Medyada Cübbeli diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, ‘Her Bir Uzuv İçin Okunması Münasip Şifa Ayetleri’ (Cübbeli Ahmet Hoca yayıncılık) adı ile yayınlanmış bir kitabı var. Kitapta mealleri verilmeyen ayetler bazı uzuvlardaki hastalıklara ve sıkıntılı durumlara şifa olarak öneriliyor. Nasıl uygulanacağı da tarif ediliyor.

Bu ayetlerden bir kısmı da penise (erkek tenasül uzvu) iyi gelen ayetlermiş. İyi gelen dediğim ereksiyon sorununu ortadan kaldıran ayetlermiş.

Bu ayetlerden birisi Bakara 260. Bu ayette Hz. İbrahim’in Allah’a ‘ölüleri nasıl diriltiyorsun’ sorusuna karşılık olarak Allah’ın ‘4 kuş al..’ şeklinde verdiği cevap ve Hz. İbrahim’e ölüleri nasıl dirilttiğini bir örnekle anlattığı durum anlatılıyor.

Cübbeli hocaya göre ise bu ayet ölü kuşların dirilmesinden bahsettiğine göre bir vaazında kendisinin de kullandığı, argoda ‘kuş’ diye tabir edilen penise okunursa, ya da bir suya okunup sürülürse (doğrudan okunmasının yüksek doz etkisi yapma riskine karşı sulandırarak okumayı öneriyor) ereksiyon sağlanacaktır.

Bir diğeri de Adiyat süresi. Bu sürede çılgınca koşan atlardan bahsediliyor. Hoca buradan da bir ereksiyon çıkarabilmektedir. Koşan atlardan hiperaktif penise gidebiliyor. Kişinin fikri neyse tevili de o oluyor…

 

Bunları neden şimdi yazıyorum? Sonuçta bu hocanın söylediklerine gülüp, sövüp geçiyoruz. ‘Gündem etmeye ne gerek var?’ diyebilirsiniz.

Daha önce de onyüzbinmilyon kere buna benzer cinayetler işlemiş bu hocaya ve benzerlerine artık ‘dur’ diyecek birilerinin çıkmasının zamanının gelmesi gerektiğini düşündüğümden yazıyorum. Diyanet işleri başkanlığı, İlahiyat fakülteleri ne iş yapıyor?

Bunları bir İslam düşmanı yazsa/ söylese ‘Dinsel değerlere hakaret’ ya da ‘başkalarının kutsal değerlerine hakaret’ ettiği gerekçesi ile topa tutulur, hakkında davalar açılırdı.

 

Daha ne yapmasını bekliyoruz? Kur’an ayetlerini belden aşağıya tutanları ‘Kur’an’a saygısızlık yapmak’la suçlayan bir toplumun hoşgörüsü bu kadar çok mudur?

Yoksa insanların işine mi geliyor? Penis büyütücü veya cinsel azdırıcı adı altında her türlü şarlatanlığa balıklama atlayan bazı erkekler buna da mı balıklama atlamışlardır? Yoksa hocadan büyüyen ekonomileri oranında büyüyemeyen penisleri için bir çözüm bulmasını mı istemişler hocadan? Durum öyleyse ben insanların değerlerine saygısızlık yapmış mı oluyorum? Bu ayetlerin böylesi işlevlerini inkar ederek münkir mi oluyorum?

 

Yoksa bu soytarılıkları açık bir ihanet ve düşmanlıkla birlikte yaptığında mı uyanacağız? Tıpkı Fethullah konusunda yaptığımız gibi mi? Adamın 30- 40 yıldır zırvaladıklarını ve hainliklerini ancak bizim sırtımıza son darbeyi indirdikten sonra anlayabildik. (Kendimi istisna ediyorum. 1980’lerden beri onun ve onun gibilerin tek bir sözüne ve davranışına inanmadım ve bunu hep söyledim, yazdım) Oysa Fethullah her zaman aynı Fethullahtı. Onun her kelimesi sırtımıza indirdiği küçük küçük darbelerden ibaretti. Her sözü, her adımı ihanetinin bir parçasıydı. Bahsi geçen hocanın söylediklerinin ve yaptıklarının Güleninkilerden ne farkı var?

Şimdi soruyorum:  Bu ayetleri bu şekilde yorumlayan Fethullah Gülen olsaydı veya bir ateist / Kemalist/ PKK’li olsaydı sokaklara çıkmaz mıydık? Gazetelerimiz ‘Kur’an’a büyük saygısızlık’ diye manşet atmaz mıydı?

Hükümetin önümüzdeki dönemde paralelle mücadele eder gibi bu türden soytarılıklarla da mücadele etmesini bekliyoruz. Paralel devlet kadar paralel din de bir tehdittir.

Gerçek bir diriliş ve varoluş için ayetleri ruhuna okuyamayan bu yoz zihniyetin ölülerden sonra kendi ölü organlarına ayet okumasına hep birlikte ‘Ohaa’ dememiz elzemdir. Müslüman mahallesinde eline her geçirdiklerini pazarlama cüretlerini ellerinden almanın zamanı gelmiştir ve geçmektedir.

Hayden.

 

‘Diriliş Buluşmaları’

 

İçinde İHH’nın da bulunduğu bazı kuruluşların çeşitli şehirlerde düzenledikleri ‘Diriliş Buluşmaları’ etkinliklerini izliyoruz medyadan.

Ebubekir Sifil, Nureddin Yıldız, Abdulmetin Balkanlıoğlu, İhsan Şenocak, Muhammed Emin Yıldırım gibi isimler katılıyor. İHH’nın bu türden ölüleri ‘diriltme’ işine niyetlenmiş olmasını umutla karşılıyor ve destekliyorum.

Bu vesile ile bahsi geçenlere ‘gerçek bir diriliş’ diliyorum.