Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde “Biz bize yeteriz Türkiyem”  kampanyası başlatıldı. 
Çok yerinde isabetli bir adım oldu. Koronavirüs salgını nedeniyle milletimiz tehdit altındayken, milletimizi bir kez daha birbirine kenetlemeyi, yardımlaşmayı, imeceyi ve milleti millet yapan değerlerin bir kez daha ortaya çıkmasını sağlayacak kampanya, her zaman olduğu gibi milletimizin büyük ilgisi ve desteği aldı. 
Tabi bir kesim var ne yaparsanız yapın bunlara beğendirmenin imkanı yok. Hiçbir şey bulamazlarsa kendi gölgeleriyle kavga eden bir zihniyet.
 Yolda ayakları takılsa hükümetten bilen, normal yolla iktidar göremedikleri için akılları hala darbelerde sıkıyönetimlerde olan zihniyet. 
Bunların uzantıları sosyal medyada kampanya ile birlikte hükümeti istifaya çağırmaya kalkıyor. Milleti de üstlerine güldürüyorlar. 
Hele bir kesim var sanki kafalarına silah dayayıp yardım kampanyasına katılmaya zorlanıyorlar. Neymiş efendim zırnık yokmuş. 
Ya sizin o pis zihniyetinizin zaten böyle milletin tertemiz imecesinde yeri yok. 
Buradan kimse tüm solcuları ya da tümden belli partileri hedef aldığımızı düşünmesin. Türk milletinin feraseti sağcısında da solcusunda da yeter de artar dünyaya. 
Sözümün her defasında kendi milletine kendi devletine kinini kusan, alçak bir kesim var onlara. 
Dahası da var tabi. Belli bir kesim de Türk devletinin bu koronavirüs salgınına yenileceğini, batacağını bekliyordu. 
Ama ilk günden itibaren devlet devletliğini yapıyor ve dünyaya devlet nasıl olur gösteriyor. 

Türkiye’nin yeniden IMF’ye el açmasını, IMF’nin kapısına gitmesini bekliyorlardı ama avuçlarını yaladılar. 
Dünya bankası ve IMF virüs salgını başladıktan sonra dünya devletlerine fon ayıracağını duyurduktan sonra Türkiye’nin ilk vakayı açıklamasını bile kara propagandaya çevirdi bunlar. 
Utanmadan para için devletin gizlediği koronavirüsü açıkladığını söyleyecek kadar da alçaldılar. 
Hayalleri yıkıldıkça yıkıldı. Ve umutlarını kestikleri noktada devlet millet el ele vererek başlatılan kampanyayı karalamaya başladılar. 
Ama bu psikiyatri biliminin ilgilenmesi gereken kesimin tüm hezeyanlarına rağmen her geçen gün devletin başlattığı kampanyaya milleti sahip çıkıyor. 
İşte tam da bu noktada kamunun her alanında gerek seçilmiş gerek atanmış her kim varsa çift ve çoklu maaş alan, bunların ortadan kaldırılmasının zamanıdır. 
Kişi aldığı en yüksek maaşı almaya devam etsin ve geri kalan diğer ek maaşlar kesilsin. 
Madem varlıkta ve yoklukta milletiz.

 En azından bu ikinci üçüncü ya da daha fazla olan maaşları millete bırakmanın vaktidir. 
Hepimiz bu geminin içindeysek hepimiz aynı cefayı çekmek durumundayız. 
Zaten bu çoklu maaşlar toplumda tepki görüyor, insanların motivasyonun bozuyor.
 Haklılığı çok tartışma götürür bir durum. Beğenmeyene de devlet yol verir. 
Devlet sahipsiz personelsiz kalmadı kalmaz. 
Kimsenin de hacetinden boncuk çıkmaz.