SON DAKİKA
Hava Durumu

Davutoğlu'nun Yeni Hâli…

Yazının Giriş Tarihi: 02.07.2019 21:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.07.2019 21:30
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu Pazar günü Elazığ’da ‘Gönül dostları’ diye tanımladığı ve konuşma boyunca kameranın hiç göstermediği insanlara bir konuşma yaptı. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve pelikan’cıları isim vermeden çok sert bir uslüpla eleştirdi. Adeta gemileri yaktı.
Ben bu yazımda haddim olmayarak bu konuşmayı değerlendireceğim.

Konuşmayı dinlemeye başlar başlamaz, gerek uslübundaki sertlik, gerekse yüz ifadesindeki gerilim ve gerekse zaman zaman kelimeleri telaffuz edememesi, cümleleri yarım bırakmasından İsmet Özel’in şu dizelerini hatırladım:

“Susulunca tutulan kin simsiyahtır.
O siyah öc almakçasına gür ve bereketlidir…”


Davutoğlu, kendi ifadesiyle üç yıl sustu. Hakkında olmadık şeyler yazıldı, çizildi, söylendi. Ama o sustu. “Eğer işler iyi gitmiş olsaydı, Eğer Ak Partiyi iktidar yapan milletin değerleri bu siyasi hayata egemen olsaydı kıyamete kadar da susardık” dedi.

Ama Pazar gün ki konuşmasında adeta zembereğinden boşalırcasına konuştu: “Bugün susma vakti değildir, halkın önünde konuşma vaktidir”
Susulunca tutulan kin simsiyahtı, ama o siyahı çok gür bulamadım.
Bereketli olup olmayacağını ise zaman gösterecektir.

Ne dedi Davutoğlu ?
Özetle, Ak Parti içinden ve dışından herkesin, Ak Partinin yanlışlarına/ hatalarına dair söylenen her şeyi dillendirmeye çalıştı.
*Partinin bir aile partisi olduğunu,
*Milletin vicdanından koptuğunu,
*Tabanda yüzde 10- 15’lik bir kaymanın yaşandığını,
*Tabanı konsolide olamayan siyasi partinin eriyişinin kaçınılmaz olduğunu,
*Parti ve devlet yönetiminin bir takım trol çetelerinin egemenliğine girdiğini,
*Adaletin örselendiğini, Örneğin: Fettö suçlamaları ile sıradan bir memurun uzak akrabasının bile tutuklandığı, Fettö darbesinin baş sorumlusunun kardeşinin en yüksek makamlara geldiği ülkede (en çok burada alkışlandı. 22 saniye) Adalete güven kalmadığını, bu yüzden insanların kendilerini bu ülkeye ait hissetmediklerini, Adalete olan güvensizliğin telafi edilemez bir durum olduğunu,
*Siyasi söylemlerdeki tutarsızlığı Örneğin: Bir seçimde ‘beka sorunu’nu dillendirip, buna inanmayanları hain ilan ederken, diğer seçimde beka’nın en önemli tehdit odağı olan Öcalan ile bağlantı kurmaya çalışmanın ya da bunu meşru saymanın milletin vicdanından kopuş olduğunu,
*Yaşanan savrulmalar dolayısıyla devlet hayatında odak kayması yaşandığını,
*Son seçimlerde kullanılan dil, uslübun yanlış olduğunu,
*İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin yanlış olduğunu zamanında söylediğini,
*Üst düzey atamalarda ehliyet ve liyakat yerine tecrübesi olmayan yakın akraba kriterinin öne çıktığını,
*Ekonomi yönetiminin, ehil, herkesle konuşan, dünyayla entegrasyon içinde olan değil, her şeyi kendisinin bildiğini düşünen, yukarıdan bakan, ekip olmayı sadece kendisine yakın olanları bir araya getirmek sanan kişilerin elinde olduğunu, Dolayısıyla ekonominin çok kötü olduğunu,
*Tüm uyarılarına rağmen, çarpık bir parlementer sistemi yerine çarpık bir başkanlık sistemine geçildiğini, devletin kişilere ve kurumlara göre inşa edilemeyeceğini,
*Devlet hiyerarşisi içinde birinci derecede yakın akrabalıkların olmaması gerektiğini,
*Şeffaflık yasasının çıkması gerektiğini,
*Bir hal değişimi, yeniden bir Ahlak’ın inşası, Bir Ahlak ihyası, bir tutum ihyası lazım olduğunu,
*Devlet mimarisinin çok radikal bir şekilde yeniden inşa edilmesi gerektiğini,
*Siyasi etik, siyasetin finansmanı yasasının çıkmasının kaçınılmaz olduğunu… vs

Yukarıdaki eleştirilerden ve önerilerden herkesin katılacakları, ilave edecekleri veya itiraz edecekleri hususlar vardır. Ancak Davutoğlu, herkesin ortak sesi olmak amacıyla mümkün mertebe hepsine değinmeye çalışmıştır. Tüm memnuniyetsizlerin sesi olmaya çalışmıştır. Bunları geçiyorum.

Benim asıl üzerinde durmak istediğim Davutoğlu’nun verdiği bazı rakamlardır.

1. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ak Partinin İstanbul’da aldığı oy oranı ile yenilenen İstanbul seçimlerinde Cumhur ittifakının aldığı oyu hesaplarken bilinçli bir hata yapıyor. 1 Kasım’da yüzde 48 olan Ak Parti oylarını, MHP’nin yüzde 8 oyu çıktıktan sonra yüzde 35 bandında gösteriyor. Ve buradan tabanda yüzde 10- 15 bir kaymanın olduğunu hesaplıyor.
Bu isabetli bir karşılaştırma değildir. MHP seçmeninin tamamının Cumhur ittifakına oy verdiği doğru bir tespit değildir. Cumhur ittifakından sadece Ak Partinin oy kaybı yaşadığını söylemek için elimizde bir veri yoktur. Dolayısıyla yüzde 10-15 bir seçmen kayması ihtimali üzerine yaptığı hesaplar hayalidir.

2. Ak Partinin, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasındaki oy artışını kendi başarısı sanıyor. O günleri hatırlayalım. Ak Partinin oyları yüzde 40’a düşmüş. Ama birinci parti yine olmuş. Diğer partilerin kendi aralarındaki koalisyon görüşmeleri fiyasko ile sonuçlanmıştır. Üç parti bir araya gelip hükümet kuramamışlardır. Öte yandan HDP, tarihinde en yüksek oyu almasına rağmen, PKK saldırılarına yeniden başlamış, hendek operasyonları ve patlamalardan bıkan halk yeniden Ak Partiyi umut olarak görmüştür. Kaldı ki, Davutoğlu’na kalsaydı, CHP ya da MHP ile koalisyon kurmaya can atıyordu. Hükümetin kurulmasına engel olan ve seçimleri yenileyen yine Erdoğan’ın iradesi oldu.

3. Konuşmasında, Kendi Başbakanlığı döneminde her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylüyor. En basitinden AB ve ABD’nin eksenine angaje olarak, Rusya’nın uçağını düşürüp, savaşın eşiğine gelmiştik. O zamandan bugüne çok önemli olaylar oldu. Darbe oldu. Ekonomik operasyonlar çekildi. Terörle çetin bir mücadele verildi. Bütün bu süreçte Ak Partinin hem ekonomik hem de siyasi olarak yıpranması mukadderdir. Bu süreçte ‘Ak Parti’nin lideri’ (bu ifadeyi kullandı) o olsaydı, ‘Devletin Odağı’ kaymayacaktı. Belki S400’ler alınmayacak, Rusya ile papaz olacaktık ama AB ve ABD bize operasyon çekmeyecekti… (Kafamda deli sorular)

Özetle, benim zamanımda her şey güllük gülistanlıktı. ‘İzzet içinde’ gönderildikten sonra her şey berbat oldu. Artık ben geldim. Her şey yeniden güllük gülistanlık olacak. Çok radikal değişiklikler olacak. Kamerada gösterilmeyen gönül dostları ile birlikte ‘Gür bir sesle’ yeni bir hal ile halleneceğiz. Ne Mutlu Hallenenlere…

Ne diyelim, Allah hal etsin.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.