Geçen haftalarda İzmir’de bir densizin minareden ‘Çav Bella’ çalmasını günlerce tartışmıştık.

O günlerde medyaya düşen resimli bir haber vardı. CHP İzmir gençlik kollarından bir grup genç, küçük bir caminin dış cephesini boyuyorlardı. Son zamanlarda CHP’nin akredite ettiği gazetelerden olan Karar gazetesinin bu haberi özellikle öne çıkardığına dair şüphelerim var…

Bu haberle zımnen şu söyleniyor: Artık CHP eski CHP değil. Din karşıtı CHP’ye karşı oluşturulan söylemin de zamanı geçti. CHP çok değişti.

CHP’nin yeni ittifaklarının yürüyebilmesi için ırkçı, laikçi, dini sembolize eden her şeyden rahatsız olma şeklindeki klasik söyleminin değişmesi gerekiyor. Kararın da içinde bulunduğu, saadet partililerin, muhafazakarlardan oy almayı uman gelecek ve deva partilerinin gönül rahatlığı ile destekleyeceği bir CHP’yi el birliğiyle yaratmak için imajmakerlik yapıyorlar.. Şimdilik Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu domine edebiliyorlar, ama alt yöneticilere ve kitleye söz dinletebileceklerini söylemek zordur.

Bunun işaretlerini Kılıçdaroğlu’nun dün ki grup konuşmasında görebiliyoruz:

“Kısır tartışmalara girmeyin derken, inanç işlerine, Diyanet İşleri, müftülük, kilise, cemevi... Bu tartışmaların hiçbirisine girmeyeceğiz. Bu tartışmaların tamamen dışında kalacağız. Neden? Herkesin inancına saygılıyız da ondan. Herkesin inancına saygılıysak bu tartışmalar sadece iktidarın tetiklediği ve bizim de tartışmalara taraf olursak bizim de başı olduğumuz bir konum ortaya çıkar. Bu tartışmalara girmeyeceğiz. Asker... 'Genelkurmay şunu yaptı, asker bunu yaptı.' Buraya da girmeyeceğiz. Camiye, kışlaya siyaset girmeyecek, yargıya siyaset girmeyecek dedik. En başından beri söylediğimiz budur."

Kılıçdaroğlu’nun çağrısı tabana doğru ne derece yansır, göreceğiz. Ben de bu sürece naçizane birtakım tavsiyelerle katkıda bulunmak istiyorum:

1. Öncelikle İBB başkanının ‘Yasin’ okuma sürecinin devamını getirmelisiniz. Dini merasimlerde daha çok etkin olmalıdır. Misal: Ayasofya’da belirli aralıklarla tehiyyetül mescid namazı kılması çok etkili olur.

2. Muharrem İnce’nin CB adaylığı sürecinde söylediği ‘En az 50 kere kılmışımdır’ dediği namazlara bir 50 daha eklemesi ve diğer yöneticilerin de 50’leri eklenmelidir.

3. İslam Dininin yerleşik uygulamasına ve dindarlara birtakım eleştiriler getiren insanlardan zinhar uzaklaşmak zorundasınız. Hatta Erdoğan’ın, ‘Güncellemek gerekir’ söylemine ilk karşı çıkanlar siz olmalıydınız. ‘Dinime dokunma’ kampanyası düzenlemeliydiniz. Bizim dinimiz mükemmeldir. Selef-i Salihin’in yolu evrenseldir’ demelisiniz. Dindarların kendileri yenileşme / güncelleme çalışmalarını yapsa da siz asla bulaşmamalısınız. Çünkü bu konuda siciliniz çok bozuktur. Ağzınızdan çıkan en makul öneri bile saldırı olarak değerlendirilecektir.

4. Dindarlarla iletişiminizi ortalama bir Sünni dindar Müslüman düzeyinde tutun. Din mühendisliği yapmayın. Bunu hissettirmeyin bile.

5. Koyun gözü nakli yapılan Erzurum’lu’nun dediği, “Ot cörende gözüm gayiir” gibi, sizin partinizle uzaktan yakından ilgili her insana ‘Din konusunda olumsuz paylaşım yapma ve beğenme yasağı’ getirin. Riayet etmeyene kapıyı gösterin.

6. Diyaneti övün. Sahip çıkın. İmamları asla eleştirmeyin. İmamların aldığı maaşları başa kakma ibadetinize ara verin. Bunun şakasını bile yapmayın. Herkes yapsa bile siz yapmayın. Bu konuda da sicilinizin bozuk olduğunu asla unutmayın. Kurucu genel başkanınızın, dini kontrol etmek için kurduğu oluşturduğu bir kurumun sanki gayri meşru bir haraç kurumu olduğuna dair propagandalarınızı affettirin. Unutturun.

7. Diyaneti, sünni paradigmaya uygun şekilde sizin oluşturduğunuzu unutmayın. Alevilerin diyanette temsil edilmesi gibi bir argümanı seslendirmeyin. Bu size Alevilerden ekstra oy kazandırmaz. Bu topa hiç girmeyin.

8. Sık sık özeleştiri yapın. 30’lu yıllardaki uygulamalarınız için, Milli şef dönemi faşist uygulamalarınız için, darbelerdeki rolünüz için… Bunu yaparken, bugün de bu zihniyetten derin bir pişmanlık duyduğunuzu eylemlerinizle gösterin. Misal: Adnan Menderes’in mezarına gidin. Kur’an Mevlüt okutturun. Mümkünse sizden birisi Kuran okusun. Bunu her yıl adet haline getirin.

9. 90’lı yıllarda başörtüsü yasaklarında oynadığınız roller için etkin pişmanlık gösterin. Hayatlarını söndürdüğünüz kadınların gönüllerini alın. Bu dönemde etkin rol üstlenen kişileri partinizden ihraç edin.

10. 15 Temmuz’a kontrollü darbe demeyi bırakın. 15 Temmuz sanıklarını asla savunmayın. Mümkünse davalara TC adına müdahil olun. Çünkü en ufak bir sahiplenmeniz insanların sizin hakkınızdaki kadim yargılarının geri dönmesine sebep olacaktır.

….

Bu ve benzeri tavsiyelere en az beş yıl hiç aksatmadan uyarsanız ve Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘Halka Umut verirseniz’ belki caminin dış cephesini boyamak gibi ucuz propagandalardan medet ummazsınız.