Sağlık Bakanlığı bizzat bakan Fahrettin Koca aracılığı ile her gün ülke genelindeki korona virüs istatistiklerini açıklıyor.

Doğrusu da vaziyeti vatandaşın da bilmesidir zaten. Bakanlık ilk günden beri şeffaf bir şekilde bu rakamları açıklarken, iller de neden rakamlar açıklanmıyor buna bir anlam vermek zor.

Bunun ya mantığının açıklanması ya da Valilikler aracılığıyla bir rakamların açıklanması gerekmez mi?

Bursa Türkiye’nin en büyük 4. Kenti. 3 milyon nüfusuyla ülkenin can damarlarından en önemlilerinden birisi.

Bugüne kadar Bursa ile ilgili bilgileri ancak Bursa Milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın katıldığı canlı yayınlarda duyabildik.

Dün uzun bir süre sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Kanal 16 Televizyonu’nda katıldığı programda Bursa rakamlarını açıkladı. 2 bin 700 vaka 60 ölüm.

Bursa’da kaç test yapıldı, günlük yapılan test sayısı kaçtır.

 İyileşen hasta, solunum cihazına bağlı olanlar, yoğun bakımda olanlar niye bilemiyoruz ki? Ayrıca ilçelere dağılımı neden bilmiyoruz?

Resmi ağızlardan bu bilgilendirme yapılmayınca dedikodu müessesesi devreye giriyor. Sallayan sallayana. Kaosçulara, bozgunculara, kara propagandacılara oynayacak saha bırakılıyor.

Mesela sağlık Müdürü haftada iki gün çıkıp gazetecilerin karşısına bu bilgileri verip, yapılan çalışmaları anlatamaz mı?

Ya da Vali Yakup Canbolat, her hafta basının karşısına çıkarak Bursa ile ilgili akıldaki soruları yanıtlayamaz mı?

Buradan tekrar edelim. Bu bilgilerin paylaşılması mahsurlu ise bunun izahı yapılmalı topluma. Değilse devlet milletine gereken açıklamayı yapmalı…

Bursa’da mücadele gurur duyulacak bir şekilde devam ediyor. Diğer illerdeki tartışmalar neredeyse Bursa’da yok gibi.

Her kurum üzerine düşeni yapıyor. Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları başta olmak üzere eğitimden sağlığa tüm kurumlar ellerinden gelenin daha fazlasını da yapıyor.

 Bursa takdire şayan bir mücadele verirken, bu kadar toplumun hassasiyet duyduğu bir konuda periyodik açıklamalar yapılması zor olmasa gerek.

Profesyonel futbola son verilsin!

Çok mühim bir zatmış gibi Abdürrahim Albayrak vatandaşlar her gün bir röportaj yayınlanıyor. Kulüpleri batırırken zenginliklerine zenginlik katan bu tiplerden ve bu zihniyetten bir an önce bu ülkenin kurtulması lazım.

Dün bir açıklamasıyla yine Twetter’de gündem oldu bu zat. Galatasaray’ın en üst yöneticilerinden biri olarak amatör şubeleri bir süreliğine kapatmaları gerektiğini söylemiş.

Niye? Paraları yokmuş. Profesyonel futbol takımına milyon avrolar harcarken aklınız neredeydi. Yıllarca palavralarınızla bu ülkenin kaynaklarını har vurup harman savururken.

Doğrusu profesyonel takımınızı dağıtıp kendi yetiştirdiğiniz oyuncularla devam etmek değil mi? Amatör olarak başlayan gencelir alırsınız A takımına, lazım değil sizin gidip Avrupa’da rezil olup dönmeniz bize. O paraları amatör branşlara harcasanız Türk sporunda devrim olurdu.

Amatör şubeler bir süreliğine kapatılmalıymış taraftarlar da buna razı olmalıymış. Reziller. Bunu yapmazlarsa kapıya kilit vurmaları gerekirmiş. Umarım vurursunuz. Hatta ben devlet olsam o borçları da son 20 yılda o imzaları atanların servetlerinden tahsil ederim.

Neymiş efendim sponsorlar anlaşmaları iptal etmiş. Taraftar da gelmezmiş tribüne. Lakırdılar lakırdılar.

Utanma duygusu olmayınca, spor basının magazin basını pohpohlayıp, maaşlı yalamaları tribünlerde bağırınca arsızlaşıyor insanlar tabi.

Bütün kulüpler bitmiş durumdaymış, yayıncıdan para gelmiyormuş, kontratlarda yazılan rakamlardan büyük oranda indirime gitmezlerse ödeme yapamayacaklarmış, seneye de bu ödemeleri yapamayacaklarmış.

Babanın tarlasından dağıtır gibi milyon avroları dağıtırken, boy boy fotoğraflar verirken, İspanya’da neredeyse kulübün tapusunu vermeye kalktığınız topçuyla fotoğraf paylaşırken aklın neredeydi peki?

Devlet radikal bir karar alarak en azından futbolu amatör hale getirmelidir. Bu öksüz bu kimsesiz milletin imkânlarını bu ne oldukları belli olmayan adamlar çarçur etmemelidir. Amatör kulüpler nasıl yönetici buluyorsa bu sadece adı büyük kulüpler de bulabilirler.

Futbol kulüpleri pis paralarını temizlemeye, kirli emellerini gerçekleştirmeye, devletin imkanlarını iç etmeye, şirketlerini yağlandırmaya, haramlarını katlamaya niyetlenen bu koca göbekli kara zihniyetli yönetim yapısından bir önce kurtarılmalıdır.

Devlet profesyonel spora bir Allah parası destek olmamalı, vergilerini ve diğer alacaklarını da takır takır almalıdır.

Bugün ağlayan Abdürrahim Albayrak’ın takımının 3-4 oyuncuya verdiği para Bursaspor Kulübü’nün bütçesini katlar. O halde neden millet neden devlet bu yalan dünyanın sahte kahramanlarının zevki sefalarına, lüks yaşamlarına, alemlerine sponsor olsun ki!

Devlet spora destek verecekse sadece amatör spora destek vermeli. Okul sporlarına destek vermeli, bu şımarık yapıya asla destek olmamalı. Bu profesyonel sanat dünyası için de geçerli olmalı…

En güzel ceza teşhir etmek!

Bursa cumartesi günü 4 tane kendini bilmez soytarının yaptıklarını konuşuyor.

Gemlik’te sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen denizde video çekerek "fakirler koronadan ölsün" diyerek dalga geçen 4 zibidinin yaptıkları sosyal medyada da gündem oldu.

Yasağı kanunun dinlemeyen bir de üzerine utanmazca fakirler ölsün diye video çekecek kadar insanlıktan çıkan bu yaratıklar çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakılmışlar.

4 terbiyesize sokağa çıkma kısıtlamasına uymadıkları için kişi başı 3 bin 150'şer TL olmak üzere 12 bin 600 lira ceza kesildi. Yetmez ama evet.

Ancak bunlara yapılacak en güzel cezalandırma teşhir etmek olmalı. Bunların koca koca fotoları ne iş yaptıklarına kadar açıklanmalı. Toplum bu tür terbiyesizleri dışlayarak cezalandırmalı.

Hakim karşısında el pençe divan durup pişmanız eğlence olsun diye yaptık sözleri ile kurtulamamalılar. Toplumun da onlarla eğlenmesi sağlanmalı…

Bu terbiyesizlikler yanlarına kar kalamamalı…