SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP’de tesbih koptu

Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2021 20:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2021 20:44

Ortada fol yok yumurta yokken ana muhalefet lideri ve “dostları” bir slogan geliştirmiş hemen her toplantıda, basın açıklamasında iktidara “yönetemiyorsunuz” diyordu.

Yönetemiyorsunuz” sözünün ardından kesinlikle “erken seçim” isteği geliyordu.


Ocak ayında son kitabının tanıtımı için röportaj veren eski genel kurmay başkanı İlker Başbuğ “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” diyordu.

İstanbul sözleşmesi meselesinde darbelerden sabıkalı kurum olan TÜSİAD’ın başkanı Simon Kaslowski ve 28 Şubat figüranı biracı Özilhan iktidarı uyaran açıklamalar yapıyordu.
 

Ülkemizin kalabalık taraftar gruplarını barından, Gezi eylemlerinde yeteri kadar kullanılmış spor kulüpleri İstanbul Sözleşmesi hakkında açıklamalar yapıyor, konuyu taraftarlarına anlatma gayretine giriyorlardı.

126 emekli ve papyonlu Monşer Kanal İstanbul ve Montrö üzerinden bir araya gelip parmak sallıyordu.

Ardından alışık olduğumuz üzere bir gece vakti emekli amiraller diğer tüm darbelerde olduğu gibi “Yüce Türk Milletine” diye başlayarak Montrö, Kanal İstanbul, Kemalizm, sarıklı general gibi gerekçelere gizlenmiş esas söz sondan bir önceki paragrafta anlatılarak “Aksi halde” diye başlayarak karışmam bak ha yapmıştık yine yaparız diye okunabilecek bir bildiriyle gündeme geliyordu.
 

Bildiride imzası olanlar ilginç kişiliklerdi; 4 tanesi CHP üyesi, biri İP in HDP ile anayasa çalışmasını yürüten vekili Ahmet Erozan’ın danışmanı, bir tanesi Kemal beyin rozetini grupta taktığı “PYD laiktir, sınırda komşumuz olsa ne olur sanki” rahatlığında ABD amirali ağızlı bir tip, bir diğeri Mavi Vatan sınırlarının oluşmasında emek vermiş bir tipti. 

Bildiriyi yayınlayanlar çeşitli figürler sergileyerek kıvırmaya çalıştılar soruşturmada ama onlara siyasi ve ideolojik destek gecikmeden geldi

CHP üyesi 96 emekli milletvekili amirallerin bildirisini destekleyen bir bildiri yayınlıyordu. 

Darbe, bildiri gibi konu ortaya çıkınca yuvası karıştırılmış karınca sürüsü gibi CHP’liler çıkıyordu piyasa
 

Bunlardan Aykut Erdoğdu adlı CHP vekili “Ben bunların yargılandığını göreceğim. Bütün yargılamaları TRT ekranlarından canlı vereceğiz” diyordu. Söylerken salyaları akıyor ama sıkılmadan Cumhurbaşkanı ve AK partilileri tehdit ediyordu.

Ardından “128 milyar dolar nerede” adlı 1950-60 lı yıllardan kalma oyun tekrar sahneye koyuluyordu.
Darbeler ve CHP konusunda taze hafızaya sahip olan bizler için 128 milyar doların karşılığı “12 uçak dolusu altınla kaçarken yakalandı” iftirasına maruz kalarak idamlı hayatı çalınan rahmetli Menderes dönemidir.

Benzeri bir senaryoyu başka nerede görmüştük? Evet 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Marmaris’ten sağ olarak yakalamaya giden vatan haini FETÖCÜ teröristler, FETÖ’nün önemli teröristlerinden Akın İpek’in otelinde külçe altın kalıpları, yüklü miktarda dolar ve Euro hazırlamışlardı.

Plan şuydu; Erdoğan’ı sağ ele geçirmek istiyorlardı. Alınacak acil tedbir, Erdoğan'ı behemehâl itibarsızlaştırmaktı. Erdoğan altın yüklü uçağa götürülecek, kasalar dolusu külçe altınlarla fotoğrafları çekilecek ve “Erdoğan tonlarca altınla yurt dışına kaçarken yakalandı” yalanı hızla yayılacaktı. Uluslararası ajanslar, bu alçaklığı derhâl servise koyacaklardı. İçeride yayın yapan FETÖCÜ kanallar bu yalanı yaymaya başlamış, İP’in sosyal medya sorumlusu görevine terfi eden FETÖCÜ bir alçakta bu asılsız yalanı yaymakla görevlendirilmişti.

Adamların fikir üretme kabızlığını, şabloncu kafalarını görüyorsunuz değil mi? Aradan yıllar geçmiş bunlar hala aynı senaryoya sadık kalarak iktidar olacaklarını sanıyorlar.

Olay burada bitmedi elbette bir de Engin Altay adlı CHP milletvekilimiz sahne almalı, “beceremediniz bana bırakın” kıvamında TV’ye çıkarak “Erdoğan’ın sonu Menderes gibi olmasın” diyordu.

Aslında gerçek CHP buydu.
Orijinal, organik, doğal CHP tamda buydu.

Son yerel seçimlerde Millet İttifakı iki ajansla seçimlere hazırlanmıştı.
Biri ABD’li bir firma diğeri benim de eski/Ex mahallemden ve bizim Şehrimizden bir reklamcıydı.
Bu reklamcının adı: Ateş İlyas Başsoy, bu arkadaş yerel seçimleri nasıl kazandıklarını anlatan ikide kitap yazdı. Bu kitaplardan ilkini çok keyif alarak okumuştum,

Kitapta özetle, seçimi kazandıran iki yöntemden bahsediyordu. “Radikal sevgi”,
“Diyalojik iletişim”
Kitap da şöyle bir paragraf vardı (Kitabı bulamadım ezberden yazıyorum)

Yazar, CHP örgütlerine gidip seçim çalışmasında yer alacak ekiplere dersler veriyor ve bu derslerde Radikal sevgiyi anlatırken; 
“Radikal Sevgi, “bir şekilde” karşı kampta yer alan milyonlarca insanı ötekileştirmemek, bloklaştırmamak, Sevginin köküne inmek, karşılıksız kök sevgiyi aramak ve bizi sevmemeye şartlandırılmış kitleleri anlamaya gayret etmektir, yani bir AK Partiliyi de, bir trolü de, bir diktatörü de sevebilmeliyiz diye her il ilçe il örgütünde anlatınca CHP lilerin hemen hepsinden müthiş tepkiler aldığını da anlatır kitapta, hatta “seviyor gibimi yapacağız hocam” gibi sorulara sık sık muhatap olur.

“Hocam biz buna katlanamayız, bir AK partiliyi nasıl severiz, bunu nasıl söyleriz bu iş çok zor” diyen CHP üyelerine tesbih çekerek rahatlamalarını önermişti, hatta seçim boyu tesbihleri yanlarında taşımaları önerilmişti.


Seçim bitti ve CHP fabrika ayarlarına döndü
Tesbihin ipi çok gerilmişti ve koptu.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.