Dibace'den bir Şehzade geçti

Osmanlı Devleti’nin dibacesi kabul edilen Bursa geçtiğimiz hafta Şehzade Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nu ağırladı. Osmangazi ve Orhangazi türbelerinde dedelerinin ruhuna dua eden Şehzade, “Eğer bir gün iade-i itibar kararı alınırsa, bundan onur duyarız” dedi.

 

Canan GÜLEÇ



Osmanlı Hanedanlığı’nın sürgün yıllarından sonra Türkiye’de dünyaya gelen ilk üyesi Şehzade Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu, Zararlı Alışkanlıklardan Koruma Derneği (İHSANDER) tarafından düzenlenen “Dedem Abdülhamit Han” konulu panele katılmak üzere Bursa’daydı. Şehzade, panel öncesi Osmangazi ve Orhangazi türbelerini ziyaret ederek dedelerinin ruhuna dua etti. Büyük Birlik Partisi Bursa İl Başkanı Ömer Ünsal’la da bir araya gelen Şehzade Osmanoğlu, ürettiği şaraplara padişah adları verip kaftan giydirerek satışa sunan firma aleyhinde açıklamalarda bulundu.

“ECDADIMIZ ABDESTSİZ   YERE BASMAZDI”

Osmanoğlu, yaptığı açıklamada, "Bizim ecdadımız 700 seneye yakın dünyaya hükmettiler ve abdestsiz yere dahi basmadılar. Hakikaten bizi üzen olaylardan birisi de bu oldu. Bu içki firmasının yaptığını bir terbiyesizlik olarak addediyoruz. Böyle bir şeyin üzerine bizim dedelerimizi resminin konulması ve onların yanlış bir şekilde anılması bizi derinden üzmüştür. Biz bu olaya karşı çıkıyoruz. Böyle bir hadsizlik nasıl yapılabilir?" dedi.

PADİŞAHLARA KORUMA KANUNU ÇIKARILMALI

Osmanlı hanedanlığına dair film ve dizilerde yanlış bilgiler olduğunu belirten Osmanoğlu, tarihin 80 yıldır yanlış yazılıp okutulduğunu söyledi. Gerçekleri yansıtan bir filmin hazırlıklarının da halen sürdüğünü belirten Şehzade, 36 padişah için de genel bir koruma kanunu çıkarılması çağrısında bulundu. Padişahların ticari meta haline dönüştürülmesinden rahatsız olduğuna dikkat çeken Şehzade Osmanoğlu şunları söyledi: “Bugün bir şarap şişesinde yapılan adlandırma, bir kumaş deseninde, bir restoran isminde ya da başka bir ticari üründe yapılabiliyor. Koruma kanunu ile bu sömürünün durdurulması gerek.”

SARAYDAN YOKSULLUĞA UZANAN HANEDAN

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte sürgüne gönderilen hanedan üyelerinin yaşadığı sıkıntılara değinen Şehzade Osmanoğlu, “O yıllarda değil ülkeye giriş yapmaları, hava sahasından geçmeleri bile yasaktı. Padişah torunlarının büyük sıkıntılar ve yokluk içinde yaşayıp bu dünyada göçtüğü bir tarihten bahsediyoruz” dedi. 1974 yılında hanedan üyelerinin ülkeye girişinin serbest bırakması ardından Türkiye’de doğan ilk şehzade olan Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu sürgün yıllarını şöyle özetledi: “Çok şükür ben o günleri yaşamadım ama babamın ve akrabalarımızın mücadelesini biliyorum. Bankta uyumak zorunda kalan, çok ağır işlerde çalışan şehzadeler var. İnsanlar saraydan gelen bir zenginlik olduğunu sanıyor, oysa şimdi yurtdışında yaşayan çoğu akrabamızın ülkeye dönmeyişinin nedeni maddi sıkıntılar.”

İADE-İ İTİBAR BİZİ ONURLANDIRIR

Hanedan kültürünün Osmanlı’da ayrı bir gelenek olduğunu da hatırlatan Osmanoğlu, hem parlamento hem de saray yönetiminin bulunduğu ülkelerden örnekler vererek şu sözlerle iade-i itibar çağrısında bulundu: “Japonya ve İngiltere’de hanedanların halkla kucaklaştığı, siyasi iktidarın da varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Ülkemizde de böyle bir model olmasını isterdim. Günümüzde böyle bir uygulamaya sıcak bakılır, hanedan üyelerine iade-i itibarda bulunulursa ben ve ailemonur duyarız. O zaman insanlarımız padişahlara dair vatan haini ya da korkudan kaçtığına dair yanlış bilgiler edinmezdi.”