Çok değil, bir hafta önce AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, ‘Dava adamı nasıl olunur? Siyaset nasıl yapılır?’ dersi verdi Bursa’dan. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin devlet başkanına “kaçacak” diye utanç veren bir iftira dillendirmesine karşı net ifadelerle tepkisini koydu.

Siyaset yürekle yapılınca, dirayetle inançla yapılınca bir anlamı oluyor. İşte bunu ortaya koydu Efkan Ala. Öyle sinerek değil sille tokat girdi lafa. “Eğer bir ihanet yoksa bir cehalettir. Ben bu tür konuşmalarda kişisel olarak eleştirilere fazla itibar etmem, fazla onları dile getirmem ama bir ülke meselesi haline gelmişse onu da söylemeden geçemem. Dışarıdan, 193 ülkeden, Türkiye dışından herhangi bir ülkeden Türkiye'ye bakan insan Türkiye'de bu işler olurken Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanı, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na, bu kadar badireyi atlatmış Cumhurbaşkanı'na, bu kadar işi başarmış bir kadronun liderine, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı'na 'Kaçacak' diyor. Arkasından iki ülke arasındaki sivil toplum örgütlerinin birbirlerine yaptığı yardımlaşmayı gerekçe gösteriyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanına 'Kaçacak' demek, o ülkeye suikast düzenlemektir. Böyle bir şey olabilir mi?"

Efkan Bey’in neden devlet adımı olduğunu, neden saygı gördüğünü anlamak için yeter de artar bile. 

Hemen birkaç gün sonra Bursa Milletvekili Mustafa Esgin’den gördük benzer tavrı. Çıktığı yayında Bursa’daki sağlık yatırımlarını bir ucundan tutarak itibarsızlaştırmaya çalışanlara karşı çıkıştı. Dedi ki; “İyi ki siz iktidarda değilsiniz, iyi ki bu ülkeyi Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor. Allah muhafaza, ya bunlar iktidarda olsaydı?” Sinmiyor Mustafa Esgin, geleceğe yönelik tüm hesabı milleti üzerine. Korkarak değil, milleti için yürekli bir şekilde ne düşünüyorsa onu söylüyor. Erdoğan’ın fotoğrafının arkasına gizlenerek değil, Erdoğan’a destek vererek siyasette yürüyor. İyi ki de öyle yapıyor. O nedenle de bahsettiğim iki örnekte bu isimler milletin gönlünde taht kuruyor. 

Gelelim düne…

Bursa Barosu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan utanç verici bir açıklama yapıyor. Gezi ihaneti sırasında yapılanları hepimiz biliyoruz. Nasıl taksimi terör bölgesine çevirmeye kalktıklarını, utanmazca ambulanslara saldırdıklarını, Taksim’den devletimize ve milletimize meydan okumaya kalktıklarını unutmadık, hafızalarımızda. Ve bugün bile Gezi ihanetini kahramanlık hikayesine çevirmeye kalkan kirli odaklara karşı ne yazık ki AK Parti Bursa siyaseti yeterince ses çıkarmıyor. 

Baro, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alıyor, iftiralara çanak tutuyor. Erdoğan’ın söyledikleri ortada ve milletin kahır ekseriyetinin görüşü de o. AK Parti’nin eski il başkanı avukat, yönetimde avukatlar var. AK Partiliyim diye ortaklıkta dolanan onlarca yüzlerce avukat var. Kamu kurumlarının vekaletini alanları var. AK Parti üzerinden zengin olanları var. 

“Orada durun arkadaş” demeye yürekleri yok. Bir tanesi tek bir satır yazıyla tek bir satır açıklamayla bile olsun bu ülkenin cumhurbaşkanını hedef alanlara ses çıkarmıyor, çıkaramıyor. Yarın rüzgar değişirse dümenimiz bozulmasın dertleri hiç şüphesiz. Bir sürü sözüm ona STK var. Bugün Recep Tayyip Erdoğan olmasa esameleri okunmaz ama bu şehirde onun gücüyle güç olan. Tek bir sözleri yok! Utanmaları yok arlanmaları yok. Varsa yoksa günlük çıkarları. Kul sormasa Allah soracak diyeceğim ama neyse…

Ya bu şehirde ağabey diye dolananı var, milletin 28 Şubat süreci gibi 15 Temmuz gibi kahramanlıklarının arkasına sığınanları var. Meydanda görmesek bile sonradan kendi siyasetine bu destanları istismar edenleri var. Cumhurbaşkanı hedef alınıyor ama ağabeyler yine ölü taklidinde. 

Yazık! Bugün siyaset yapmayacak bugün devlet başkanına yönelen bu saldırıya karşı dik duruşunuzla hakkı haykırmayacaksanız, hiç olmayın. Ne Erdoğan ne bu millet bir şey kaybetmez. Hatta kazanır bile. 

Ağızlarını salonlarda açtılar mı dava aşağı dava yukarı. Sahi bunların davası hangi adliyede (!) Başka bir davalarının olduğunu düşünen yok sanırım. 
İyi ki Efkan Ala var, İyi ki Mustafa Esgin var. İyi ki benzerleri var.