Yatırımsız geçen 4 yıl!

Uludağ Üniversitesi Rektörü Kamil Dilek, yatırımsız geçen yıllara ve ulusalcılara yakın duruşu nedeniyle muhafazakar öğretim üyelerinin gösterdiği tepkiye rağmen yeniden atanacağını umut ediyor. Rektör Dilek, yeni dönem için adaylık sinyallerini 6-14 Ocak 2014 günü gerçekleştirilen Akademik Kurul Toplantısında düzenlediği anketle vermişti. Kurulda böyle bir anketin düzenlenmesi zaten usullere aykırı iken, rektörlük seçimlerine neredeyse 1 yıl varken böyle bir hamle yapması da tepki ve eleştiri ile karşılanmıştı. Anket sonuçlarına göre kendisinin % 90,9 başarılı bulunduğunu ve % 78,4 oranında yeniden seçileceğini iddia eden Dilek, atanacağına da kesin gözüyle bakıyor. Dilek’in uygulamalarına tepkisini seçimde de dile getirecek olan öğretim üyeleri, Üniversitede Birlik Platformu oluşumu kurarak harekete geçti.

REKTÖRÜN GÜVENDİĞİ DAĞLAR…

Mustafa Yurtkuran yönetiminin izlerini yaşatmaya devam eden Rektör Kamil Dilek, yeniden göreve atanacağı konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerin desteğini alacağına inanıyor. Dilek’in yardımcısı Prof. Dr. Saim Kılavuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yenişafak Yazarı Profesör Hayrettin Karaman’ın damadı. Kamil Dilek’in rektörlük görevine atanmasında Kılavuz’un büyük etkisi olduğu akademisyen çevrede konuşuluyor.

REKTÖRLÜKTE AYAK OYUNLARI

Eski Rektör Mustafa Yurtkuran’ın izlerinden yürüyerek ulusalcı bir anlayışı sürdürdüğü için tepki çeken Uludağ Üniversitesi Rektörü Kamil Dilek’in adaylık açıklaması ardından Rektörlük Genel Sekreter Vekili Prof.Dr. Özgür Akgün Karabulut istifasını verdi. Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü Genel Sekreterliğine, Yurtkuran’ın ekibinden Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Ayberk Kurt vekaleten atandı. Karabulut, Mustafa Yurtkuran dönemi rektör yardımcılarından Ziraat Fakültesi Profesörü Ali Karabulut’un oğlu olması ve o dönemde atanan kadroda yer alması ile dikkat çekmişti. Ancak kendisinin yerine yine ulusalcı bir kimliğin atanması, bu istifanın bir danışıklı döğüş olduğu düşüncesini akıllara getirdi. Seçimde sandığa gidecek akademik kadroların yorumu, Kamil Dilek’in “Bakın Yurtkuran’ın kadrosuyla yollarımızı ayırıyoruz” mesajı vermek istemesi. Bu görüşü savunan akademisyenlere göre Genel Sekreter Vekili Prof. Dr. Özgür Akgün Karabulut’un istifası aslında Dilek’i destekleyen bir seçim hamlesi.

DİLEK, ÖDENEĞİ GERİ ÇEVİRDİ

Üniversitenin Tıp Fakültesi Hastanesi’yle alakalı oldukça çarpıcı iddialar dillendiriliyor. İddialar Tıp Fakültesi Hastanesi’ne Rektör Kamil Dilek’in döneminde de yeterli yatırımların yapılmadığı yönünde. Deprem güçlendirmesi ve güvenlik kamerası uygulaması halen tamamlanmayan Uludağ Üniversitesi uzun süre de Tıp Fakültesi’nin bozuk asansörleri ile gündeme gelmişti. Rektör Dilek, deprem güçlendirmesi için gerekli kaynak bulamadıklarını ifade ederken, bazı akademisyenler 10 milyon liralık hibeyi Dilek’in “Bize 3 milyon lira da yeter” diyerek desteği geri çevirdiğini söylüyor.

TÜBİTAK LİSTESİNDE UÜ’NÜN ADI GENE YOK

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’ndan (TÜBİTAK) 2013 yılında en çok destek alan 15 üniversite belli oldu. En çok proje alan üniversiteler sıralamasında pek bir değişiklik gözlenmezken, Türkiye’nin en büyük üniversiteleri arasında olduğunu iddia eden Uludağ Üniversitesi bu yıl da listeye giremedi. Türkiye’de daha iyi bilim yapılmasına katkı sağlamayı hedefleyen TÜBİTAK’ın destekleri devam ediyor. TÜBİTAK üniversitelerin bilimsel ve teknolojik çalışmalarına milyonlarca lira destek vererek, çalışmaların kalıcı olmasını amaçlıyor. Bu kapsamda her yıl yüzlerce projeye destek sağlayan TÜBİTAK’ın 2013 yılında hangi projelere destek vereceği belli oldu. Kurum tarafından en çok proje alan üniversiteler şöyle: ODTÜ, İTÜ, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi ve SDÜ, Gazi ve Akdeniz, Sabancı ve KTÜ, Koç ve Erciyes Üniversiteleri, İstanbul Üniversitesi, ÇOMÜ (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) ve Selçuk Üniversitesi, İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü, Dokuz Eylül Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi.

NURAN BAYRAM HALEN VEKİL DEKAN

Rektör Kamil Dilek’in Mustafa Yurtkuran dönemindeki Yurtkuran’a yakınlığıyla bilinen bazı isimleri üniversitede önemli görevlere getirdiği de iddia ediliyor. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dekan vekili olarak görev yapan Prof. Dr. Nuran Bayram, bu isimlerden biri olarak gösteriliyor. YÖK tarafından ataması 3 defa geri çevrilen Bayram, her defasında yeniden vekil olarak atandı.

MUHAFAZAKÂRLARA SUS PAYI

Rektör Dilek üniversite içinde yapılan haksız görevlendirmelere itiraz eden muhafazakâr gruba sus payı olarak küçük görevler veriyor. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mefail Hızlı’nın bu sebeple Kent Tarihi ve Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KETAM) Müdürlüğü’ne ve İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Asım Yediyıldız’ın da Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürülüğü’ne (TÜDAM) bu sebeple getirildiği ileri sürülüyor.

 

NUTUK ATMAYA DEVAM EDİYOR

Kamil Dilek’in rektörlüğü “2. Yurtkuran dönemi” olarak adlandırılıyor. Bunun nedeni de Dilek’in, Yurtkuran döneminden kalan kadrolarla yola devam etmesi. Dilek ayrıca, Yurtkuran’ın müfredata dahil ettiği “Nutuk” dersinin tüm bölümler için zorunlu olarak okutulmasında ısrarcı olması. Mustafa Yurtkuran’ın rektörlüğü döneminde müfredata dahil edilen Nutuk dersi, Atatürk İlke ve İnkılapları dersinin yanı sıra zorunlu olarak okutulmaya ve özellikle de yabancı öğrencilerin kabusu olmaya devam ediyor. Bu dersin tüm bölüm ve öğrencilere zorunlu olarak okutulması bazı çevreler tarafından tüm insanlığın ortak değeri olarak görülen bilimin üretildiği bir kurumda öğrencilerin belli bir ideolojiyi kabule zorlanması olarak değerlendiriliyor. Dersin kaldırılmasına yönelik tekliflere karşılık Rektör Dilek’in, “AK Parti’nin isteğini yerine getiren rektör denilmesini istemiyorum” şeklinde yanıt verdiği iddia ediliyor.

 

GEZİCİLERE TESLİM OLDU!

Rektör Kamil Dilek, Gezi sürecinde akademisyenlerin eylemlere destek veren uygulamalarına göz yummuş, devamında da açtığı disiplin soruşturmalarına takipsizlik kararı aldırarak işlem yapılmasının önünü geçmişti. Hatırlanacağı gibi, Hukuk Fakültesi mezuniyet törenine ‘#diren’ yazan tişörtle katılan Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü ve sınav kağıdına barkod uygulaması ile “heryertaksimheryerdireniş” sloganını iliştiren Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Abacı hakkında bir işlem yapılmamıştı. Meşru hükümeti devirmeye yönelik bir kalkışma olan Taksim Gezi Parkı olaylarında akademiye ve akademisyenliğe yakışmayacak eylemlere imza atan Köprülü ve Abacı’nın Dilek tarafından neden korunduğu merak ediliyor.

‘Diren’ yazılı tişörtle konuşma yapan Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Timuçin Köprülü dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren ve Gezi direnişine destek veren şu sözleri dile getirmişti: “Sayın konuklar, Ben bu öğrencilerin üç sene derslerine girdim. Ceza Genel, Ceza Özel ve Usul derslerini benden aldılar. Üzerlerinde hakkım vardır o yüzden birkaç kelime söylemek istiyorum. Merak etmeyin uzun konuşmayacağım. Yalanın hukuk, hukukun da yalan olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Son zamanlarda ‘polisimiz destan yazdı’ deniyor. Gösterilerde insanların öldürülmesiyle, göstericilerin kör edilmesiyle, binlerce kişinin gaza boğulmasıyla, avukatların adliye salonlarında sürüklenerek dışarı çıkarılmasıyla, ÇHD’li avukatların tutuklanmasıyla destan falan yazılmaz. Asıl destanı bu çocuklar yazmıştır. Teşekkürler”

Tartışmalara neden olan ve kamuoyuna gazetemiz tarafından duyurulan bir diğer ilginç eylem ise Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Nurcan Abacı tarafından ortaya kondu. Prof. Abacı, yine haziran ayı içinde ‘Toplumsal Tarih İncelemeleri’ dersi dördüncü sınıf öğrencilerine final sınavı yapmış ve sınav kağıdının altına akıllı telefonlarla okunabilen bir barkot yerleştirmişti. Abacı, sınav kâğıdına da “Aşağıdaki görseli çözen ve sonucu e-posta adresime gönderen ilk üç kişiye 10’ar puan ekleyeceğim.” şeklinde not düşmüştü. Barkod, akıllı telefonlarla çözüldüğünde ise “heryertaksimheryerdireniş” ifadesi görülüyordu. Prof. Dr. Abacı’nın bu uygulaması üzerine Üniversite yönetimi konuyla alakalı soruşturma başlattı. Fakat soruşturma kurulu bu olayı da akladı.