SON DAKİKA
Hava Durumu

CHP’nin ateşi üfleyerek sönmez!

Yazının Giriş Tarihi: 05.08.2020 20:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.08.2020 20:44

Siyasetin siyaset zemininden alınarak başka zeminlerde ve ahlaksız oyunlarla dizayn edilmesi, bugün siyasette yaşanan sorunların kemikleşmesinin nedenlerinin başında yer alır hiç kuşkusuz.

Deniz Baykal, siyasetteki başarısızlığı ile ya da yenilgileri nedeniyle değil de siyaset dışı oyunlarla oyun dışı bırakılmasının ardından Baykal’a sahip çıkıp bu işler siyasette sonuç vermeyecek demek yerine yalandan bir Gandi rolü oluşturup onun rüzgarına kapılmasıyla birlikte CHP, bugün yaşadığı derin sorunların ateşini yakmıştı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaset komplosunun ardından esen rüzgarda CHP’deki iktidarı ele geçirmesi ile başlayan ve ilmek ilmek işlenen süreç bugün kendisini her kurultayın galibi ancak her seçimin mağlubu bir figür haline getirdi.

CHP’de Deniz Baykal’ın gitmesiyle partide ulusalcı ve Kemalist kanadın tasfiye süreci de adım adım uygulandı. Parti bugün kabul edin etmeyin bir mezhebin hegemonyası altına girmiş durumda. Gerek parti yönetimi, gerek delege ağırlığı, taşra örgütlerinin yapısı ve üye yapısıyla gelinen nokta net bir şekilde ortada ve ister kabul edin ister etmeyin, bu yapıyla CHP bir daha yüzde 25’i falan görmez, göremez.

Son yıllarda CHP’nin toplumda kabul gören yüzleri arasında ilk sırayı Muharrem İnce alır. Arada onca deve dişi isim gelip geçti gitti. Büyük sükse ile parti yönetimine, meclis grubuna dahil olan onlarca isim kısa sürede yıprandı ve dayanamayarak siyasetten çekilmek zorunda kaldı.

Oysa Muharrem İnce direndi. Varlığını kabul ettirdi. Sokak ağzıyla yaptığı siyaset, ortalama Anadolu dilini kullanması, tribünlere yönelik hareketleri ile tabanında bir sempati oluşturdu. Kabul gördü. Ortaya koyduğu çok önemli bir siyaset ya da teori olmasa da sol siyaset bir şekilde İnce’yi sevdi.

CHP yönetimi zihniyetini aslında son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde net ortaya koydu. Muharrem İnce’nin popüleritesi ve oluşturduğu tehlikeden kurtulmak için onu Cumhurbaşkanı adayı yaparak rezil etmek istedi. O da olmadı İnce partinin çok üstünde bir oy aldı.

 Ancak genel başkanını cumhurbaşkanı adayı gösteremeyen CHP’de İnce ve ekibini tasfiye etmek için eline geçen kozu iyi kullandı ve İnce’nin ekibinden hemen hemen kimseyi vekil yapmadı, parti yönetimine almadı.

Tüm bu yaşananlara rağmen İnce, CHP’deki popülaritesini kaybetmedi. Son kurultayda kendisinin tuvaletlerin önünde bir yere oturtulması ve partinin tamamen mezhepçilere adeta teslim edilmesi bardağı taşıran damla oldu.

Beklenmeyen bir şekilde Muharrem İnce bir kez daha siyasetin gündemine düştü. Millet ittifakında AK Parti’den kopan isimlerin kurduğu iki partiyle ilgili eller ovuşturulurken bir anda CHP’nin bölünme riski ortaya çıkıt iyi mi?

Muharrem İnce öyle sine sine değil dikine dikine yürüyor. Parti kurma iddialarını hiç reddetmedi ve hep açık kapı bırakarak konuştu. Son olarak da parti kuracağını net bir şekilde gösterdi.

İnce’nin harekete geçmesi mezhepçi siyasileri oldukça ürkütmüşe benziyor. CHP’nin mezhepçileri günlerdir hem İnce’ye yürüyor hem de İnce’nin CHP’den oy kaydıramayacağını yüksek sesle dillendiriyorlar. Eeee CHP’yi etkilemeyecekse yok sayın gitsin. Ama onlar da biliyor partinin ulusalcıları ve Kemalistlerinin gelinen noktadan duydukları rahatsızlığı.

İstiyorlar ki Kemalist ve Ulusalcılar kalıp oy vermeye devam etsin ama parti yönetimlerine girmesin, hep kenarda dursunlar. O işte her zaman olmuyor tabi. İnce rüzgarı yakalayıp Kemalist ve Ulusalcıları CHP’den yanına çekebilirse, CHP büyük darbe yiyecek.

 Orada oluşacak bir umut CHP’yi baraj altına bile çekebilir. Dahası marjinal Barış Partisi ya da ÖDP gibi bir parti haline getirebilir. Ya da bunların hiç biri olmayabilir ve İnce siyaseten tarihe gömülür. Ama İnce’nin CHP tabanında ve tavanında oluşturduğu tedirginlik CHP’nin önümüzdeki süreçte ciddi sorunlar yaşayacağının bir göstergesi.

Ve bu ateşin üfleyerek sönmeyeceğini göstermesi açısından Muharrem İnce’nin son attığı tivit oldukça önemli. Parti kurmayacak denen İnce, kendisini bölücülükle suçlayan mezhepçilere çok sert bir şekilde yanıt verdi; "Değişime imza veren Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını, Kurultay Delegelerini dışla sonra dostlarınla hayal kur. Bölücü olan kim?"

Bu kavga burada bitmez ve daha da ateşlenir ve bu ateş üfleyerek sönmez.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.