SON DAKİKA
Hava Durumu

Cumhur İttifakı nasıl bitti

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2018 21:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2018 21:05
Kıyamete kadar devam edecek bir siyasi ittifak hayal etmek yanlıştır. Her ittifakın başlaması kadar bitmesini de doğal saymak icap eder. İttifakı oluşturan tarafların, kendi görüşlerinden, önceliklerinden vazgeçmeleri yepyeni görüşlere sahip olmaları da beklenemez. Ak Parti ile MHP arasındaki Cumhur İttifakını da, Ak Parti’nin MHP’lileşmesi ya da MHP’nin Ak Partilileşmesi gibi anlamak da son derece yersiz ve yanlıştır.

MHP’nin Ak Parti hükümetlerine yönelttiği en ağır eleştiriler, AB üyeliği için yapılan ve Çözüm Süreci uygulamaları diye özetlenebilir. AB üyeliği için yapılanlar, Türkiye’nin AB’ye alınmayacağının ayan beyan kesinleşmesiyle kendiliğinden durdurdu. Ak Parti’nin AB üyeliğini “yüz yılın en büyük projesi” gibi abartılı, hayali adlandırmalarla sahiplenmesi ve iktidarının ilk yıllarını adeta bu konuya tahsis etmesi, yüz yılın yanlışı olmasa da önemli bir yanlıştı. Sonunda AB’nin zorlaması ile bu yanlış bitmiş oldu.

Çözüm Süreci adıyla Ak Parti’nin uyguladığı siyaset de son derece tartışmalı olmuştu. Beğenenleri de beğenmeleri de vardı. PKK’yı silahlandırmak gibi hayali bir beklentiye dayanmıştı. Tek parti döneminde yapılan bazı yanlışların PKK gibi sorunlara yol açtığı, işte o yanlışların terk edilmesi halindeyse PKK gibi sorunların ortadan kalkacağı varsayımına bağlı idi. Andımızın 2013’de kaldırılması da aslında bu varsayımın bir sonucunda olmuştu. Ancak bu varsayımın tarih analizi yanlış olduğu gibi PKK sorununun birleşenleri bakımından da gerçekçi değildi. PKK’yı kendi başına karar alabilen ve sadece Kürtler için çalışan bir örgüt olarak düşünmek de son derece yanlıştır. Onu büyütenlerin, besleyenlerin kırk yıldan beri bugünlere taşıyanların elbette ondan beklentileri vardı. Nitekim Çözüm Sürecine rağmen PKK’nın saldırılarına devam etmesi, Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli fiili bir durum oluşturması Ak Parti’ye de Çözüm Süreci siyasetini terk etmesine yol açtı. Böylece MHP’nin Ak Parti’ye yönelttiği ağır eleştirilerin iki ana nedeni ortadan kalkmış oldu.

15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi esnasında ve sonrasında Devlet Bahçeli, darbeye karşı hükümetin yanında açıkça cephe almıştı. MHP ile FETÖ zaten kan davalı gibiydi. 2011 genel seçimleri öncesinde MHP yöneticilerinin uygunsuz içerikli kasetlerini yayınlayan FETÖ, MHP’nin seçim barajı altında kalması için bir kampanya yürütmüştü. Ancak MHP’nin seçim barajını aşması FETÖ kampanyasını etkisizleştirmişti. 17-25 Aralık 2013 FETÖ kumpasları reddetmeyen Bahçeli, darbe girişiminde FETÖ’ye cephe almıştı.

MHP içindeki Bahçeli’yi yerinden etme Meral Akşener’i seçtirme çabası ise büyük ölçüde Hükümet desteği ile Bahçeli’nin lehine sonuçlandı. Olağan üstü genel kurula gidemeyen Meral Akşener ve arkadaşları MHP’den ayrılıp İyi Parti’yi kurmayı tercih ettiler. Böylece Bahçeli açısından Ak Parti ile ittifak etmenin önemli bir nedeni daha ortaya çıkmış oldu.

Bütün bu gelişmelerin sonunda iki parti arasında Cumhur İttifakı oldu. Bahçeli’ye yöneltilen ağır suçlamalara, partisinden önemli bir kesimin ayrılmasına rağmen, Bahçeli ittifak konusunda ilkeli davrandı. Ak Parti’nin hayal ettiği ama bir türlü başlayamadığı başkanlık düzeni gibi yönetimi kökten değiştiren önemli adımlar Bahçeli sayesinde gerçekleşti. Yine Bahçeli’nin ittifaka sadakatinden dolayı 24 Haziran 2018 CB ve milletvekili seçimleri ittifakın lehine sonuçlandı.

24 Haziran seçimleri öncesinde MHP’nin kısmi af vaadi sonradan ittifak için önemli bir sorun oldu. Teslim edilmelidir ki bu sorun da Bahçeli’nin “af teklifimiz var ama ittifak için şartımız yoktur” çıkışı ile aşılmış iken, Ak Parti yöneticilerinin, af kapsamına girme ihtimali olan suçlar nedeniyle MHP’yi ve Bahçeli’yi suçlamaları ittifaka ağır bir darbe oldu.

Kabul edilmelidir ki Danıştay’ın “Andımız” kararını ilan etmesi de zamanlama bakımından oldukça etkili oldu. Çünkü Nisan 2018’de alınan karar altı aylık bir gecikmeyle ilan edildi. MHP bakımından Danıştay’ın kararı düğün bayram sayılacak olumlu bir içerikteydi. Ak Parti ise kendisinin kaldırmış olduğu andımız uygulamasının geri getirilmesine rıza gösteremezdi. Üstelik bu karar sadece hukuki nedenlere bağlı değil siyasi bir içeriğe de sahipti. Hükümet bir yönetmelik maddesini bile değiştiremez ise onun nesi hükümettir? Bu karar düpedüz yargı vesayetinin geri dönüşünü haber vermiştir.

Ak Parti yöneticilerinin ittifakın diğer tarafı MHP’nin Andımız hakkındaki tutumunu hesaba katmayan açıklamaları ile ittifak adeta tuz buz oldu. Yerel seçimlerde de ittifak etmeliyiz bunun için biz İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi başkan adayı çıkarmayacağız diye ilan eden Bahçeli, yerel seçim ittifakından vazgeçtiklerini açıkladı. Halbuki Ak Parti için yerel seçim ittifakı gerekliydi.

İstanbul ve Ankara gibi yerleri kazanmak Ak Parti için hayati bir konudur. Bunun yanı sıra Aydın gibi yerlerde Ak Parti ve MHP rekabeti sürekli olarak CHP’nin seçimleri kazanmasına yol açmıştır. Cumhur ittifakı ile CHP’nin lehine avantajlı bir sonuç ortaya çıkmıştır. Siyaset daha çok bir sonuç alma becerisi değil midir? Bu sonuç alınamadıktan sonra, MHP’nin Andımız konusunda söylediklerinin ne kadar haklı ya da haksız olmasının ne kıymeti vardır. Ak Parti yönetimi, yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etme imkânını bu vesileyle kaçırmıştır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.