Erdoğan: 'Sorunların temeli merhametsizlik!'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uludağ Üniversitesinde, "Türkiye’nin İnsani Diplomasisi" konulu panel ve Fahri Doktora Tevcih Töreni'nde konuşuyor.
 

 

Erdoğan, Uludağ Üniversitesinde, "Türkiye'nin İnsani Diplomasisi" konulu panel ve Fahri Doktora Tevcih Töreni'nde konuşuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Uludağ Üniversitesi tarafından "Millet ve insanlığa hizmet, uluslararası insani ilişkiler" alanında fahri doktora ünvanı verildi. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Yusuf Ulcay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a fahri doktora ünvanını tevcih etti.

 

 
"İHTİYACI OLANA EL UZATMAK KÜLTÜRÜMÜZDE VAR"
Erdoğan: "Türkiye'nin son 13 yılda kat ettiği mesafenin görüldüğü alanlardan biri insani yardımlardır. Alan el konumunda olan bir Türkiye'den veren el konumuna yükseldik. Bakınız şunu çok açık ifade etmek istiyorum 140 üzerinde ülkeye ayrımlar yapmadan 2014 itibariyle 4,5 milyar dolar yardımla dünyanın en cömert üçüncü ülkesi olduk. Ülkemiz yardımlarını en fazla artıran bir ülke. Bizim petrol, doğalgazımız yok ama Anadolu büyüklüğünde vicdanımız var. Türkiye olarak 2,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bu misafirler olarak yaptığımız harcamalar 9 milyar dolar harcadık. İhtiyacı olana el uzatma bizim milli kültürümüzün özünde vardır. Türkiye karşılık beklemeden vermeyi iyiliği kurumsallaştırmış bir ülkedir. Acının dili, rengi, ırkı yoktur. Bugün dünyada yaşanan birçok sorunun temelinde maddi imkânsızlık değil merhametsizlik vardır. Birçok STK'mız vasıtası ile kanayan yaralara merhem olmaya çalışıyoruz. Zaman zaman bize neden bataklık olarak tarif edilen yerlerle ilgilendiğimiz soruluyor. Yüze sene öncesine kadar birlikte yaşadığımız insanlara cetvelle çizilen sınırları engel görüp nasıl sırtımızı döneriz?" dedi.


SURİYELİ KIZIN MEKTUBU DUYGULANDIRDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriyeli bir küçük kızın vasiyet mektubunu sesi titreyerek okudu. Erdoğan: "Geçen hafta basına yansıyan Suriyeli yavrunun ciğerlerimi adeta dağlayan gözlerimi yaşartan o yazdığı yürek parçalayıcı vasiyeti eminim hepiniz okumuş veya duymuşsunuzdur. Çok farklı bir şeydi. "Ey ölüm meleği, acele et ki, cennette yemek yiyeyim diyen bir feryada eğer nasır bağlamamışsa hangi vicdan dayanır. Bir yavru bunu söyleyecek şuura idrake sahip. Çocukların o küçük bedenleri, açlık, ölüm gibi savaş gibi ağır yükleri nasıl taşır. Akdenizi bir mülteci mezarlığına çeviren çaresizliğe kim gözlerini kapatabilir" diye sordu.