Defalarca karşı çıkıp haber yaptım. Türkiye Cumhuriyeti’nin devrim kanunları hale yürürlükteyken, imamlar cami dışında dini kıyafet giyemezken papazların kendi kıyafetleri ile gelip Mudanya’da Tirilye’de fink atıp ayin düzenlemelerinin yanlışlığını.

Bunlara Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın çanak tutmasının da akıl tutulması olduğunu. Zaman zaman da bu nedenle tepki gördüm. Hiç de umurumda değil. İsteyen istediğini söylesin. Bu iş yanlış arkadaş!

Sanırım 2004 ya da 2005 olacak o yıllarda yaşanan bir vakayı aklıma getirdi bu bayrak yırtma alçaklığı. Tirilye Belediye Başkanı Ali Turan o dönem. O günlerde yaşanan bir krizle ilgili Ali Başkanı aradım. Olayı bizzat kendi ağzından dinlemek için.

Mübadelenin ardından Tirilye’den Yunanistan’a giden Rumlar Nea Tirilye (Yeni Tirilye) diye bir kasaba kurmuşlar:

Bizim Tiriyle ile neredeyse aynı. İşte o kasabanın 2004’lü yıllarda Eleni diye bir belediye başkanı var. O başkan çıkıp bir kampanya başlatıyor.

 Ege’nin karşı yakasındaki kardeş halkımız Kardaka Kürtlerinin lideri Abdullah Öcalan Türkler tarafından tutsak diyerek PKK’nın eli kanlı bebek katili lideri Öcalan için özgürlük kampanyası başlattı.

Bunun üzerine işte o dönemin Tirilye Belediye Başkanı Ali Turan hızla meclisi toplayarak Nea Tirilye ile Tirilye arasındaki kardeşlik anlaşmasını askıya aldı.

Ali Turan dönemin Valisi Oğuz Kağan Köksal’a bu adımı atan Eleni isimli belediye başkanı kınayan bir metin gönderdi. Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile metin Yunanistan’a gönderildi.

Türkiye’nin verdiği sert tepki üzerine o belediye başkanı soruşturma açılarak görevden alındı. Daha sonra bu ırkçı saldırgan tavrı nedeniyle hapis yattı. Aradan bir süre geçti. Yerel Gündem 21 etkinlikleri düzenliyor Tirilye Belediyesi.

Halk oyunları vs festival anlayacağınız. Yunanistan’dan 500 kişilik bir grup geliyor ve aralarında papazlar da var.

Papazlar ayin düzenlemek istiyor Tirilye’de izin vermiyor Ali Turan. Gidin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden izin alın diyor.

Papazlar Fener Rum Patriği’nin de aracılığı ile konuyu dönemin Bursa Valisi Nihat Canpolat’a iletiyor. Canpolat, Ali Turan’ı arıyor. Konuyu soruyor. Ali Turan’ın tavrına destek veriyor ve “Yüz verme o papazlara” diyerek kapatıyor telefonu.

Papazların itirazlarına sert çıkan Turan, “Türkiye Cumhuriyeti Devrim Kanunları yürürlükte. Sizi değil makamımda Tirilye sokaklarında bu kıyafetlerle dolaştırmam” diyerek ağızlarının payını verip gönderiyor.

Daha sonraki yıllarda Tirilye Belediyesi kapatılıp mahalle olarak Mudanya Belediyesi’ne bağlandı. Ali Turan son başkan olarak tarihe geçti. Aradan zaman geçti CHP’li Hayri Türkyılmaz Mudanya Belediye Başkanı seçildi.

 Papazlar tarih boyunca bulamadıkları yüzü Hayri Türkyılmaz’dan bulmaya neredeyse iki üç ayda bir ayin yapmak için Mudanya’ya gelmeye başladılar.

Türkyılmaz, işini gücünü bırakıp Büyükada’da Çipras’ın katıldığı ayine koştu. Papazlar ne istiyorsa Türkyılmaz’dan almaya sıradan ayinleri bırakıp denizden haç çıkarma ayinleri yapmaya başladılar.

Her zaman başmisafirleri de Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz oldu doğal olarak.

Evet, şimdi vakti geldi soralım. Atatürk ve bayrak istismarının zirvesinde olan Hayri Türkyılmaz, bu alçakça saldırı üzerine meclisi toplayıp bir kınama metni yayınlayacak mısın?

Nea Mudanya ile kardeşlik ilişkilerini askıya alacak mısın? Fener Rum Patriği dostuna şöyle okkalı bir mektup yazacak mısın?

Çıkıp kamuoyuna bu alçaklar özür dileyip o ırkçı vekile gereken cezayı vermeden bir tek papazı bu sokaklarda dolaştırmam diyecek misin?

Yoksa gücün sadece Suriyeli zavallı sığınmacılara mı yetiyor? Türkiye’ye bayrağına sövenlerle dostluk arkadaşlık etmek seni rahatsız etmiyor mu Türkyılmaz?

Buradan Ali Turan başkana bir kez daha milli duruşu adam gibi tepkisi nedeniyle kutlayıp aynısını Hayri Türkyılmaz’ın vermesini beklediğimizi aktaralım.

Bu aşağılık zihniyet asla düzelmez!

Tarih boyunca Yunanistan’dan Türkiye ve Türkler hep düşmanlık gördü. Her defasında el uzatmasına rağmen kahpelikle karşılık verdi bu alçaklar.

İçlerindeki pislik her fırsatta yüzlerine, hareketlerine yansıyor.

İşte Avrupa Parlamentosu'nda (AP) aşağılık bir adam çıkıp uğruna can verdiğimiz, dalgalansın diye evlatlarımızın oluk oluk kanlarının aktığı ayyıldızlı bayrağımızı yırtma küstahlığını gösterdi.

Faşist ve ırkçı Yunan milletvekili Loannis Lagos… Tıpkı her fırsatta gâvurluğundan geri kalmayan diğerleri gibi içindeki lağımı AP’de ortaya döktü.

Kimse barıştan komşuluktan falan bahsetmesin arkadaş. Türk milleti hiçbir millete bugüne kadar düşmanlık yapmadı, bundan sonra da yapmaz.

Ancak Yunanistan’daki bu ırkçı faşist lağımlara da anladıkları dilden konuşmak lazım. Devletlerarasında ilişkiler mütekabiliyet esasına göre ilerler.

Maalesef Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar Yunanistan’la olan ilişkilerini böyle sürdürmedi. Atina’da camiye izin verilmezken İstanbul’un göbeğinde Fener Rum Patrikhanesi hep açıl kaldı. Her türlü faaliyetine izin verildi.

Batı Trakya’da Müslümanlara Türklere adeta nefes alma imkanı vermezken ve en doğal istekleri olan müftülerini seçmelerine izin verilmezken Türkiye buna karşılık asla Rum vatandaşlarını aynı dilden konuşmadı.

Ancak her hoşgörünün bir sonu vardır ve olmalıdır. Uğruna canlarımızı verdiğimiz bayrağımızı yırtan bu alçakları asla affetmemeliyiz. O bayrağı alıp tüm milletimizden bin defa özür dilemeden. O vekile en ağır cezayı vermeden…

Yunanistan artık ciddi bir sopayı hak ediyor ve o sopa Ege adalarından bu alçakları söküp atmakla başlamalı.

Bu şımarıklığın sonsuza kadar sürmeyeceğini anlamalı Bizans kalıntısı yobaz ırkçılar….