Silahların bırakılması tek başına yeterli değil

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Sekreteri Levent Korkut, “Silah bırakma ve geri çekilme süreci başka araçlarla desteklenmezse toplumda bu meselelerin yeniden olmamasının garantisi verilemez” dedi. 

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Sekreteri Levent Korkut, Birlik Vakfı üyeleriyle bir araya geldi. Çözüm sürecinin yeni anayasa ile birlikte geliştiğini anlatan Korkut, “Çok kritik bir nokta, burada anayasanın mümkün olan en geniş konsensüs ortamı ile çıkması. Yüzde 100 hiç bir ülkede bugüne kadar bir anayasa süreci yaşanmamıştır. Ama yüzde 70'in üzerinde yüzde 80'e varan, buna yeterli konsensüs deniyor. Bu yakalanırsa yeni anayasanın temelinin sağlam olabileceğini düşünüyoruz. Bunun için mecliste bulunan partilerin önemli bir kısmının buna destek veriyor olması gerekir. İdeali budur. Tabi bu gerçekleşmezse ne olacak, bu başka bir alan, başka bir soru işaretidir. Ancak şu kesin ki, bu silah bırakma ve geri çekilme süreci başka araçlarla desteklenmezse toplumda bu sorunların yeniden olmamasının garantisi verilemez. Yani biz Türkiye'de geleceği yönelik olarak, öyle bir şey yapmalıyız ki silahsızlanmayı sağlamak değil, sorunu kökünden ortadan kaldıracak siyasal iktisadi ve sosyal politikaları geliştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Toplumun değişmeye başladığını kaydeden Levent Korkut sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanlar klişelere dönüyorlar ve onları kullanarak endişeleri korku düzeyine vardırarak birbirleriyle temas etmekten kaçınıyorlar. Hatta öyle bir şey ki "Türkiye'de ne yazık ki, benim darbemse darbe iyidir. Karşıdan geliyorsa darbe kötüdür’ anlayışının çok yaygın olduğu bir toplumsal yapı oluşmuş. Bunu yavaş yavaş kırıyoruz. Nereden anlıyoruz bunu? Şimdi genel medyadan izliyorsanız. Medya bunu çok farklı veriyor. Ak-beyaz, ak-siyah diye veriyor. Ama gri bir alan var. Örneğin bizim gittiğimiz birçok yerlerde CHP'liler de geliyor. Olumlu görüşü olanlar da oluyor. Toplum artık yavaş yavaş dar ideolojik kalıplarla değil sorunlara kendi perspektifiyle bakmaya başlamış durumda. Ama hala biz ülke çapında ve yaygın faaliyetler yapma imkanına sahip olamıyoruz. Bu gelecekte olacaktır bence. Yavaş yavaş bu aşamaya geldi Türkiye”.