SON DAKİKA
Hava Durumu

“Demokrasi Konferansı- Yurtta Sulh Cihanda Sulh”

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2021 20:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2021 20:08

Geçen hafta “Bir Hainin Anatomisi” başlığında, anavatanı ABD’ye kaçan FETÖ’cü CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’i anlatmış, anavatanında Türkiye düşmanı arkadaşlarıyla “Türk Demokrasi Projesi” derneği kurduğunu ve Türkiye’ye “demokrasi getirmek için gece gündüz çalıştığını yazmıştık.

Tesadüflere inananlar için tesadüf diyelim ama bende tesadüfün yeri yok          bu vakfın ülkemizdeki çalışmaları da inanın geceli gündüzlü devam ediyor.

Bursalı FETÖ’cü haininde kurucusu olduğu derneğin web sitesini incelediğinizde ülkemizin en temel sorunu Recep Tayyip Erdoğan olarak gösteriliyordu
Ülkemizin diğer büyük sorunları:
Kadın hakları
Görevden alınan memurlar, cezaevinde yatan “gazeteciler”
HDP’nin kapatılma süreci
Libya ve Suriye müdahalelerimiz
LGBT
Siyasi Muhaliflerin Tutuklanması, hayırsever Osman Kavala ve barış aktivisti Demirtaş’ın tutuklu olması

Bu başlıklar lütfen aklınızda kalsın şimdi ülkemize dönüyoruz.
2020 yılının yaz aylarında Millet İttifakı adıyla anılan CHP+HDP+İP koalisyonunda ufak dil sürçmeleri meydana geliyor bu dil sürçmeleri üzerine PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin tutuklu eş başkanı Demirtaş “demokrasi ittifakı” adıyla üçüncü bir seçenekten bahsediyordu.
2021 yılına gelindiğinde bu ittifakın adı unutulmaya yüz tutmuştu ki Mart ayında BBC Türkiye servisine cezaevinden röportaj veren eş başkan Demirtaş “süreç gittikçe demokrasi ittifakı noktasına evriliyor” diyordu.
Süreç diye bahsettiği HDP’ye kapatma davası başvurusu yapıldığı tarihi anlatıyor olmalı çünkü tarihler birbirini tutuyordu.

2021 Joe Bıden’in “Erdoğan’ı devirmek için muhalefeti destekleyeceğiz” açıklamasıyla başlamış, Noel baba misali muhaliflere çuvaldan yardımlar yapılıyordu.
İstanbul sözleşmesi, e-amiraller, e-monşerler, Boğaziçinde sırtını ülkesine dönenler, darbe imalı röportajlar, tehditler, parmak sallamalar…
Herkes Noel baba Joe Biden’den gelecek desteğe göre performans sergiliyordu.

İşte tam bu tarihlerde “Demokrasi Konferansı” adlı bir organizasyon ufak ufak örülüyordu.
Mart ayında “Demokrasi Konferansı Çağrısı” adıyla bir metin açıklanıyor, web üzerinden duyurular ve basın açıklamaları yapılıyordu.
Ahmet Türk, Canan Arın, Celal Fırat, Genco Erkal, İhsan Eliaçık, Melda Onur, Murathan Mungan, Necla Kurul, Öztürk Türkdoğan, Rıza Türmen, Şebnem Korur Fincancı, Tarık Ziya Ekinci, Zülfü Livaneli isimleri bu konferansın ilk çağrıcılarıydı. 

İlk olarak 37 dakikalık bir video çekiliyor, videonun ilk dakikasında “Ülkede demokrasi yoktu, özgürlükler yoktu, kim demokrasi dese terörist yaftasıyla içeri atılıyordu” şeklinde ”Biden’in isteğini en iyi biz yerine getiririz” çalışması yapılıyordu.

İlk video diye başlamışken “Çağrıcılar listesinde” adı yer almasa da tripoduyla konferansa destek veren kamuoyu hazırlayan mafya artığı Sedat Peker’i de unutmamak lazım 

Çağrıcılar size de ilginç geldi değil mi? Muhalif tüm kesimleri toparlayabilecek vitrini, albenisi olan “tarafsız” aydın, sanatçı tipler özellikle seçilmişti.

Ama bu vitrin buzdağının görünen yüzüydü.

Buzdağının altında kurumsal olarak CHP, HDP, HDK, DİP, EMEP, SODEV, DİSK’e bağlı iki sendika, KHK’lı Platformları Birliği, Yeşil Sol Parti, Alevi Dernekleri, birkaç doğa derneği, çevre derneği... Listeyi kabarık göstermek “herkes burada” demek için bir bisiklet derneği bile demokrasi konferansının bileşenleri arasındaydı.
Partiler dışında kalan derneklerin sadece birkaç yöneticisi bu konferansa katıldı muhtemelen onlarda o derneklerin tüm üyelerini temsil etmez diye düşünüyorum.
Örneğin bu ülkenin bölünmesine en çok karşı çıkan Alevi dernekleri, ülkenin doğası haricinde siyaset yapmayan doğa derneklerinin bu konferansa katılımları sadece katılan bireyleri bağlar bence.

Mayıs ayında bir açıklama daha yapılarak konferansın gündem maddeleri sıralanıyor ve 24 Haziran’da konferans yapılacağı duyuruluyordu.

24 Haziran’da yapılan konferansta sunum yapılan bildirgeler kısmında hangi konular yer almıştır?
Hani ABD’de kurulan derneğin ülkemiz için sorun gördüğü başlıkları yazmıştık ya yukarıda ha işte o başlıklar.
“Hukuk devleti, bağımsız yargı”, Öcalanın yıllardır tekerleme haline getirdiği Hakikatleri araştırma komisyonu, Laiklik, LGBT, “Kürt siyasetçilerin rehine durumu ortadan kalkmalı”, özerk yerel yönetimler, kayyumlar kalkmalı eski başkanlar göreve gelmeli, sınırları dışına müdahale etmeyen bir ülke olmalı, bütçe savaşa değil yoksul halka harcanmalı, bütün savaş ve operasyonlar durmalı, cinsiyet eşitliği, OHAL/KHK tüm sonuçlarıyla iptal edilmeli siyasi tutuklular serbest kalmalı…

Nasıl sonuç metni ama?

Bu konferansın çağrıcılarından Genco Erkal’ın bir filminde şöyle bir sahne vardı; Genco Erkal çalışmak için gurbete gitmek zorunda kalır bir trene biner, trende karşısında bir yolcu daha vardır Genco Erkal’ın ailesine olan özlemi tren yolculuğunun ilk saatlerinde başlar çantasından bir teyp çıkararak evde kayıt yaptığı bir kaseti dinlemeye ve dinlediklerini karşısındaki yolcuya anlatmaya başlar, önce çocuk sesleri gelir teypten Genco diğer yolcuya dönerek “bunlar benim çocuklar” der, birazdan yaşlı iki insan sesi duyulur Genco “aha bak bunlar anam ile babam” der, birazdan uzun bir sessizlik olur Genco ve diğer yolcu şaşkınca bakışırken Genco iç çekerek gözlü yaşlı bir halde “bu da bizim hanım utanıyor konuşamıyor” der.

İşte bu konferansın sonuç bildirgesinde yazılmayan, sesi duyulmayan tek şey demokrasi 
Çünkü katılımcıların böyle bir derdi yok
Onların tek derdi Erdoğan’ı devirmek, ülkeyi bölmek, Suriye’nin kuzeyi ile ülkemizin bir bölgesini birleştirmek, Doğu Akdeniz’den çekilmek, Suriye’den çekilmek, terör ve darbe suçu işleyenleri salıvermek, haksız yere devlete yerleştirilip devlet düşmanlığı yapmaktan KHK ile işine son verilenlere iadeyi itibar yapmak.

Sonuç bildirgesinin en çarpıcı cümlelerinden biri ne biliyor musunuz?
“Yurtta sulh, cihanda sulh” 
Bu cümleyi İP başkanı Meral Akşener darbe öncesi çok dillendirmişti, darbe gecesi FETÖ’cü vatan hainleri kendilerini bu cümleyle takdim etmişti, şimdi sıra bu arkadaşlara gelmiş gözüküyor.

Ne demişti bunların patronu Joe Biden “bu defa darbeyle değil, seçimle devireceğiz Erdoğan’ı”

2023 öncesi ne yapsalar olmuyor, ilk turda kaybediyorlar, dolayısıyla her yöntemi deniyorlar.

Bu konferans çok açık belli ki ABD mutfağında hazırlanıp Edirne Cezaevinde ısıtılarak gündeme sunulmuş.

Kamuoyunda bu proje tutarsa seçimlerde CHP+HDP açık ittifak yaparak katılacaklar.

Meral Akşener bu projenin yedeğinde başka bir taktik için kullanılacak gibi gözüküyor.

Bu konferansın çağrıcılarından Zülfü Livaneli’nin bu hafta yaptığı Deniz Baykal, Bülent Ecevit, sol, solcu v.s açıklamaları bu projenin kamuoyunu oluşturma gayretlerinden başka bir şey değil
Livaneli’nin açıklamalarına ilişkin yazı yakında.

Selam ve saygıyla.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.