirmez” dedi.
Bu yazdıklarımızı ifademizde de belirttik.
(Küfreden) Ali Rıza bey, “ben (Ankara’dan yollanan Baş Müfettiş) İDRİS beyle (geçmişte birlikte) çalıştım” diyor.
İmzalar:
İBRAHİM KURU
TUNCAY KÜÇÜKKAYA”

Yukarıda ilettiğim metin, Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde hazırlanan bir tutanak.
En sonunda “ben İDRİS beyle çalıştım” denilen ifadedeki İDRİS BEY’SE, Bursa’ya, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a edilen bir KÜFÜR olayını araştırmak üzere yollanan 4 kişilik bir müfettiş ekibinin başındaki kişi” olan İDRİS YEKELER.
Peki bu İDRİS YEKELER şimdi nerede?
FETÖ şüphesinden dolayı açıkta!..
Sözünü ettiğim “küfür hadisesi” 15 Temmuz darbe girişiminden önce yaşanıyor.
Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde şoför olarak çalışan şüpheli Ali Rıza Altun, Baş şoför İbrahim Kuru ve hizmetli Tuncay Küçükkaya’nın önünde Cumhurbaşkanı’na ana, avrat küfrediyor.
Müştekiler duruma tepki göstererek hadiseyi İl müdür yardımcılarına bildiriyorlar.
Onlar da o dönemin Bursa İl Müdürü ŞEVKET BARCA’ya.
ŞEVKET BARCA hiçbir işlem başlatmıyor!
Ancak şikayet mektubu bir şekilde Ankara’ya iletiliyor.
Ardından da sözünü ettiğim gibi İDRİS YEKELER başkanlığında toplam 4 kişilik bir müfettiş ekibi Bursa’ya geliyor.
Ne yapıyor gelir gelmez biliyor musunuz bu İDRİS YEKELER, hakkındaki şikayeti soruşturmak üzere geldiği ALİ RIZA ALTUN’u, müfettişleri getirip götürecek aracın şoförlüğüne istiyor İl Müdürü ŞEVKET BARCA’dan!
Ardından da işlem yapmak yerine müştekilerden İBRAHİM KURU’ya baskı yapmaya başlıyor “şikayetinden vazgeç, bir şey elde edemezsin, mahkemelerde sürüm sürüm sürünürsün” diye!
Meğerse bu İDRİS YEKELER daha önce Kars’ta mı ne daha önce ALİ RIZA ALTUN’la birlikte çalışmış, muhtemelen de eski dava arkadaşı kendisi!
İBRAHİM KURU, “bizzat kulaklarımla duyup, gözlerimle gördüğüm yaşanmış bir olayı neden yok sayayım? Üstelik TUNCAY KÜÇÜKKAYA da olaya şahit oldu” yanıtını verince müfettiş, “sen orasına karışma, biz onu hallederiz” diyor!
İBRAHİM KURU’nun inadına rağmen, ortada “Cumhurbaşkanına edilen küfrü duyduklarına” dair şahitlik yapacak iki kişi varken İDRİS YEKELER, dönemin baş yetkilisi ŞEVKET BARCA’nın yönettiği Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden gerçeğe aykırı olarak, “böyle bir olayın yaşanmadığını” beyan eden 2 tanık bularak dosyanın üstünü örtüyor!
Gerekçe?
İDRİS YEKELER ve diğer 3 müfettiş tarafından imzalanan tutanağa göre “iddialar sübuta ermemiştir”!..
Buna rağmen şikayetçiler İBRAHİM KURU ve TUNCAY KÜÇÜKKAYA ekte sunduğum tutanağı 15 Temmuz’un ardından kendi aralarında hazırlayıp imzalayarak MÜSTEŞAR EBUBEKİR ŞAHİN’e ulaştırıyorlar.
Cumhurbaşkanı’na edilen küfür olayının üstünü kapatan BAŞMÜFETTİŞ İDRİS YEKELER’in şimdi FETÖ soruşturmasından dolayı açıkta olduğunu bir kez daha anımsattıktan sonra geçiyoruz ikinci perdeye…

PERDE 2
Bursa İl Müdürü ŞEVKET BARCA değişmiş, yerine daha önce başka bir yazıma da konu olan YUNUS KALDIRIM getirilmiştir.
Bu YUNUS KALDIRIM’ın oraya gelmesini sağlayan kişiler Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun’un milletvekili yaptığı ortağı Avukat Zekeriya Birkan’la, Bursa İl Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şenocak’tır.
Bunlar “hemşericilikten” dolayı kendi aralarında kadrolaşan politika erbabıdır.
YUNUS KALDIRIM bir gün yanındaki eski müdür ŞEVKET BARCA’yla beraber makam odasında otururken sekreteri MÜSTEŞAR EBUBEKİR ŞAHİN’İN aradığını bildirir.
YUNUS KALDIRIM telefonu açar açmaz bakanlık müsteşarının öfkeli sesiyle karşılaşınca sesi dışarıya verir ve ŞEVKET BARCA’nın da dinlemesini sağlar.
Amacı kendine şahit yapmaktır.
Meğerse bu Müdür KALDIRIM darbe girişiminin ardından, nahak yere hiç sevmediği 3 İl müdür yardımcısıyla, 1 şube müdürünü yukarıya “bunlar FETÖ’cüdür” diye ihbar etmiş!
Aralarından 2 tanesi onları çok iyi tanıyan Bakanlık görevlileri tarafından fark edilerek hemen listeden çıkarılmış!
Geçenlerde ben bu gelişmeyi sizlerle de paylaşmıştım; o yazının yayımlanmasından sonra geriye kalan 2 kişiden biri göreve iade edildi, diğeri de görevden atılacaklar listesinden çıkarılıp, iade edileceklerin arasına yazıldı.
İşte bu haksız karalama girişimine karşı tepkisini dile getiriyor Müsteşar EBUBEKİR ŞAHİN telefonda.
YUNUS KALDIRIM’a diyor ki, “sende hiç vicdan yok mu? Hiç suçları olmadığı halde bu insanların hayatlarıyla şu kadarcık sıkılmadan nasıl oynarsın”?
KALDIRIM da Müsteşar’a “sen ne karışaysun baa, böyle bağurman niyedur da” diye yanıt verince adam iyice sinirleniyor ve basıyor müdüre kalayı!
Müdür, sırtını dayadığı İl Başkanını, Müsteşardan daha üstün görüyor!
Bunun üzerine YUNUS KALDIRIM Bursa İl Başkanı CEMO AĞA’nın (Cemalettin Torun) yanına gidip Müsteşar’ı şikayet ediyor ve ardından başlıyor sağda solda hava basmaya:
“O musteşar cününü cörecek! Doğduğuna pişman edeceğum, alduracağum oni cörevden daa!..”
KALDIRIM ve TORUN görüşmesinin ardından Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde öyle bir süreç başlıyor ki sevgili okurlar, birileri öylesine “yusuf, Yusuf, Yusuf” ötmeye başlıyor ki, şaşırıp kalırsınız!..

PERDE 3
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a küfür nerede edildi?
“Bursa’da.”
Bursa’nın neresinde?
“Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde.”
Peki sonra ne oldu?
“Buradaki yöneticilerin de desteğiyle aralarında şimdi FETÖ şüphesiyle açığa alınan İDRİS YEKELER’in de bulunduğu Ankara’dan gönderilen müfettişler olayı aydınlatmak yerine, üstünü örtmeyi tercih ettiler!..”
Sonra?
“15 Temmuz darbe girişimi yaşandı.”
Sonra?
“Müştekiler İBRAHİM KURU’yla, TUNCAY KÜÇÜKKAYA şikayetlerinden vazgeçmediler ve durumu bir yazıyla Bakanlığa tekrar bildirdiler!..”
Bu küfür olayı ve soruşturmalar yaşandığı sırada partinin Bursa İl Başkanı kimdi?
“Nam-ı diğer CEMO AĞA yani, zenginlerin Avukatı CEMALETTİN TORUN!..”
Peki, “Cumhurbaşkanı’na küfür edilmesi olayından ve bunun üstünün örtüldüğünden ” CEMALETTİN TORUN’un haberi var mıydı?
“Olmaz olur mu hiç! Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “Bursa Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Başkan Başkan Yardımcısı MUHARREM DURMUŞ’tur.
İl Yönetim Kurulunda MUHARREM DURMUŞ’un görevi, orada uçan sineği bile takip edip, durumu İl Başkanı CEMALETTİN TORUN’a bildirmektir.”
Peki, MUHARREM DURMUŞ’un en başından itibaren haberi var mı “Cumhurbaşkanına küfür edilmesi” olayından?
“Olmaz olur mu hiç?”
Nereden mi biliyorum?
“Az sonra anlatacağım, CEMO AĞA’yla birlikte bu günlerde paçaları tutuştu, panik içinde yanıyorlar da işte onun için!..”
15 Temmuz’dan sonra “müsteşarla ilgili olarak yapılan” yapılan CEMALETTİN TORUN, YUNUS KALDIRIM görüşmesinin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bursa İl Müdürü yanına, “Recep Tayyip Erdoğan’a küfür edildiğini” kendi kulaklarıyla işiten ve müfettişlerin bunu örtbas etmelerine karşın durumu Bakanlığa tekrar bildiren İBRAHİM KURU’yu alarak nereye gidiyor biliyor musunuz?
“Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa İl Başkanlığı binasına!..”
Kimin yanına?
“Aile ve sosyal politikalardan sorumlu, CEMALETTİN TORUN’un yardımcısı MUHARREM DURMUŞ’un yanına!..”
Ne diyor MUHARREM DURMUŞ, İBRAHİM KURU’ya?
“Ankara’ya yolladığı dilekçedeki “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına Bursa’da ana avrat sinkaf edildiğine” dair İFADELERİN GERÇEK OLMADIĞINA dair yeni bir beyan vermesi için ikisi birden baskı yapıyorlar adama orada!..”
Neden?
“Bursa’da kendi dönemlerinde, kendi bilgileri dahilinde gerçekleşen ÖRTBAS OLAYININ ardından, müfettişler de FETÖ’cü çıkıyor da işte onun için!..”
Şimdi anladınız mı Bursa İl Başkanı CEMALETTİN TORUN’un bu gelişmeleri daha en baştan itibaren santim santim bildiğini?
Şimdi…
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı ABDULKADİR ŞAHİN bey, hürmet eder yanaklarınızdan öperim.
Önceki gün Bursaspor Amigosu Avantacı Ardiles’in bir sosyal paylaşım sitesinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklanmasını talep etmişsiniz ve bu isteğiniz de mahkemece uygun görülmüş.
Eğer bunu yaptıysa cezasını da çeksin edepsiz.
Biliyorum işiniz gücünüz şu ara çok ama sizinle de paylaşacağım konu göz ardı edilemeyecek kadar önemli.
Ben size “hakaretten” de öte yeni bir dosya sunuyorum ve değil hakaret, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mezardaki rahmetli anasına varıncaya değin kendisine küfür edildiğine, ardından bunun ilgili devlet dairesinde bulunan yöneticiler ve Ankara’dan gelen müfettişler tarafından örtbas edildiğine, kentimizde bu tamamen yasa dışı işlemleri hiç görmeyen, görmezden gelen, üstelik de yardım ve yataklık edip hala üstünü örtmeye çalışan başta CEMALETTİN TORUN ve MUHARREM DURMUŞ gibi siyasetçiler bulunduğuna” dair şahitleriyle birlikte aralarında yazılı evraklar da bulunan çok güçlü delilleri takdir ve değerlendirmenize arz ediyorum Sayın Baş Savcım?!.

SON PERDE 4
Bu adamlar hala yerlerinde duruyorlar…
Daha ne diyeyim?