Bursa, AK Parti’nin elindeki en büyük büyükşehir. O nedenle de hem gözbebeği hem de belli
çevrelerin güç savaşları verdiği özel bir yer.
Hikaye aslında metan yorgunluğu nedeniyle Recep Altepe’nin görevden alınmasının hemen ardından
başlıyor. Ankara, beklentinin aksine dönemin İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın kalan süreyi
doldurmasına karar veriyor. Hemen ardından da yeni İl Başkanı Ayhan Salman yine sürpriz bir şekilde
atanıyordu.
Bu sürpriz aslında Bursa’daki güç odaklarının ellerini ovuşturmalarını da sağlıyor. Onların hesabına
göre Aktaş, seçime kadar devam edecek ve sonrasında başka bir isme bayrağı teslim edecek. Böylece
güç odaklarını belirlediği bir isim belediye başkanı olacaktı.
Hesap tutmadı. Metal yorgunluğu nedeniyle görevden alınan 7 belediye başkanının yerine atanan
isimlerden tek bir tanesi Alinur Aktaş, verdiği mücadele ile yeniden aday gösterildi.
Hesapları tutmayanlar bu kez CHP adayı Mustafa Bozbey’e yüklenseler de Bursa Alinur Aktaş’ı
sevmişti ve onun devam etmesini istediği için Bursa kalesi yıkılamadı.
Ne yazık ki seçimlerde de istedikleri sonucu alamayan bir takım rant ve güç odakları o günden sonra
AK Parti ve Büyükşehir Belediye Başkanı üzerine oyun oynamaya, yıpratmaya yönelik onlarca hamle
yaptılar.
Hiç birinde başarı sağlayamadıkları gibi büyük bir bölümü de deşifre oldu bu süreçte. Ancak
umutlarını Bursa AK Parti İl Kongresi’ne bağladılar bu kez de.
İl başkanlığını alabilmek için gerek genel merkez gerekse Bursa’da ciddi çalışmalar yürütüyorlar.
Eğer istedikleri isimlerden birisi aday gösterilirse ne ala gösterilmezse genel merkeze rağmen
kongreye aday çıkarma alternatifini hemen masa kenarında sıkı sıkı tutuyorlar.
İşte bu senaryonun provasını Mudanya’da masaya sürdüler. AK Parti Genel Merkezi Mudanya için İnci
Söğütlü’yü aday göstermişti. Bu şu anlama geliyor, Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı İnci Söğütlü’dür.
Buna rağmen aday çıkaranların Recep Tayyip Erdoğan vurgulu propagandaları inandırıcılıktan çok
uzaktır.
Evet seçime 4 gün kala Sinan Şentürk, dostlarının tavsiyelerine sırtını dönüp, listesine bile
girmeyenlerin girmek istemeyenlerin gazıyla adaylık açıkladı.
Partinin temayüllerini en iyi bilen isimlerden biri hiç kuşkusuz Sinan Şentürk. Bu kararın genel
merkeze parmak göstermek olduğunu da biliyor. Buna rağmen aday olması gemileri tamamen
yaktığını gösteriyor.
Sonuç olarak kongrenin yapıldığı ilçe başkanlığının terasında divana sunduğu evrakların eksik olması
gerekçesiyle seçime giremedi Sinan Şentürk. Sinan Şentürk’ün üzerinden kurgulanan provada yarım
kaldı.
Türkiye’nin en genç kadın ilçe başkanı İnci Söğütlü, bu kez seçilmiş ilçe başkanı olarak görevine devam
edecek. Mudanya siyasetine yeni bir soluk getiren, standart ilçe başkanı gibi davranmayan,
mahallenin kızı, küçüklerin ablası büyüklerin evladı, çocukla çocuk yaşlıyla yaşlı gibi davranabilen ve
bu nedenle oldukça sempati toplayan İnci Söğütlü, yeni siyaset anlayışının da en net temsilcilerinden
biri olarak yola devam edecek.

Dahası artık kasaba siyasetinin sonunun geldiği de bir kez daha anlaşılmış oldu. Yeni siyaset bunun
çok ilerisinde.
Gelelim Sinan Şentürk’ün seçime girememesi üzerine demokrasi havarisi kesilen bir bölüme.
Demokrasi talebi ilçe kongresinde yapılmaz.
İlçe kongresinde delegeyle oynamanın adı demokrasi olmaz. Eğer samimi ise bu istek her zaman her
koşulda sandık istemektir demokrasi.
Örneğin ilçe başkanını üze bazlı sandıkla seçelim teklifi var mı? Yok. Milletvekilleri üye bazlı sandıkla
belirlensin diye mücadele eden var mı? Yok!
Eh o halde sorun da yok. Kongreler bizce olabileceğinin en üst sınırında demokratik geçiyor. Kurallar
belli. Süreç belli. Ne olacağı belli.
İnci Söğütlü ve ekibini kutluyor, Mudanya için hayırlı olmasını diliyorum. Allah yollarını açık etsin…

Sinan Oğan bildiğiniz gibi…

Sinan Oğan aslında parlak bir isim olarak girdi Türk siyasetine. Ancak sonrasında ciddi anlamda faşizm
zihniyetinin temsilcili olma yolunda hızla ilerliyor.
Özellikle Suriyeli sığınmacılarla ilgili çıkışları sık sık kamuoyundan tepki görüyor. Yerli yersiz
çıkışlarından toplumun bir çok kesimi rahatsız oluyor.
Son olarak bir sosyal medya paylaşımı var ki akıllara zarar.
Yer Erzurum’un İspir ilçesi. Anadolu’nun mazlum memleketlerinden biri. Türlü imkansızlıklarla yurt
edindikleri topraklarda yaşamlarını sürdüren Anadolu’nun tertemiz insanları.
25 Şubat İspir’in Ermeni ve Rus zulmünden kurtulduğu kurtuluş bayramı. Büyük acılar çekmiş bir
yörenin büyük mücadelesi ile hürriyetine kavuştuğu gün. Ve kurtuluş günü İspir’de gerçekten çok sert
kış koşullarına denk gelen bir tarihte kutlanıyor.
Dedik ya mazlum bir coğrafya. Bir de atlı oyun var etkinlikler içinde. Tahta atların kullanıldığı.
Zamanında at bulamadıklarından böyle başlamış sanırım.
Öyle de devam ediyor.
Hoş bugün bile ekonomik olarak geri kalmış bir bölge olduğu için at filan bulmak o kadar kolay değil.
Bir dağ köyünün tertemiz insanlarının yıllarca yürüyerek kasabaya gelip karda kışta yaptıkları gösteri
bayağı gelmiş Sinan Oğan’a. Çok yazık ki kendi coğrafyasından bir haber milliyetçilik dersleri veren
Sinan Oğan.
Küçük düşürücü, kaba saba sözlerle insanları rencide etmeye kalkmış. Yazık demek bile zül. Keşke
gidip görse, keşke insanların ne şartlarda bu törenleri yaptığını bilse. Öyle cilalı parke döşenmiş
salonlardan siyaset yapmakla ve insanları hor görmekle nereye gidebileceğini bir anlasa Sinan Oğan.
Hem Trük milletinden hem de İspir ve Bozan köyü halkından kocaman bir özür dilemeli Sinan Oğan…