Bursa’nın son üç gündür gündemini dansöz meşgul ediyor. Ve bizce tartışma asıl odağına hiç gelmiyor. Olması gereken yerde sürmediği gibi tartışmanın tarafları da kendilerini korumaya alıp, sorunları halının altına süpürerek saçma sapan bir yöntem uyguluyor. 

Nedir dansöz, meselesi nereden çıktı?

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, önceki gün bir video paylaştı sosyal medya hesabından. Çalı İlk ve Ortaokulu ile İmam Hatip Ortaokulu’nun çok amaçlı salonunda okul aile birliğinin düzenlediği okula gelir amaçlı çay ve eğlence organizasyonunda bir dansözün sahne aldığı video, bir anda ortalığın toz duman olmasına yol açtı. 

Eğitim-İş ve sol yayınlar özellikle İmam Hatip vurgusu yaparken, tepki gösterenler ise İmam Hatip Okulu’nun aynı binada eğitim vermesine karşın organizasyonla ilgisini olmadığını ispatlama gayretine girişti. 

Bir dakika ya.

Asıl konuşmamız gereken işin İmam hatipte olup olmadığı mı?

Hangi statüde olursa olsun bir okulda yapılması mı?

Yoksa en başta dansöz kültürü neden var mı? 

Buradan itibaren sözlerim muhafazakâr kesime, aynı zamanda kadın hakları savunucularına, aynı zamanda kendine çağdaş yakıştırması yapanlara, milliyetçilere tabi ve aslında toplumun tamamına. 
Bir kadının neredeyse çırılçıplak soyundurularak dans ettirilmesi neden ağrınıza gitmiyor? Niye böyle rezil bir kültür oluşmuş bu topraklarda diye niye dertlenmiyorsunuz? Bir kadının nerdeyse çıplak dans etmesi sorun değil mi yani?

Hadi geçelim…

Eğitim-İş ve Başkanı Yeliz Toy hocam… 
İmam Hatipte olunca başka normal okulda başka mı oluyor bu durum. Bir okulda bu rezilliğin yaşanmış olması başlı başına bir sıkıntı değil mi? Mesela tabelasında İmam Hatip yazmasıydı okulun bu durum normal miydi?

İmam Hatip vurgusuyla bunumu ima ediyorsunuz? Üstelik daha sonra yaptığınız tüm açıklamalarda aslında bu eğitim kurumunun üç farklı okulu bir arada barındırdığını ısrarla neden gizlemeye çalışıyorsunuz. İmam Hatipte olunca mesela ahlaksızlık oluyor da normal bir ilkokul lise ya da bilmem ne okulunda olunca olmuyor mu?

Belli ki bu rezillikten yine insanların inançlarına saldıracak bir yol bulmuşsunuz ve utanılacak bir algı oluşturmanın peşindesiniz! Oysa eğitimci olarak öncelikle buranın bir okul olduğunu hatırlatmanız daha sağlıklı olurdu. Ve anlamadığınız ve anlamakta güçlük çektiğiniz de açıkçası İmam Hatiplerinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar olduğu. Yani ha İmam Hatip ya başka bir ortaokul. Ben fark göremiyorum ama maşallah siz epey bir fark görüyorsunuz. Dahası ötekileştirmekten de bir türlü geri durmuyorsunuz. 

Devam edelim. 

İmam Hatip üzerinden duyar kasan mahalleye dönelim. Hadi Eğitim-İş zihniyetine göre hareket ederek algı oluşturuyor. Ya siz nasıl ayırırsınız evlatları. Ya arkadaş adı her ne olursa olsun bir okulda bunun yapılması doğru değil demek yerine İmam Hatip değildi savunmasının âlemi nedir? Sorunları üst perdeden bağırarak, ya da halının altına süpürerek nereye varacağız?

İmam Hatip duyarlılığı gösteriyoruz da yav el kadar çocukların olduğu bir salonda bir kadının neredeyse çıplak halde dans ettirilmesine iki satır neden laf söyleyemiyoruz. İmam Hatipler dokunulmaz da diğer okullarımız dokunulabilir mi? Misal İmam Hatip değil de ilkokul deseydiler, sesiniz çıkmayacaktı öyle mi?

Ben utandım sizde utanın lütfen. 

Valilik ve eğitim muhabirliği yaptığım yıllardan bir örnekle kapatalım konuyu. 19 Mayıs kutlamaları stadyumda yapılıyor. Bizde görevliyiz. 
Lise ortaokul ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra o dönem askeri lise olan Işıklar’ın öğrencileri var gösteri gruplarında. Hangisi daha az kıymetli olabilir ki? Hepsi bu ülkenin bu milletin çocukları. Yok aslında birbirlerinden farkları. 

Ama askeri vesayet yılları. Işıklar öğrencilerine diğer gençler yaklaştırılmıyor bile. Sebep? O da çocuk bu da çocuk. Işıklar öğrencilerine özel kumanya getiriliyor, diğer çocuklara yok.  Vesayet odakları kendilerini kendinden olanı koruyor çünkü. Diğerlerinin canı cehenneme. Dahası yiyecek mi orda ki çocuklar Işıklar öğrencilerini? Bu nasıl bir anlayış.

Peki bugün ne yapıyoruz?

Sorunları halının altına süpürerek, iki lakırdı yapanın üzerine yürüyerek, algı yöneterek çözemeyiz bunları. Tartışmalıyız ve tartışmanın önüne kimse legal ya da illegal olarak set çekmeye kalkmamalı. 28 Şubat'ın zalimleriyle aynı yöntemi kullanamayız, kullanmamalıyız. Hesabımızı Allah’a vereceğimizi asla unutmamalıyız ve haksızlıktan, zalimlikten uzak durmalıyız. 

İman etmeden kimsenin iman etmesini de bekleyemeyiz.