SON DAKİKA
Hava Durumu

Tek suçlu biz değiliz

Meydancık Mahallesinde yaşanan “bonzai” satışı ve diğer sorunların kaynağı olarak gösterilen Romanlar, suçun etnik kimlikleriyle özdeşl

Haber Giriş Tarihi: 14.07.2014 16:01
Haber Güncellenme Tarihi: 14.07.2014 17:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Tek suçlu biz değiliz
Meydancık Mahallesinde yaşanan “bonzai” satışı ve diğer sorunların kaynağı olarak gösterilen Romanlar, suçun etnik kimlikleriyle özdeşleştirilmesinden yakınıyor. Güney Marmara Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Efkan Özçimen’in hükümetten beklentisi; İslam’ı temel alan bir entegrasyon bakanlığı kurulması.

 

Kentin tarihi, sakin mahallelerinden biri olan Meydancık, son birkaç aydır “bonzai” ticareti ile anılır oldu. Geçtiğimiz hafta, mahallenin yerli sakinleri ile görüşüp, “Kamberler Mahallesi”nde başlatılan kentsel dönüşüm sonrasında köprünün diğer tarafından gelen Roman komşularını ve beraberinde getirdiklerini konuşmuştuk. Bu hafta ise Meydancık’ın “giremiyoruz” denilen kahve ve sokaklarında Romanları dinledik. Güney Marmara Roman Dernekleri Federasyon Başkanı Efkan Özçimen ve Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Bozkır, yapılan haberlerin maksatlı ve gerçekten uzak olduğunu iddia etti. Bursa’da 42 mahallede Roman yaşadığını ve 6 mahallede suç oranı görüldüğünü anlatan Özçimen şunları söyledi: “Başka bir yerde suça rastlayınca Türk, Kürt, Arnavut diye etnik kimliği söylenmiyor. Roman bir suçlu varsa neden bütün halk etiketleniyor? Burada, o ticareti sadece Romanlar yapmıyor. Maalesef uyuşturucu dendiğinde akla sadece Romanlar geliyor. Bunu üreten Türkler ve Kürtler gelmiyor. Maşa olarak kullanılan Romanlar akla geliyor. Türkiye’nin en az suç işleyen toplumuyuz. Etnik kimlik üzerinden değerlendireceksek, Türk ve Kürt mahallelerine bakalım, basın bunları görmüyor. Ezilmiş, ötelenmiş bir toplum Romanlar, nasıl olsa ne dense kabul ediyor.”

ÖZÇİMEN: “YARGI, ÖNYARGILARDAN KURTULMALI”

Yayınlanan haberlerde, “bonzai satıcısı” olarak gösterilmenin hayati tehlike yarattığına dikkat çeken Romanlar, “soykırımla karşı karşıyayız” diyor. Manisa Selen’de, İznik’te ve Güneştepe’de yaşanan olayları hatırlatan Özçimen, suçun milliyeti olmayacağını vurgulayarak şöyle dedi: “Ben Romanların hepsi tertemiz demiyorum, Romanların hepsi suçlu değildir diyorum. Türk milleti hiç kendini sorgulamadı. Adapazarı, Samsun, Bolu, Diyarbakır, Muş’ta dikilip yetiştirilen uyuşturucuyu kimlerin satın aldığı, baronların kimler olduğu yazılmadı. Roman mahallesinde satılıyor diye biz suçlu oluyoruz. Roman hak aramaz, adalet bilmez. Hakim savcı bile esmer Çingene yapmıştır diyor. Yargı, önyargıdan kurtarılmalı. Burada her gün kimlik kontrolü var, potansiyel suçluyuz. Kendimizi inandırdık suçlu olduğumuza. Burada emniyetin 4 aracı devriye geziyorken satış yapılabiliyorsa, bu Romanların suçu değil, devletin zaafıdır.”

BONZAİNİN NASIL GELDİĞİ NEDEN ANLATILMIYOR?

Romanlar arasında uyuşturucu kullanımının çok az olduğunu ve mahallede satıcıların büyük kısmının da dışarıdan geldiğini anlatan Başkan Özçimen şu bilgiyi verdi: “Satıcı yakalandığında ‘Roman’ olarak tanımlandığı için, dışarıdan uyuşturucu satacak olan da bu mahalleye geliyor, nasıl olsa suçlu belli diye. Bonzai mahalleye nasıl geliyor? Uyuşturucu baronları ithal ediyor ve uygun mahallelere aracı bulup dağıtıyorlar, işin kökü 10 gr- 100 gr değil. O tonlarca bonzai buradan çıkmıyor. Mahallede 3 bin romandan 10 kişi yapar. Biz de bu ithamlarla yaşamaktan memnun değiliz. Sorun varsa, çözümü de bulunsun. Emniyet suçluları bulsun ve bitirsin.”

SOSYAL DÖNÜŞÜM OLMADAN KENTSEL DÖNÜŞÜM OLMAZ!

Türkiye genelinde uygulanan kentsel dönüşüm politikalarının, bugüne kadar ötelenen Romanları bir arada yaşadıkları mahallelerinden çıkmak zorunda bıraktığını belirten Özçimen, sosyal dönüşüm beklediklerini vurgulayarak şöyle dedi: “Romanlar hep kent merkezlerine yerleşmişler, Bursa’da Demirkapı, Ebu İshak, Kamberler… Parayla değer biçemezsin. Belediye başkanlarına proje götürüyoruz, sosyal projelerimize destek bulamıyoruz. Amaçları değerli yerlerimizi ucuz paraya almak. Siz eğitimde dışlanmış bir toplumu, hiç tanımadığı bir ortamda yaşamaya zorlarsanız başarısız olursunuz. Ülkenin birleşmeye ihtiyacı var. Mikro milliyetçilik başladı. Kültürüne örf adetlere saygı duyulmuyor, milliyetçilik ayırımcılıktır. Bizim binlerce yıllık tarihimiz var.”

‘TÜRKÜM’ DİYE AND İÇİP, ‘ÇİNGENESİN’ DİYE DIŞLANDIK!

Romanların suçlu potansiyeli olarak görülmesinin ardında, eğitim ve istihdam eksikliği olduğunu anlatan Özçimen, kendi hayatından da örneklerle sıkıntılarını paylaştı: “Ben ilkokul 2. Sınıftan terkim. İlk yıl daha küçüğüm, anlamıyorum itelendiğimi, dışlandığımı ama 2. Sınıfta anladım… Yakamda çift kırmızı kurdele var, başarılıyım ama en arka sırada tek başıma oturuyorum... Şimdi soruyorum bizim çocuklara neden okula gitmiyorsun; öğretmen kızıyor, dövüyor, arkadaşlarım benimle oynamıyor.  Anne baba da eğitimsiz olduğundan ve rol model Romanlar da olmadığından eğitim sıkıntısı sürüyor. Okuyacak da ne olacak diyorlar? Gerçekten, ben okusam ne olacaktı ki? Üniversiteyi bitirsem ne olacak, Romanlar dışlandıktan sonra. Gittiğimiz yerlerde kobay gibi önümüze para konuluyor çalacak mı diye. Her sabah, “Türküm” diye and içtik ama “Çingenesin” diye dışlandık. Hani yemin ettik, hepimiz Türk’tük! Kamu kurumlarında, belediyelerde, özel şirketlere Roman çalışan sayısı neden yok denecek kadar az ve neden çalışma şansı bulanlar da en ağır koşullara katlanmak zorunda. Belediyenin çöp arabasında her işçi tek aracın sorumlusu ve 8 saat çalışırken, bir Roman çöpçü neden 3 araç değiştirip 16 saat ve mesaisiz çalıştırılıyor? Madem Çingeneler dışlanıyor, öteleniyor, artık biz de kendimizden olanı kabul etmiyoruz.”

MUHAMMET’TEN MİLLİYET’E DAVA

Milliyet gazetesinin, “Bonzai sokağı” başlıklı haberinde uyuşturucu satıcısı olarak gösterilen 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Muhammet de bu olayların mağdurlarından olduğunu iddia etti. Yaşının küçük olması nedeniyle yüzünü saklamayı teklif ettiğimiz Muhammet, “Milliyet’te yüzüm açıkça görülüyor, herkes beni satıcı sanıyor. Yüzüm görülsün ki, ben yapmıyorum diyebileyim” dedi. Haber hakkında Milliyet gazetesine dava açacağını belirten Muhammet, sokakta yaşananlara dair şunları anlattı: “Gazetede yüzüm görüldükten sonra okuldan arkadaşlarım telefondan ve internetten bana ulaşıp, ‘biz inanmıyoruz senin yaptığına ama bu nedir?’ diye soruyor. O aradaki “ama”, akıllarına kuşku düşürüyor. Ben değil satıcılık, kendim sigara ve alkol dahi kullanmıyorum. Sporcuyum, futbol oynuyorum. Lisede son sınıf öğrencisiyim. Burada akşamları köşeleri tutanlar arasında bizim mahallenin çocukları çok az, zaten bulaşanı da mahallenin büyükleri uyarıp vazgeçiriyor. Dışarıdan gelen satıcılar çok fazla ve alıcı olarak gelenler de belalı tipler. Gasptan sabıkası olan, ‘artık satmıyorum’ diyen çocukları tehdit ederek ‘git, bul getir’ diye zorlayan tipler.”

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.