Ermeni tehcirinde Osmanlı askerleri de salgından öldü

Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bülent Bakar, Ermeni tehciri esnasında salgın hastalıklarından dolayı birçok Osmanlı askerinin öldüğünü söyledi. 


Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bülent Bakar, Uludağ Üniversitesi’nde Ermeni meselesiyle ilgili bir konferans verdi. Bakar, Ermeni tehciri ve 1915 olaylarını değerlendirerek “Ermeni soykırımı” iddialarının 19. yüzyılda Rusya, Fransa, İngiltere, İtalya gibi ülkelerin siyasi çıkarları için Osmanlı devletindeki Ermenileri kullanmasıyla ortaya çıktığını savundu. Bakar, 1. Dünya Savaşı’nda Türklerin yapmış olduğu hadiselerin soykırım olduğuna dair büyük bir propaganda döneminin başladığını, halbuki tehcir esnasında salgın hastalıklardan dolayı birçok Osmanlı askerinin de öldüğünü ifade etti.
Osmanlı Devleti'nde 1915-1916 yargılamalarının çok önemli olduğunu ve şu an bilerek ve isteyerek bu yargılamaların gözden kaçırılmak istendiğini ifade eden Doç. Dr. Bakar, sevk sırasında da Ermenilerin can ve mal güvenliklerinin korunması için Sevk ve İskanı Düzenleme Talimatnamesi yayınlandığını, buna göre, güvenliğin vali ve kaymakamlar tarafından sağlandığını, tarım yapılabilir arazilerin Ermenilere tahsis edilmesi ve geride bıraktıkları malların zarar görmeyip yağmalanmaması için mal sandıklarının kurulduğunu belirtti.
Doç. Dr. Bakar, bu talimatnameye rağmen, daha sonra bin 673 memur, jandarma, kaymakam ve askerin Ermeni kafilelerinin can ve mallarını korumada ihmallerinin bulunduğunun belirlendiğini hatırlatarak, “Kurulan tahkik heyetleri ve divan-ı harpler ile 67 kişi idam edildi. Buna 2. Dünya Harbi sırasında Almanya’da rastlayamazsınız. 1939-1945 yılları arasında Nazi memuru ve askeri yargılanmamıştır ve ceza almamıştır. 1915 olaylarını Yahudi soykırımı ile karşılaştırmak mümkün değil” dedi.
Ermeni soykırımının gündeme gelmesinin 2. Dünya Savaşı sonrasına denk geldiğini, yurtdışında yaşayan diaspora Ermenilerinin kiliseleri ve siyasi derneklerinin 1915 olaylarını kaşıdığını anlatan Doç. Dr. Bakar, “Kilise için Ermeni cemaat lazım, çünkü varlığını sürdürebilmek için bu çok önemli. Siyasi dernekler için üye lazım. Her göç eden halk gibi ikinci kuşaktan itibaren göç edilen ülkede erime endişesi var. Ermeni şuurunu yaşatmak için çare aramaya başladılar. Buna çare de ‘holokost’ oldu, yani Yahudi soykırımı. Holokostun 2. Dünya Savaşı sonrasında Yahudilere sağladığı prestij ve İsrail devletinin ortaya çıkmasındaki rolü düşünüldüğünde 1915 olayları Yahudi soykırımı ile aynılaştırılmak istendi” dedi.