Kim doğru söylüyor?

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah,  Filistin için İsrail'e karşı Esad ile işbirliği yapıldığını ve İsrail için en büyük tehdidin İran olduğunu ileri sürerken, İsrail, varlığını Esad rejimine bağlayarak Esad'a destek olmanın önemini vurguluyor. 

 Dünya Kudüs Günü’nde Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen kutlamalarda konuşan Nasrallah, Suriye’de ki savaşa Filistin için dahil olduklarını ileri sürdü. “Suriye'nin tekfirci teröristlere kaptırılması halinde Filistin davasının da kaybedeceğini” öne süren Nasrallah, Kudüs'e giden yolun Cuniye'den değil Kalamun, Zabedani, Humus, Halep, Dera, Haseke ve Süveyde'den geçtiğini, çünkü Suriye kaybedilirse Filistin'in de kaybedeceğini ifade etti. Konuşmada Suriye'de yaşamını yitiren tüm “direniş savaşçıları”nın Suriye, Lübnan ve Filistin için öldüğünü belirtti.

"İSRAİL İÇİN TEK TEHDİT İRAN'DIR"

İran'la ilişkilerine değinen Hizbullah lideri, Tahran yönetiminin Filistin'in özgürlüğü için geride kalan tek umut olduğunu, bu yüzden İran'la ancak dost olabileceklerini söyledi. Nasrallah, “İran'ın düşmanıysanız Filistin ve Kudüs'ün de düşmanısınızdır. İsrail'in dış tehdit kabul ettiği tek devlet İran İslam Cumhuriyeti'dir” dedi.

İSRAİL'İN UMUDU İSE ESAD REJİMİ

Geçtiğimiz günlerde Siyonizmi destekleyen gazetelerde İsrail Ordusu ve MOSSAD’da görev yapmış olan general Eliezer Tsafriri ise ‘Esad rejimini kurtarmak zorundayız’ başlığıyla bir yazı kaleme almış "Esad rejiminin düşmesi demek, Suriye'nin kara deliğe dönüşmesi demektir. Esad rejimi düşerse, Suriye'de ve çevresindeki tüm ülkelerde yahudi düşmanlığı hat safhaya ulaşacak. Bu kaçınılmaz bir son" ifadelerini kullanmıştı. Haaretz gazetesinde yayınlanan bir başka yazıda ise, "Suriye rejimi, bölgedeki İsrail düşmanlarını kontrol altına almayı başarabilen bir irade. Eğer Esad rejimi düşerse, buradaki radikal yapılar İsrail'i yok etmek için ellerinden geleni yapacaklar" şeklinde ifadeler yer almıştı.