SON DAKİKA
Hava Durumu

Çocular yalanı aileden öğreniyor

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Akkaya, çocukların yalan söylemeyi ebeveynlerinden öğrendiğini belirterek, anne babalara uyarılarda bulundu. ( Ömer Erim Baştımar - Anadolu Ajansı )

Haber Giriş Tarihi: 06.03.2016 17:33
Haber Güncellenme Tarihi: 06.03.2016 18:33
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Çocular yalanı aileden öğreniyor
UÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akkaya "Annemiz babamız söylediği masum yalanlarla farkında olmadan bizi de yalanla tanıştırmış oluyor. En masum yalan bile çocuğun beyninde 'yalan' diye bir olguyu şekillendirmeye yeter"dedi.






Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Akkaya, çocukların yalan söylemeyi ebeveynlerinden öğrendiğini belirterek, "Annemiz babamız söylediği masum yalanlarla farkında olmadan bizi de yalanla tanıştırmış oluyor. En masum yalan bile çocuğun beyninde 'yalan' diye bir olguyu şekillendirmeye yeter" dedi. Akkaya,  insan davranışlarının bireylerin ailesinde ve yakın çevresinde olgunlaştığını söyledi.Olumlu çevrelerde yetişen çocukların hayat boyu bu doğrultuda davranışlar sergileme ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayan Akkaya, çocukların özellikle anne ve babalarını çok iyi takip ettiğini anlattı.

Yetişkinlerin zaman içinde çocuklara rol model olduğunu, kişiliğin de buna göre şekillendiğini dile getiren Akkaya, şöyle devam etti "Anne babanın iyi kötü özellikleri ne varsa onları düşünemeden kapabiliyoruz. Yaşayarak bazı iyi yönlerini veya kötü yönlerini benimseyebiliyoruz. Yalanı dahi anne babamızdan öğreniyoruz. En ufak yaşlarda öğrenmeye başlıyoruz. Annemiz babamız bize ne zaman yalan söylemeye başlıyorsa biz de yalanı o zaman öğreniyoruz, yalanla o an tanışmış oluyoruz. Bu da kişiliğimize yansıyor. Yalan söylemek, beyin tarafından idare edilen bir süreç değildir. Yani görme, konuşma gibi beynin belli bir olgunluğa gelmesiyle olabilecek bir durum değil. Yalanın, zaman içinde kaslarımızı hareket ettirebilme, konuşabilme gibi gelişen bir süreci yoktur. Görme bile beynin belli bir olgunluğa gelmesiyle mümkün olabilir ama yalan için beyinde özel bir merkez yoktur. Büyük ölçüde öğrenilen bir şeydir. Annemiz babamız söylediği masum yalanlarla farkında olmadan bizi de yalanla tanıştırmış oluyor. En masum yalan bile çocuğun beyninde 'yalan' diye bir olguyu şekillendirmeye yeter."

"YALANIN BÜYÜKLÜĞÜ KİŞİNİN YAPISIYLA ORANTILIDIR"

Yalanın büyüklüğünün kişinin yapısıyla orantılı olarak zaman içinde artabileceğini veya azalabileceğini aktaran Akkaya, "Yalanın büyüklüğü, kişiye sağlayacağı faydayla orantılı olarak artacaktır" ifadesini kullandı. Zaman içinde kişinin karakteriyle ilgili olarak yalan söyleme durumunun değişiklik gösterebileceğine değinen Akkaya, bir insanın elde etmek istediği şeye sahip olabilmek için alacağı bedelle ilişkili yalanın katsayısını da artırabileceğini belirtti. Akkaya, "Bir insan kişiliği oturmuş, aklı başında, kendi ihtiyaçları kadar başka insanların ihtiyaçlarıyla da empati kurabiliyorsa ya yalan söylemez ya da söylediği yalanlar çok yıkıcı, zarar verici olmaz. Bir insan bencil, yalnızca kendi ihtiyaçlarını düşünüyorsa başkaları önemsemiyorsa yalanları daha yıkıcı ve daha zarar verici olur" diye konuştu.Prof. Dr. Cengiz Akkaya, yalanın değil insanın iyi ya da kötü diye sınıflandırılabileceğini sözlerine ekledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.