CHP’de değişim başladı. Değişimi Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu ülkede demokrasinin gelmesi için her türlü mücadeleyi verdik, vermeye de devam ediyoruz. Partide ciddi değişiklikler olacaktır. Değişim olacaktır. Hiç kimse bundan endişe duymasın.” Sözleri haber veriyor.

Muharrem İnce ve destekçilerinin imza kampanyası bütün hızıyla sürüyor. Bu hafta içinde yeter sayıdaki imzayı toplayıp kanunlar karşısında boşluk kalmayacak şekilde teslim etmeyi planlıyorlar. Böylece CHP’de seçimli kurultaya gidilmesi bekleniyor. Görünen odur ki böyle bir şey olursa Kemal’in koltuğu ciddi biçimde tehlikeye düşecektir. Kılıçdaroğlu’nun söylediği “Partide ciddi değişiklikler olacaktır. Değişim olacaktır.” Sözleri böyle bir seçime ve koltuğu bırakacağına yoruluyorsa büyük bir hataya düşülüyor demektir. Çünkü işin aslı mutlaka başkadır.

Gelin bu sözleriyle ne anlatmak istediğini yorumlayalım. Tanıdığımız kadarıyla Kemal o koltuğu bırakmaz. Bırakmayacağına göre de bahsettiği değişim CHP’nin Genel Başkanı değişikliği değildir. Öyleyse Kemal bir tezgâh geliştirmiş olmalı ki değişimden bahsetmektedir. Bu değişim Muharrem İnce ve destekçilerinin yani Kemal’e karşı olan grubun tasfiyesi veya tensikatı ya da tenkisatı olabilir. (İki kelimeyi aynı zannetmeyin dikkatle okuyun, bilmiyorsanız lügate bakın. Daha hayırlısı Osmanlıca öğrenin) Diğer bir ihtimal ise parti tüzüğünde bazı değişiklikler yapılarak kendi koltuğunu sağlama alma olabilir.

Ne var ki, bu değişiklik her ne olursa olsun “Ben görevi bırakıyorum. Kurultaya gidiyoruz. Aday da olmayacağım.” Nevi bir değişiklik olmayacaktır. Apla gibi yapacak olsa emin olun ki en yakınındakiler derin bir oh çekecek ve “Siz nasıl uygun görürseniz efendim. Derhal öyle yapalım.” Diyerek buna cephe alacaklardır. Kemal bunu göze alacak biri değildir.

Yapacağı şey, yerel seçim silahını kullanarak veya Enis Berberoğlu’nu bahane ederek bir kargaşa yaratarak seçimli kurultaydan sıyırmak olacaktır. Bu dediklerimi dikkate alın. Dediydi dersiniz.

Yok, eğer çıkıp “Ben Genel Başkanlığı bırakıyorum. Aday da değilim.” Diyerek seçime giderse bu köşeden özür dileyeceğim. Beyan ederim.

İnşallah Kemal beni şaşırtır, ben de özür dilemek zorunda kalırım. Ancak ona bir sözü hatırlatmak da istiyorum;

“Marazın tedavisi ilmi ve fenni bir tarzda olursa şifabahş olur. Yoksa bilakis maraz müzmin olur ve gayr-i kabil-i tedavi bir hale gelir.”

Kimin söylediğini bilmez ve ne dendiğini anlamaz. O nedenle ben açıklayayım. Bu laflar Gazi Mustafa Kemal’e aittir. (Atatürk'ün Maarife Ait Direktif/eri, 1939, s. 8-9.) Meali de şudur;

“Hatalığın tedavisi ilmi ve fenni bir şekilde olursa iyileştirir. Aksi halde süreğen olur ve tedavisi imkânsız hale gelir.”

CHP’deki koltuk hastalığı, diğer bazı başka hastalıklar gibi müzmindir.