SON DAKİKA
Hava Durumu

DAĞDER’de tartışmalar bitmiyor!

Yazının Giriş Tarihi: 12.08.2020 20:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2020 20:50

Bursa’nın en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan DAĞDER irtifa kaybetmeye devam ediyor. Başına buyruk hareket ettiği ileri sürülen başkan ile yönetim içinde yaşanan bölünmeler, zaten sürekli irtifa kaybeden DAĞDER’i daha da aşağıya çekiyor.

Sivil toplum kuruluşlarının en önemli görevleri kuruldukları amaca hizmet etmenin yanında kurulu oldukları bölgenin sorunlarına ve hitap ettikleri kitleye duyarlı olmak olarak özetleyebiliriz. Ancak öyle görünüyor ki DAĞDER’de mevcut durum ikbal ve kişisel beklentiler öne çıkıyor.

Bugüne kadar bu konuyla ilgili birkaç tane makale yazdım. Dağ yöresinin akil adamları, büyükleri ve söz sahibi insanları DAĞDER’in her geçen gün eriyişine çare bulmak için gereken adımları atmalı ve bu gidişe bir dur demeliler. DAĞDER, bir kişinin siyasi ve kişisel arzularına kurban edilmemeli.

Bölge insanından adeta kopan ve bölgeyle ilgili elle tutulur bir çalışması olmayan, yönetimini bile tam olarak toplayamayan daha ilerisi bölgeyi kendi arasında bölünmeye meyletmesine yol açan mevcut yönetim yapısı derhal ve zaman kaybetmeden değiştirilmeli. DAĞDER olağanüstü kongreye giderek, kendisini yenilemeli, motivasyonunu yenilemeli.

Gazeteci meslektaşım Ömer Aydın, DAĞDER’in bugünkü durumu için fikir verecek bir yazı kaleme aldı bir süre önce. Bir çok örnek var ama bu da oldukça sarsıcı bir örnek. DAĞDER’in kendi yöre insanına sahip çıkması gerekirken ilgilenmemesini göstermesi açısından kayda değil.

Buyurun o ibretlik yazı;

“Mollafenari Mahallesinde bulunan Osmangazi Belediyesine ait çok amaçlı binanın bir süre önce Mahalle Muhtarlığına tahsis edilmesi ile başlayan süreç, geçtiğimiz günlerde yapılan ihaleyle bir hemşerimizin mağduriyeti ve üzülmesi ile neticelendiğini haber aldık.

Keles Yağcılar Köyü Dernek Başkanı ve DAĞDER Keles Köy Dernekleri Koordinatörü Mustafa Sansa'nın düğün salonu olarak işletmeciliğini yaptığı mekanın hikayesini kısaca şöyle özetleyelim. "Mahallede inşaa edilen binanın yine Mahalle sakinlerinin faydalanması amacıyla Muhtarlığa tahsis edilmesi ve ardından yapılan görüşmeler sonunda yaklaşık 2500 TL gibi kira bedeli ile Mustafa Sansa'ya işletmeciliği verilir. Sürecin başlaması ile gerekli yatırımlar peyder pey yapılarak düğün salonu olarak hizmet vermeye başlar. Ancak geçtiğimiz yılın sonlarından bu yana bir söylenti dolaşmaya başlıyor. Bize de gelen bilgiler şu şekilde.

Mevcut salonun Belediye tarafından ihaleye çıkarılacağı ve bununda DAĞDER'e verileceği, DAĞDER Yönetimi İhaleyi aldıktan sonra yine mevcut yönetimde yer alan Mehmet ve Velye Sevim çiftine işletmeleri için vereceği kulaktan kulağa dolaştı iddialar bu yönde" Gelelim bu güne, geçtiğimiz günlerde yapılan ihale sonucunda Mahalle Muhtarının da girdiği ihalede yaklaşık 2500 TL olan kira bedeli DAĞDER Yönetiminin üstün gayretleri ile 8250 TL + KDV olarak sonuçlandı. Şimdi işletmesini kime verecek merak konusu. İddialar doğru çıkarsa Muhtarlık ile anlaşarak açıldığından bu yana işletmeciliğini yapan ve ciddi yatırımlar yaptığını dile getiren Mustafa Sansa işinden ve ekmeğinden olurken her insan gibi üzüleceği kesin. Kaldı ki Mustafa Sansa DAĞDER ile karşı karşıya gelmemek için ihaleye girmeyi düşünmediğinin de altını çiziyor. Velhasıl DAĞDER Yönetimi mevcut yöneticilerine iş, aş imkanı yaratmak için bir başka hemşerisini üzmek yerine farklı bir alanda imkanlar yaratarak faydalı olmayı seçmeliydi.

HER ŞEY TAMAM...❗

HAYALİ PROJELER YOLDA

DAĞDER Başkanı Yaşar Türk geçtiğimiz günlerde yerel bir gazeteye verdiği özel röportajda bir çok projeden bahsedip renkli bir vizyon ortaya koyarken böyle basit ve bir ailenin geçimini sağladığı küçük işletmelerde ihaleci görüntüsü vermesi yakışmadı. DAĞDER yörenin olduğu kadar bölgenin de göz bebeği bir kurum. Lakin Bursa'nın en büyük STK’sı olarak nitelendirilen DAĞDER'i yönetmek vizyon sahibi olmayı gerektirir. Öyle gazetelere poz verip hayali projeler anlatmak yerine somut bir şeyler söylemek lazım. Mesela Mollafenari Çok Amaçlı Salon ihalesine girilme amacı nedir ve 2500 TL olan kira bedelini 8250 TL ye alarak nasıl bir başarıdan söz edilebilir. Öyle sağa sola tehditler yağdırıp atarlı abi rollerini DAĞDER Başkanına yakıştıramıyorum. Eleştiren insanları (beni) DAĞDER'e almayın, yok efendim polis çağırın gibi basit naralar ile racon kesmeyi bırakıp eleştirilere cevap vermeyi denemek lazım. Eleştiri yapanlara hakaret etmek basitlikten ileri gitmez.”

Kendisi de DAĞDER Yönetiminde görev yapmış bir isim olan Ömer Aydın’ın yanı sıra yakın bir geçmişte istifa eden DAĞDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısının da sosyal medyadan her gün yaptığı açıklamalar gerçekten düşündürücü. Yönetim zaman kaybetmeden kongreye giderek güven tazelemeli. Ya da görevi devretmelidir.

Mudanya’da akıl almaz görüntü!

Mudanya’nın dönüş caddesi olan İpar Caddesi’nden bu fotoğraf. Caddenin ortasına kadar şantiye kurulmuş. Görenler gözlerine inanamıyor. İki şerit olan yol bir şeride düşüyor ve iş makinesi çalışırken o tek şeritte tam olarak kullanılamıyor.

Burada bir inşaat yapılacak ve öncesinde zemin sağlamlaştırma çalışması yapmak için ilgili kişiler UKOME’ye başvurmuş. UKOME, güvenlik açısından sabah 9 ile akşam 5 saatleri arasında tek şeride trafiğin düşürülmesine onay vermiş. Ancak verilen onayda yolun ortasına kadar şantiyenin genişlemesi yok.

Alınan bu izne dayanarak inşaatı yapan kişi ya da kişiler konteynerleri yolun ortasına kadar çekmiş. Gerçekten ibretlik bir manzara. Vatandaş pek tabi ki işini en kolay şekilde yapmak ister.

Ancak kamu idaresi bu işler yapılırken vatandaşın günlük yaşamını en az etkilemesi için gereken önlemleri almak durumunda.

Bugüne kadar ben böyle bir şantiyeye hiç rastlamadım. Dahası rastlayan olduğuna da ihtimal vermiyorum. Şehrin en önemli ve en yoğun caddesinin ortasına kadar gelen şantiye gerçekten çok şaşırtıcı.

Ancak burası Mudanya ve burada aslında hiçbir şeye şaşırmamak lazım. Hemen alt tarafta şehre giriş caddesi de tam iki yıl cami restorasyonu gerekçe gösterilerek tek şeride düşürülmüştü.

O cami inşaatı uzun süredir durmuş durumda ancak gelen tepkiler üzerine kapatılan şerit açılarak trafik rahatlatıldı. Yani yolun ortasında inşaat çalışması ilk değil ancak yolun ortasına şantiye kurulması ilk sanırım.

Son günlerde Mudanya’da trafiği engelliyor diye bu iki caddede park eden araçlar çekiciler tarafından kaldırılıyor. Bir araç kaç saat kalacak ki o caddede? Ama trafiğe engel oluyor diye o araçlar kaldırılıyor. Diğer yandan yolun ortasına şantiye kuruluyor. Ne acayip şeyler oluyor!

Kocan olsun yeter!

Pamukkale Üniversitesi rektörünün eşi için kişiye özel kadro tahsisi yapmasıyla başlayan tartışmalar devam ediyor. Pamukkale’de patlayan skandal Türkiye genelinde bu alanda ciddi bir sıkıntı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 

Son İddia Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nden geldi. Üniversitenin Spor Bilimleri Fak/Rekreasyon bölümü başkanı Osman Gümüşgül’in eşi Ceren Gümüşgül, Rekreasyon bölümü için açılan araştırma görevlisi kadrosu ön değerlendirmesinde sonuncu oldu. Ancak yapılan mülakatta tek asil olarak çıktı. Aynı mülakata çok daha iyi puanlarla giren diğer 3 kişi ise elendi.

Öyle bir duruma geliyor ki insanlar ister istemez dünya kadar belgen olacağına akademisyen kocan olsun sözünü tekrarlıyorlar. Ne acı ve ne utanç verici bir durum.

Sadece bu da değil tabi. Sosyal medyaya yansıyan çok sayıda iddia var ve gerçekten mevzu çok vahim. Akademi dünyasında oğlu, kızı gelini damadı ne varsa akademisyen olarak aldıran bir çok rektör dekan bölüm başkanı olduğu iddiası var ve mutlak suretle bu soruna neşter vurulmak zorunda.

Üniversitelerde profların eş dost akrabalarından geriye kadro kalırsa milletin çocukları binbir güçlükle girebiliyor. Ancak öncelik profların, bölüm başkanlarının, dekan ve rektörlerin eş dost çocuk hısım akrabalarının. Eğer açılan kadroya prof akrabası başvuruyorsa geri kalanın başvurmasının bir anlamı kalmıyor. Çok yazık çok…

Profesör olmuş ama adalet duygusundan, hak hukuktan haberi olmayan bu tiplere millet itibar ediyor, evlatlarını emanet ediyor. İş rayından çıkmış ve artık kanser olmuş durumda. Bir an önce bu sancıyı dindirmek ve bu kanserli yapıyı yok etmek için neşter vurulmalı. Üniversitelerin milletindir. Hak hukuk tanımaz, Allahtan korkmaz kuldan utanmaz bu zihniyetin temsilcilerine asla bırakılmamalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.