SON DAKİKA
Hava Durumu

Bursalı Bilim adamları kanserin kökünü kurutacak

Gazeteniz Şehir, Uludağ Üniversitesi bilim adamları tarafından geliştirilen ve  basında geniş yankılar bulan, kansere çare olabilecek kimyasal bileş

Haber Giriş Tarihi: 29.04.2013 00:06
Haber Güncellenme Tarihi: 29.04.2013 01:06
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Gazeteniz Şehir, Uludağ Üniversitesi bilim adamları tarafından geliştirilen ve  basında geniş yankılar bulan, kansere çare olabilecek kimyasal bileşik hakkında detaylı araştırma yaptı. 4 yıldır Uludağ Üniversitesi Multidisipliner Kanser Araştırma Grubu’nda çalışmalar yapan Prof. Dr. Engin Ulukaya, gazetemize sentezledikleri bileşik ve çalışmalarındaki son durum hakkında açıklamalarda bulundu.



Uludağ Üniversitesi Multidisipliner Kanser Araştırma Grubu’nda çalışmalar yapan Prof. Dr. Veysel Turan Yılmaz ile Prof. Dr. Engin Ulukaya’nın 4 yıldır sürdürdükleri kanser ilacı araştırmasının sonuç verdiği yönündeki haberler basında geniş yer bulmuştu. Şehir Gazetesi olarak konuyu bütün detaylarıyla ortaya koymak maksadıyla Prof. Dr. Engin Ulukaya ile görüştük. Prof. Dr. Ulukaya gazetemize dikkat çekici açıklamalar yaptı.

NASIL BİR BİLEŞİK …

Sentezlenen bileşiğin kanser kök hücrelerini öldürebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ulukaya, bu bileşiğin içeriğini hususunda şunları söylüyor: “Şimdi kanser tedavisinde kullanılan sisplatin denilen bir ilaç var. Bu ilacın içerisinde platin adı verilen bir madde var. Bu bir metal. Platin yerine biz palladyum koyduk. Palladyumun yanında klor, terpi, sakkarin gibi başka yapılar da var. Dolayısıyla biz buna metal kompleksi de diyebiliriz. Bu metaller kanser hücrelerini (maalesef normal hücreleri de bu arada) öldürebilme yeteneğine sahip”

SENTEZLENEN BİLEŞİK HANGİ AŞAMADA…

Prof. Dr. Ulukaya kanser kök hücresini öldüren bileşiğin hangi aşamada olduğu konusunda da bilgi verdi. Şu anda bileşiğin hayvanlar üzerinde denenmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Ulukaya, bu yıl sonuna kadar da deney hayvanı çalışmalarının sonuçlanacağını ifade etti.Ulukaya, hayvanlar üzerindeki sonuçların olumlu çıkacağını umut ettiğini belirtiyor.

HENÜZ İLAÇ DEMEK İÇİN ÇOK ERKEN

Sentezlenen bileşiğin henüz ilaç olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ulukaya bazı gazetelerin söz konusu bileşiği ilaç olarak andıkları bunun ise yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebileceğini vurguluyor. Kendi bileşiklerinin henüz insan çalışmalarının yapılmadığını ifade eden Ulukaya, bileşiğe neden ilaç denemeyeceğini şöyle anlatıyor:  “Biz bu insan çalışmalarına faz çalışmaları diyoruz. İlk yapılacak olan Faz1 çalışması. Daha Faz2, Faz3 ve Faz4 çalışmaları var. Önce Faz1 çalışmasını geçmek lazım, bu çalışmanın sonuçları uygun çıkarsa Faz2’ye o da uygunsa Faz3’e… Dolayısıyla bir bileşiğin bu fazlarda kaybetme ihtimali var. Bu sebeple biz bu bileşiğe henüz ilaç diyemiyoruz.”

BİZİMKİSİ MÜTEVAZI BİR LABORATUVAR…

Prof. Dr. Ulukaya araştırmalarını yaptıkları laboratuvar hakkında ise bakın neler diyor: “Bizim burada son derece mütevazı bir laboratuvarımız var. Buradaki laboratuvarımız depo gibi bir yerdi. Biz bu laboratuvarı kendimiz boyadık temizledik; boya masraflarını dahi ben ve bir başka öğretim görevlisi arkadaşımız cebimizden karşıladık. Ben boya alıp boyadığımı hatırlıyorum.” Prof. Dr. Ulukaya, bütün sonuçların olumlu olması halinde dünyaca ses getirecek olan çalışmayı bu mütevazı laboratuvarda yaptıklarını söylüyor: “Bu çalışmalar o mütevazı laboratuvarın sonuçları. Şaka yapmıyorum, bu laboratuvarın 2005’teki halini görseydiniz, biz kullanmıyorduk, depo idi orası. Her depoda nasıl şeyler olduğunu tahmin edersiniz. Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı içerisinde yine bir başka depo gibi kullanılan bölüm vardı, orayı da temizleyip laboratuvar haline getirdik. Mutevazı laboratuvarlar tabii bunlar. Şimdiki laboratuvarları görüyorum değişik üniversitelerde… Avrupa’da gördüklerim yüksek teknolojilerin cihazların olduğu laboratuvarlar… Bakıp kalıyorsunuz; bizimki onların yanında çok çok mütevazı bir laboratuvar.” Prof.Dr. Ulakaya, Kanser üzerine çalışmaları daha da ileri taşımak istediklerini söylüyor. Bunun içinse elbet kurumsal bir yapılanmaya ihtiyaç var. Ulakaya’nın belirttiğine göre daha önce Uludağ Üniversitesi’nde kanser ilacı geliş    tirmek amacıyla bir merkez kurma girişimleri olmuş fakat olumsuz sonuçlanmış bu girişim: “Üniversite olarak Uludağ Kanser İlaç Geliştirme Merkezi adı altında bir projemiz vardı bizim. Devlet Planlama Teşkilatı’na sunduk bu projeyi. Fakat projemiz reddedildi. Öncelikler başka alanlara verildi sanırım. Mümkündür. Sonuçta ülke önceliklerine göre destekler veriliyor. Ama son yaptığımız bu araştırmayla onların dikkatini çekmiş olabiliriz. Belki tekrar bir müracaatta bulunabiliriz. Rektörümüzün de desteği ile böyle bir merkezin kurulması konuşuluyor.” Bu çalışmalarda büyük maddi desteğe ihtiyaç olduğu bir gerçek. Dolayısıyla Uludağ Üniversitesi’ndeki bu başarılı çalışma için de mali desteğe ihtiyaç var. Bu konuda Ulukaya şunları kaydediyor: “Şimdi önümüzde milyonlarca dolarlık harcamalar var. Üniversite olarak bunu karşılamamız da mümkün değil. O bakımdan bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın, ilaç firmalarının desteği gerekecek. Bu iş dünyada da böyle oluyor zaten. Yoksa proje yürütücüsü öğretim görevlisi tek başına ilacı geliştirmiyor; bu maliyetleri tek başına karşılamanıza imkân yok.”
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.