'Bursa'yı yeniden yeşil kimliğine büründüreceğiz'

Büşra Zorci
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevdeki  ilk yılını tamamlamasına günler kala Bursa Şehir Gazetesi ekibini ağırlayan Başkan Alinur Aktaş, merak edilen soruları yanıtladı.  Hem görevdeki performansını değerlendiren Aktaş, hem de Bursa için hayallerini ve projelerini anlattı.  Mütevazi kişiliği ve sıcak muhabbetiyle bizi makamında ağılayan Başkan Aktaş, Bursa’nın kaybettiği yeşiline tekrar kavuşması için canla başla çalıştıklarını söyledi.
 Büşra Zorci: Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde birinci yılınızı doldurmanıza az bir süre kaldı. Size bırakılan Bursa nasıl bir Bursa’ydı, bu süreçte ne kadar yol kat ettiniz?
Alinur Aktaş: Daha önce de birkaç kez ifade etmiştim. Bir kere hareket kabiliyetimizi oldukça kısıtlayan bir mali tablo ile karşı karşıyaydık. Bunu mazeret olması açısından söylemiyorum ama ortada böyle bir gerçek vardı. Benim İnegöl’den beri savunduğum, yerel yönetimde başarılı olmanın sırrı olarak gördüğüm 3P formülünü hemen burada da uygulamaya geçtik. Yani para, personel ve proje. Bu üçünü iyi kullanırsanız başarı kaçınılmaz. Ancak bir ayağı bile eksik olsa, amacınıza ulaşamazsınız. Öncelikle parayı ele aldık ve ciddi bir tasarruf politikası başlattık. Belediye üzerinde yük oluşturan sosyal tesislerin büyük bir bölümünü özelleştirdik. Bunun yanında makam araçlarından hizmet binalarında yanan floresanlara kadar her konuda tasarrufa gittik. Örnek olması açısından söylüyorum. Sadece araç hamlesiyle BUSKİ’deki 26 aracı iade ettik, 53 aracı da şoförsüze çevirdik. Böylelikle 6 milyon 523 bin TL tasarruf sağladık. Yine Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri bünyesindeki 27 araç ve 4 şoförü iade ettik, 1 milyon 288 bin TL tasarruf sağladık. Bunun yanında otobüs kiralamayla alakalı sıkıntılar vardı. Hatta turizm firmalarını bile rahatsız eden uygulamalar olmuş. Kastı aşan, konumuz dışına çıkan uygulamalar olmuş. Bunlarda tasarrufa gittik. Okullardan hiçbir şey esirgemedik, spor müsabakaları, bilgi yarışmaları gibi konulara ulaşım desteği verdik. Bunda da yüzde 53’lük bir düşüş sağlandı. Geçen yılın Ocak-Eylül döneminde 2 milyon 606 bin TL harcanırken, bu yıl otobüs kiralamaya aynı dönemde 1 milyon 226 bin 793 TL harcandı. Yani sadece 3 kalemde 9 milyon küsur gelir sağlamışız. Akaryakıtla beraber 12 milyon TL’lik bir tasarruf söz konusu. Personel konusunda, emekliliği gelen personelimizle yollarımızı ayırdık. 17 ilçedeki bütün projeleri tek tek ele aldık. Devam eden projelerin tamamlanması konusunda kararlılık gösterirken, bazı projelerde revizyona gittik, önceliği bulunmayan bazı projeleri de iptal ettik. Borç ödemelerinin sürdürülebilir olmasının yanında yatırımlara da kaynak aktarılması yolunda önemli bir mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum.
Büşra Zorci: Başarılı bir Belediye Başkanlığı’nın ardından Büyükşehir belediye Başkanı oldunuz, nasıl bir Bursa hayal ediyorsunuz? Günümüz Bursa’sının hayalinizdeki Bursa’dan eksik ve fazla yönleri nelerdir?
Alinur Aktaş: Hayal etmekten ziyade, zaten Büyükşehir Belediye Başkanı olmadan önce de İnegöl Belediye Başkanı olarak 3,5 yıldır Büyükşehir Belediye Meclis üyesiydim. Dolayısıyla Bursa’nın gerçeklerine zaten hakimdim. Ben yabancısı olduğum bir şehre yönetici olarak gelmedim. Uludağ Üniversitesi’ni bitirdim. Eşim Bursalı. Bursa’da akrabalarım var. Sürekli Bursa’ya gelip gidiyorum. Ha neler eksik kaldı derseniz. Maalesef Bursa, yıllar içinde yeşilini kaybetti. Bu hızlı ve plansız büyümenin bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Bu şehirde yaşayan herkesin sorun olarak söylediği ilk şey trafik ve ulaşım. Bursa ulaşılabilirlik noktasında eksik kalmış. Ama şu bir gerçek, Bursa güçlü sanayisi, kente sahip çıkan sivil toplum kuruluşları ile eksik yönlerini kısa sürede telafi edecek güce sahip.
Büşra Zorci: Bursa için yapmak isteyip de henüz yapamadığınız bir projeniz var mı?
Alinur Aktaş: Bursa’ya geldiğimizde, ‘yeşili ve görseli daha zenginleşmiş, estetik kaygıların öne çıktığı, kenti temsil eden yapıların ortaya çıktığı ve en önemlisi de trafiği rahatlamış bir Bursa’yı kendimize hedef olarak belirlemiştik. Henüz tam olarak başaramamış olmakla birlikte, başarı yolunda önemli bir mesafe aldığımız da inkar edilemez. Sadece yol genişletme ve akıllı kavşak uygulamalarıyla kavşaklardaki bekleme süreleri yüzde 30 daha azaldı. 2035’i hedef alan master planla inşallah iki yıl içinde ulaşım konusunda hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum.


Büşra Zorci: Bursa Evliya Çelebi’den bu yana ‘yeşili’ ile dünyaya nam salmış bir şehir. Günümüzde kentleşmenin artışıyla bu durum değişmeye başladı. Sizin Bursa’nın yeşilini korumak için ağaçlandırma projeleriniz var mı? Bu projeler ne aşamadalar?
 Alinur Aktaş: Az önce de söyledim. Yeşil ve görselin zenginleştirilmesi bizim öncelikli hedeflerimizden biri. Bu konuda ciddi kafa yoruyoruz. Bu konuda ilk attığımız adımlardan biri biliyorsunuz ben göreve başladığımda tek tek sivil toplum örgütlerini makamda kabul etmek yerine Merinos Kongre Kültür Merkezi’nde toplu bir Bursa buluşması gerçekleştirdim. Bu buluşmaya gelmek isteyen katılımcılara da çiçek göndermek yerine fidan dikin dedim. Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ile yaptığımız bu çalışmada 824 fidan dikilmesini sağladık. Bunun yanında Ürünlü kamp alanında 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Hatıra Ormanı oluşturduk ve buraya da 251 fidan diktik. Diğer taraftan kent merkezinde kişi başına düşen düzenlenmiş yeşil alan miktarını artırmaya yönelik önemli adımlar atıyoruz. Yıldırım’daki 250 bin metrekarelik Vakıf Parkımız tamamlanmak üzere.



Büşra Zorci: İznik’te keşfedilen tarihi Bazilika’yı nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Bu Bazilika’nın bölge halkına ne yönde bir getirisi olacak?

Alinur Aktaş: İznik, bahsettiğiniz Bazilika’dan Roma Tiyatrosuna, surlarından çini fırınlarına kadar başlı başına çok önemli bir değer. Şuanda UNESCO Dünya Mirası geçici Listesi’nde bulunuyor. Biz İznik’in de asil listeye girmesi amacıyla çalışmalara ağırlık verdik. İznik’te göl kıyısının 20 metre açığında 1,5-2 metre derinlikte bulunan ve 1500 yıl önce Aziz Neophytos adına inşa edildiği belirlenen bazilikanın su altı arkeoloji müzesine dönüştürülmesi için projelerimizi hazırladık. Projemizi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayına sunduk. Ankara’dan onay alınır alınmaz çalışmalara başlayacağız. İlk olarak İznik göl kıyısına müze binası yapılacak ve bazilikanın çıkartıldığı bölgeye ise 20 metre yüksekliğinde kule inşa edilecek. Kazı çalışmalarıyla elde edilen eserler müze binasında sergilenecek. Kule ise ziyaretçilere, gece ve gündüz havadan seyir imkanı sunacak. Ayrıca bölgede kazı alanına dalış için gerekli alt yapı oluşturulacak. Müze çalışmaları tamamlandığında, turizme büyük katkı sağlayacak.
Büşra Zorci: Bursa halkının enerji ve su tasarrufu konusunda bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapıyor musunuz? Güneş enerjisi gibi doğa dostu enerji üretimi şekillerini yaygınlaştırmaya yönelik projeleriniz var mı?
Alinur Aktaş: Bursa’nın yeniden ‘Yeşil Bursa’ kimliğini kazanması hedefine ulaşmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda da önemli atılımlar yapıyoruz. Günlük ortalama 2850 ton evsel atığın depolandığı ve doluluk oranın yüzde 52 seviyesinde olduğu Hamitler Katı Atık Depolama Sahası'ndan çıkan metan gazından elektrik üretme projesinin ardından Akışkan Yataklı Çamur Yakma ve Enerji Elde Etme Tesisi de faaliyete başladı. Arıtma tesislerinde ortaya çıkan çamurun yakılmasıyla yıllık 2.5 megavatlık elektrik enerjisi üretiyoruz. Bunun yanında BUSKİ su depolarına yapılan hidroelektrik santrallerden elektrik üretimi sağlıyoruz. BUSKİ’ye ait Görükle G46 deposunun üzerine yerleştirdiğimiz 960 panelle güneşten 250 KW’lık elektrik üretimine başladık. Bu kaynaklarla bir taraftan enerji maliyetlerimizi düşürürken, diğer taraftan fosil yakıtların neden olduğu kirliliğin de önüne geçiyoruz.
Büşra Zorci: Şehrin yol ve trafik sorunlarıyla ilgili çalışmalarınız ne durumda? Sizin de dile getirdiğiniz gibi sorunlu olan T2 hattı ile ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?
 Alinur Aktaş: Bursa’nın en önemli sorunu olarak gördüğümüz ulaşım ve trafikle ilgili olarak ilk günden acil eylem planımızı hazırlayıp, çalışmaları başlatmıştık. Bu plan dahilinde 29 noktada akıllı kavşak uygulamaları ve yol genişletme çalışmalarıyla önemli bir mesafe aldık. Şuanda kavşaklarda yüzde 30’ların üzerinde bir rahatlama hissediliyor. Bütün çalışmalarımız bittiğinde bunun yüzde 40’ları aşmasını bekliyoruz. T2 hattına gelince biliyorsunuz, Kent Meydanı ile Terminal’i birbirine bağlayacak olan 8 bin 100 metre uzunluğundaki raylı sistem hattındaki çalışmalar, yüklenici firmadan kaynaklanan sıkıntılar yüzünden durma noktasına gelmişti. Çalışmaların İstanbul Caddesi üzerindeki trafik akışını olumsuz etkilememesi amacıyla Büyükşehir Belediyesi olarak biz gerekli düzenlemeleri yaptık,  yayaların da güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçmeleri için belirli noktalara bas-geç sinyalizasyon sistemi yerleştirdik. Çalışmaların büyük bölümünün tamamlanmasına rağmen, inşaat durma noktasına geldi. Biz yüklenici firmaya Ocak 2019’a kadar süre verdik. Yüklenici firmanın, dolar kurundaki artıştan kaynaklanan zararlarını karşılamamız mümkün değil. Belediyemizin zarara girmemesi adına hukuki çerçevede ne gerekiyorsa yapacağız.
Büşra Zorci: Biraz da eğitimle ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Alinur Aktaş: Yaşadığımız şehri, yarının yöneticileri olacak çocuklarımızın bize emaneti olarak görüyoruz. Bu emaneti en iyi şekilde koruyup, kollamanın yanında, geleceğimiz olan çocuklarımızın da idealist, donanımlı, sporcu bireyler olması için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu bağlamda en önemli proje ortaklarımızdan birinin Milli Eğitim Müdürlüğü olduğunu söyleyebiliriz. Her yıl düzenlediğimiz okul sporları etkinliğiyle bugüne kadar yüzbinlerce öğrencimizi sporla buluşturduk. Bunun yanında yaz ve kış spor okullarımız, gençlik kamplarımız, Bilim ve Teknoloji Merkezi’ndeki düzenli atölye çalışmalarımızla sürekli çocuklarımızın ve gençlerimizin yanında oluyoruz. Yeni eğitim kurumlarının fiziki mekan kalitesinin yükseltilmesi amacıyla hem yeni okul binaları yapıyoruz hem de spor salonu bulunmayan okullarımıza spor salonları kazandırıyoruz.