SON DAKİKA
Hava Durumu

Erbakan yaşasaydı

Yazının Giriş Tarihi: 14.04.2022 19:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2022 19:42

Millet İttifakı içinde yer alan Saadet Partisi (SP), CHP ile ittifak ederek AK Parti’ye karşı birlikte hareket ettiği için ağır eleştirilere uğramaktadır. SP Lideri Karamollaoğlu ise bu eleştirileri “Erbakan Hoca yaşasaydı, O’da CHP ile birlikte hareket ederdi” diye cevaplamıştır. (Yeni Şafak gazetesi, 27 Mart 2022)
Bunun üzerine oğul Fatih Erbakan ise “Erbakan Hoca asla CHP ile birlikte hareket etmezdi” diyerek Karamollaoğlu’nun açıklamasını eleştirip reddetmiştir. Benzeri bir eleştiriyi AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan’da yapmış, “Erbakan Hoca yaşasaydı CHP ile birlikte ittifak etmezdi” demiştir. (Yeni Şafak gazetesi 5 Nisan 2022)


Yakın zamanda “Erbakan yaşasaydı CHP ile birlikte olurdu, olmazdı” tartışması, yıllar önce Refah Partisi lideri olarak Necmettin Erbakan’ın çeşitli konuşmalarında “Atatürk kalksa Refahçı olurdu, Milli Görüşçü olurdu” dediği açıklamalarına benzemektedir. Erbakan kendi görüşlerine, söylediklerine meşruiyet kazandırmak ve bir korunma tedbiri olarak bu açıklamaları yapmış olmalıdır.


Yoksa Kemal Paşa kalksaydı, Refah Partisi olmazdı, Necmettin Erbakan’da siyaset yapamazdı. Çünkü Kemal Paşa’nın kurduğu düzen tek partili bir düzendi. Farklı görüşlerin siyaset yapmasını engellemiştir. Yalnızca Paşa’nın partisi, CHP siyaset yapmıştır. Üstelik Kemal Paşa, her şeyini Batıdan alan, her şeyi ile Batı toplumuna benzeyen bir toplum istediğini Ağustos 1925’te Kastamonu’da “bütün mana ve eşkaliyle medeni aleme benzeyeceğiz” diyerek açıklamış, bu doğrultuda faaliyetler yapmıştır. Erbakan ise sürekli olarak “Batı taklitçiliğini” eleştirmiştir. Erbakan bir korunma tedbiri olarak kendince “Atatürk yaşasaydı Milli Görüşçü olurdu” demiş olmalıdır. Ancak Erbakan’ın kurduğu her parti “Atatürkçülük ilkelerinden saptığı” gerekçesiyle kapatılmıştır. Erbakan’ın partilerini kapatanların, Atatürk ilkelerini hep yanlış anladıklarını, buna karşılık o ilkeleri yalnızca Erbakan’ın doğru anladığını ileri sürmek, insan aklına karşı beyhude bir çaba olur.


Erbakan’ın son dokuz yılı AK Parti döneminde geçmiştir. AK Parti ve CB Erdoğan için  “siyonizmi, İsrail’i desteklemiştir” gibi ağır eleştirilerde bulunmuştur. Erbakan 11 Temmuz 2007’de ESAM’da yaptığı konuşmada, “Abdullah Gül gidip İsrail baltasına sap oldu, Tayyip gitmiş, dış mihrakların baltasına, Sevr baltasına sap olmuştur, sen İmam Hatipliyim diyerek milleti aldatıp Türkiye’nin anahtarını götürüp teslim ettin” iddiasını ileri sürmüştür. 2010 Anayasa değişikliği referandumunda, o dönemde SP lideri olan Numan Kurtulmuş’un “referandumda evet diyeceğiz” açıklamasına karşılık Erbakan’ın yakınları olan Şevket Kazan gibi isimler hayır çağrısı yapmıştır.


Yine Erbakan 22 Temmuz 2007 genel seçimleri öncesinde, 16 Temmuz 2007’de Ak Parti’nin Zeytinburnu Kazlıçeşme’de, SP’nin ise Çağlayan meydanında yaptığı mitingdeki konuşmasında “Kazlıçeşme’de Narkoz meydanında, kırık ampül altında toplananlar var. Kendini Bizans çocukları sayanlar orada, Fatih’in torunları burada toplandı” demiştir. Sonradan Milli Gazete’de Erbakan’ın Ak Partililere “Bizans’ın çocukları demediği” vurgusu yapan haber ve yazılara yer verilmiştir.


Ancak Erbakan’ın son dokuz yılını Ak Parti’ye muhalefet ederek geçirdiği üstelik bu muhalefetini de CB Erdoğan’ın “dış mihraklara, Sevr’e balta oldu” gibi çok ağır suçlamalarla geçirdiği bilinmektedir. Buna karşılık bazı Ak Parti yöneticilerinin, bütün bunları yok sayarak Erbakan hocanın her işinde, her sözünde hikmet arayışları sürmüştür. 2010’da Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi kurulmuştur. Neredeyse hemen her ilde, pek çok ilçede Necmettin Erbakan adını taşıyan Anadolu Liseleri, İmam Hatip Liseleri açılmıştır. Bazı Ak Parti yöneticileri, kendilerini Bizans çocuğu sayan ya da Bizans çocuklarının baltası sayan bir parti liderine gönül vererek Ak Parti’de siyaset yapmaktadırlar. Kendi liderleri CB Erdoğan’ın “Sevr Baltası olduğu” suçlamasını makul mü görüyorlar? Böyle bir görüşleri varsa, Ak Parti’de ne işleri vardır? Aksine böyle görüşlere itirazları varsa, bu görüşlerin sahibine olan gönül bağlarının makul bir açıklaması yoktur. Siyaset bir mantık ve akıl işidir. Akıl ve mantığı devre dışı bırakan romantik gönül bağları ile siyasetin yürümesi mümkün değildir.


Hiçbir siyasi parti, kendisini siyonizmin hizmetkarı, sevr’in baltası sayan görüşleri meşru kabul etmez. Hem o görüşlerin sahibini baştacı edenlerin hem de suçlamalara maruz bırakılan partide yer almaları her şeyden önce bir ahlak sorunudur. Artık bir seçim yapmaları gerekmez mi? Kendisine saygısı olanlardan, siyasi çizgisinin meşruiyetine inananlardan bu seçim beklenir.


Ak Partili yöneticilerin Erbakan yaşasaydı, CHP ile birlik olmazdı, ittifak etmezdi gibi açıklamalarının hiçbir inandırıcı tarafı yoktur. Erbakan’ın nasıl bir ittifak içinde olacağını kesinkes söylemek yersiz olur. Ancak son dokuz yılını Ak Parti’ye muhalefet etmeye adamış olduğu için, Erbakan yaşasaydı kesinlikle Ak Parti’yle ittifak etmezdi demek, daha makul ve daha gerçekçidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.