SON DAKİKA
Hava Durumu

Eski Türkiye'nin Azerbaycan'a karşı yanlışları

Yazının Giriş Tarihi: 02.10.2020 21:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.10.2020 21:12

Azerbaycan, Türkmen Çayı Anlaşması ile 1828’de Kuzey ve Güney diye ikiye bölündü. Kuzey,
Rusya’nın; Güney ise Kaçar Hanedanlığının elinde kalmıştı. 1918’de, Bolşevik İhtilâli döneminde Kuzey
Azerbaycan bağımsızlığını ilân ettiğinde, 140 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahipti.
Mehmet Emin Resulzade öncülüğünde 28 Mayıs 1918’de kurulan (Kuzey) Azerbaycan Cumhuriyeti, 28
Nisan 1920’de SSCB işgaliyle fiilen yıkılmış oldu. Kuzey Azerbaycan SSCB işgalinde iken, Stalin
döneminde topraklarının yaklaşık yarısını Ermenistan ve Gürcistan’a bırakarak kaybetmişti.
Stalin, Türkiye’nin Azerbaycan (dolayısı ile Türkistan) bağlantısını engellemek için Nahcıvan ile
Azerbaycan anakarası arasındaki Zengezor bölgesini de Ermenistan’a vermişti. Böylece Kuzey
Azerbaycan’ın yüzölçümü 87 bin kilometrekareye inmiş oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Stalin,
Kars ve Ardahan’ı Ermenistan için Türkiye’den istemişti. (Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya,
Ankara 1990)
Tarihin akışı, Türkiye ve Kuzey Azerbaycan’ı daima yan yana getirmiştir. Rusya ve Ermenistan kaynaklı
dış tehditler, ilk akla gelen nedenlerdir. Bunun yanı sıra, Türkiye ve Azerbaycan’ın yakınlaşmasında,
İkinci Meşrutiyet döneminde uzun süre İstanbul’da yaşayan, Sırat-ı Müstakim (Sebîlürreşad) ile Türk
Yurdu dergilerinde yazan Mehmet Emin Resulzade, Ahmet Cevat, Hüseyinzade Ali gibi aydınların payı
büyüktür.
Birinci Dünya Savaşı hengâmesinde Osmanlı Ordusu, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü kurtarıp Azerbaycan’ın
bağımsızlığına büyük bir katkıda bulunmuştu. Ancak Türkiye sonraki dönemde bu katkısını devam
ettiremediği gibi, CHP’nin ilk Genel Başkanı Kamal Paşa, TBMM’deki gizli oturumda SSCB’nin
Azerbaycan Cumhuriyeti’ni işgal etmesine yardımcı olduklarını açıklamıştı. Türkiye’nin Azerbaycan
işgaline yardım etmesi, o dönemde SSCB ile yapılmaya çalışılan yardım anlaşmasına bağlanmıştı.
(Taha Akyol 1919/1920 Mondros Sevr ve Kuvay-ı Milliye, İstanbul 2016)
1945’te Türkiye’ye sığınmış olan 195 Azerbaycan Türk’ü (Reha Oğuz Türkkan 490 olduğunu
açıklamıştır), dönemin Cumhurbaşkanı ve CHP’nin ikinci Genel Başkanı İsmet İnönü tarafından aynı yıl
SSCB’ye iade edilmişti. Iğdır yakınında, Aras nehri üzerindeki Boraltan/Serdarabad Köprüsü’nde
kurşuna dizilmişlerdi. Dönemin Türkiye Hükûmeti, iade işlemini Türkiye ile SSCB arasında
mütekabiliyet kuralına bağlamıştır.
Buna karşılık Türkiye’den SSCB’ye sığınmış olan bir subay ve iki eri, Sovyet Hükûmeti, izlerine
rastlanmadığı gerekçesiyle iade etmemiştir. Böylece mütekabiliyet kuralı tek taraflı olarak,
Türkiye’nin, Kuzey Azerbaycan Türklerinin zararına işlemiştir.
SSCB’nin dağılmasından sonra Kuzey Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de ikinci defa bağımsızlığını ilân
etmişti. Ancak daha bağımsızlıktan önce, Azerbaycan sınırları içindeki Karabağ’da bulunan Ermenilerin
Ermenistan’a katılma isteği, Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir savaşa yol açmıştı.
Dönemin şartlarında Azerbaycan’ın düzenli bir ordusu yoktu. Ülke karışıklıklar içindeydi. Bu durumu
fırsata çeviren Ermenistan, 1992’de Karabağ ile çevresini, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal
etti. 1 milyondan fazla Azerbaycan Türk’ü zorla yurtlarından çıkarıldı.
1994’te, Kırgızistan Bişkek’te, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşması ile
savaş bitti. Ancak Ermenistan işgal ettiği bölgeden çekilmediği için barış anlaşması yapılamadı. ABD,
Rusya ve Fransa temsilcilerinden oluşan Minsk Grubu, müzakereler yoluyla sorunu çözmek için
kurulmuştu. Geçen süre içinde Minsk Grubu’nun sorunu çözmek için bir katkısı olmadı.

Türkiye tarihinde utanç ile hatırlanacak bir olay da 1993’te yaşanmıştı. Türkiye ve Azerbaycan
tarafından sınır kapıları kapatılan Ermenistan, büyük bir kıtlık içindeydi. Süleyman Demirel
başkanlığındaki DYP-SHP koalisyonu, ilişkilerini kestiği sınır kapılarını kapattığı Ermenistan’a, yardım
için buğday ve benzeri yardım malzemeleri göndermeyi “insanî nedenlerle” açıklamıştı. Oysa savaş
esnasında zor durumda kalan Azerbaycan’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Ebulfezl Elçibey’in “yaralıları
taşımak için bir helikopter gönderilmesi” isteğini, Demirel iktidarı insanî nedenler kapsamına
almamış, helikopter göndermemişti!
21’inci yüzyılda Azerbaycan topraklarının bir bölümünü işgalinde tutan Ermenistan ve onun her
dönem destekçilerinden biri olan Rusya, Azerbaycan için dış tehdit olmaya devam etti. Şiiliği
yayılmacılığı için bir dış politika ve de rakip yahut düşman saydığı ülkeleri karıştırmak ve savaşlar
çıkarmak için bir araç olarak kullanan İran ise, Azerbaycan nüfus çoğunluğunun Şii Müslüman
olmasına karşılık, Azerbaycan’ın yanında değil, Ermenistan’ın yanında yer aldı. Dünyanın neresinde Şii
bir topluluk olsa onlara lojistik ve para desteğini ulaştıran İran, Kuzey Azerbaycan’a karşı neden
Hıristiyan Ermenistan’ı tercih etmiştir? İran Ermenistan tarafına destek olmaması ile Azerbaycan için
üçüncü dış tehdit durumundadır.
27 Eylül 2020’de ise Ermenistan birliklerinin Azerbaycan sivil yerleşim yerlerine ateş açması ve
katliamlar yapması üzerine, yeniden ve savaş boyutunda bir çatışma başlamıştır. Ermenistan kendi
sonunu hazırlayacak bir savaşın ateşini Kafkasya’da yakmıştır! Çatışma ile birlikte Türkiye, “bütün
imkânları ile Azerbaycan’ın yanında olduğunu” ilân etmiştir.
Azerbaycan’ın ayağa kaldırılmasında Türkiye gösterdiği kardeşliğini devam ettirdikçe, Ermenistan
işgalindeki Azerbaycan topraklarının yakın bir zamanda kurtarılması kuvvetle mümkündür ve
muhtemeldir. Buna karşılık Türkiye ve Azerbaycan arasında konfederal bir siyâsî birlik çağrılarının
isabeti şüphelidir. (Selahaddin Eş Çakırgil, Türkiye Azerbaycan Konfederasyonu Kurulmadıkça, 28 Eylül
2020 Star Gazetesi)
Çünkü böyle bir siyâsî birliktelik, ABD, Rusya ve İran’ı Türkiye’ye karşı daha sıkı bir ittifak içine
itecektir. Kuzey Azerbaycan’ın kendi kendine yeter hâlinin kuvvetlenmesi, Ermenistan işgalindeki
topraklarını söke söke kurtarması ve bütün dikkatini Güney Azerbaycan’a yöneltmesi, gelecek için
daha anlamlıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.